Logo

10. Hukuk Dairesi2024/7465 E. 2024/11832 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hizmet tespiti davasında, davacının davayı takip etmemesi sebebiyle davanın açılmamış sayılıp sayılamayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarının sosyal güvenlik hakkı kapsamında kamu düzenini ilgilendirdiği, bu sebeple davacının davayı takip etmese dahi mahkemenin davayı sonuçlandırması gerektiği ve HMK 150. madde uyarınca davanın açılmamış sayılmasının mümkün olmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1086 E., 2023/1924 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 21. İş Mahkemesi

SAYISI : 2020/248 E., 2021/156 K.

Taraflar arasındaki hizmet tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili, davacının davalı işyerinde 01.04.2002-01.07.2014 tarihleri arasında kesintisiz olarak son net 1.600,00 TL ücretle çalışmasına rağmen sigortasının 01.08.2003 tarihine kadar bildirilmediğini belirterek davacının eksik ödenen SGK primlerinin tamamlatılmasını ve işçilik alacaklarına karar verilmesini istemiş, işçilik alacakları yönünden dava tefrik edilmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.

2.Fer'i müdahil Kurum vekili, davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince; davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı şirket vekili özetle; dosyanın işlemden kaldırıldığına ilişkin herhangi bir duruşma zaptının taraflarına tebliğ edilmediğini, edilmiş olsaydı dosyayı yenileyeceklerini zira kaldırma kararından anlaşıldığı üzere daha önce bordrolu tanık dinlenmediğini, dinlense kendi haklılıklarının ortaya çıkacağını ayrıca SGK'ya vekalet ücreti verilmesinin yerinde olmadığını, Kurumun fer'i müdahil olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "...Dairemizin 2019/344 Esas, 2020/1023 Karar sayılı kaldırma kararı ile eksikliklerin giderilmesi ve sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle Mahkemece verilen kararın kaldırıldığı,Mahkemece kaldırma kararı gereği duruşma gün ve saatini bildirir taraflara tebligat çıkarıldığı, davalı tarafa çıkartılan tebligatın 16.09.2020 tarihinde tebliğ edildiği (tüm taraflara aynı gün tebliğ yapılmış) ve davacı ve davalı tarafın duruşmaya gün ve saatinde hazır olmadıkları, mazeret bildirmedikleri ve Mahkemece dosyanın yenileninceye kadar işlemden kaldırıldığı görülmüştür.

HMK 150 md gereğince dosyanın işlemden kaldırılması kararı ara karar niteliğinde olduğundan tebliğ etme zorunluluğu bulunmadığı, duruşma günü tebliğ edildiği halde tarafların duruşmada hazır olmadıkları anlaşılmakla Mahkeme kararının yerinde olduğu kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." gerekçesiyle istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hizmet tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 150 nci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 5510 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesi,

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve temyiz edenin sıfatına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Hizmet tespiti ile birlikte aynı sürelere ilişkin sigorta primine esas kazancın tespiti istemli işbu davada, Kurumun fer'i müdahil olduğu gözetilerek, lehine ya da aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmemesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile, temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

3. İlk Derece Mahkemesi kararının başlık kısmındaki '...' ibaresinin sol tarafında bulunan "Davalı" kelimesinin silinerek yerine "Fer'i müdahil" ibaresinin yazılmasına,

4-Hükmün vekalet ücretine ilişkin (4). paragrafındaki "davalılara" ibaresinin silinerek yerine "Davalı Tek Kumlama Makina Sanayi Ticaret -Gönül Deniz Özkale'ye" ibaresinin yazılmasına,

5-Kurumun yapmış olduğu giderlere ilişkin hükmün (6). paragrafı silinerek yerine "Fer'i müdahil SGK Başkanlığı tarafından sarf edilen 86,95 TL masrafın davacıdan alınarak fer'i müdahil Kuruma verilmesine," ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

Üye ...'ın muhalefetine karşı; Başkan vekili ... ile Üyeler ..., ... ve ...'ün oyları ve oy çokluğuyla

27.11.2024 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY

I. TEMEL UYUŞMAZLIK

1. Çoğunluk ile aradaki temel uyuşmazlık, hizmet ve Prime Esas kazancın tespiti olarak açılan davada, davanın takip edilmemesi halinde aynı kanunun 150. maddesi uyarınca açılmamış sayılma kararı verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlk derece mahkemesince “davanın ikinci kez takipsiz bırakıldığı gerekçesi ile HMK'nın 150/5 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına" dair verilen kararın davalı işveren vekili tarafından temyizi üzerine çoğunluk görüşü ile kararın onanmasına karar verilmiştir.

II. KARŞI OY GEREKÇELERİ

3. Anayasasının 12. maddesine göre; "Herkes kişiliğine bağlı, dokunulmaz devredilmez, vazgeçilmez, temel hak ve hürriyetlere sahiptir” 60. maddede ise, "Herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir" hükmüne yer verilmiştir. Bu iki hüküm birlikte değerlendirilecek olursa, sosyal güvenlik hakkının kişiye sıkı sıkıya bağlı dokunulmaz ve feragat edilemez bir hak olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.

4. Diğer taraftan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 92. maddesinde de bu ilke aynen benimsenerek, çalışanların işe alınmalarıyla kendiliğinden sigortalı olduğu, bu suretle sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamayacağı ve vazgeçilemeyeceği, sözleşmelere sosyal sigorta yardım ve yükümlerini azaltmak veya başkasına devretmek yolunda hükümler konulamayacağı belirtilmiştir. Bu nedenle, sigortalılık hakkından feragat edilemez. Sigortalılık ... zorunlu olduğundan bu hak üzerinde kişi tasarrufta bulunamaz.

5. Kamu düzenini ilgilendiren sigortalılık hakkını içeren tespit davalarında hâkimin feragat nedeniyle davayı reddetmeyip delilleri kendiliğinden toplaması ve sonucuna göre karar vermesi gerekir. Zira hizmet ve prime esas kazanç tespiti davalarının amacı hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır.

6. Anayasanın 60/2 maddesi uyarınca da “Devlet, sosyal güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri almak ve teşkilatı kurmak zorundadır”. O halde devlet sigortalıların sosyal güvenlik haklarını korumak için önlemler almak zorundadır.

7. Sosyal güvenliğin finansmanı genel olarak dünyada işçi, işveren ve devletten tahsil edilen prim veya katkı payları ile sağlanmaktadır. Sosyal güvenlikte prim, işçi ve işverenden tahsil edilen ve genelde hak edilen ücretin belli bir oranı üzerinde alınan bir finansman kaynağıdır. Sosyal sigorta primi, kanunun kendilerine karşı güvence sağladığı sosyal risklerden birinin gerçekleşmesi halinde yapılacak sigorta yardımları ile kurum giderlerinin karşılığı olarak kanuna göre belirlenen oranlar üzerinden sigortalının kazancından bir meblağ üzerinden alınan parayı ifade eder. 5510 sayılı Kanunun 79. maddesi uyarınca prim gelirleri iki alanda kullanılmalıdır. Bu düzenleme emredici bir kuraldır. Buna göre prim gelirleri;

a) Sigorta kollarının gerektirdiği yardım ve ödemeler ile

b) Kurumun yönetim giderlerinde kullanılmalıdır (Güzel/Okur/Caniklioğlu. Sosyal Güvenlik Hukuku. Yenilenmiş 17. Bası. s: 226). Bu nedenle prim alacağı kamu alacağıdır.

Sigortalı hizmet tespiti davasının açılması ile Sosyal Sigortalar Kurumu bir çalışma ilişkisinden haberdar olacak, gerektiğinde müfettiş incelemesi yaparak resen prim tahakkuk ettirip, tahsil edecektir. Görüldüğü gibi hizmet tespiti davaları kurumun hak alanını da doğrudan ilgilendirmektedir.

8. Her ne kadar gerek 6552 ve gerekse 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nda “Hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talebi ile işveren aleyhine açılan davalarda, dava Kuruma resen ihbar edilir. İhbar üzerine davaya davalı yanında ferî müdahil olarak katılan Kurum, yanında katıldığı taraf başvurmasa dahi kanun yoluna başvurabilir. Kurum, yargılama sonucu verilecek kararı kesinleştikten sonra uygulamakla yükümlüdür (Madde 4/2)” hükmüne yer vermiş ise de aslında olması gereken hak alanını da ilgilendirip sigortalının sosyal güvenlik hakkını korumak olduğundan ve resen de 5510 sayılı kanun kapsamında hizmet tespiti yapabileceğinden, burada asli müdahil sıfatı ile sigortalı yanında yer alması gerekir. Zira sonuçta hizmet tespiti ile birlikte alınacak prim alacağı kurum alacağı olacaktır.

III. SONUÇ:

9. Sonuç olarak hizmet ve prime esas kazanç tespiti davasında, vazgeçilmez sosyal güvenlik ... nedeni ile 6100 sayılı HMK’nın 307. maddesi uyarınca davadan feragat olanaklı olmadığı gibi açılan davayı geri alma (HMK. 123) veya davanın takip edilmeyerek açılmamış sayılma (...150) olanağı da bulunmamaktadır. Zira hizmet tespit davası açıldıktan sonra bu dava üzerinde tasarruf edilemez. Kamu düzeni ve resen araştırma davası kapsamında olan bu tür dava artık sonuçlandırılması gereken bir davadır. Burada feri müdahil kurumun takip etmesi zorunluluk olduğu gibi delileri resen toplamak zorunda olan hakim de davayı sonuçlandırmalıdır. Aksi takdirde sosyal güvenlik ... üzerinde tasarruf yetkisi olmayan sigortalıya, davayı geri alma veya takipsiz bırakarak açılmamış sayılma yolu ile tasarruf da bulunma olanağı verilmiş olunacaktır ki bu sosyal güvenlik hakkını ortadan kaldıracaktır. Feragat olanağı olmayan bir dava geri bırakılamayacağı gibi açıldığı anda da sigortalı gelsin veya gelmesin sonuçlandırılmalıdır. Nitekim davalı işveren kararı temyiz etmektedir. Kararın bu gerekçe ile bozulması gerektiği kanaatinde olduğumdan, onama görüşüne katılınmamıştır.