Logo

10. Hukuk Dairesi2024/8080 E. 2025/1951 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının 05.02.2001-01.06.2009 tarihleri arasında davalı işverenler nezdinde geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, davacının çalıştığının tespitine karar verdiği 05.02.2001-01.08.2001 tarihleri arasındaki dönemin davanın açıldığı tarih itibariyle hak düşürücü süreye uğramış olması ve davacının askerlik dönüşü işe başlama tarihi itibariyle makul bir intibak süresinin gözetilmemesi nedeniyle eksik inceleme yapıldığı gerekçesiyle bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

SAYISI : 2022/887 E., 2023/929 K.

Mahkeme kararı davalı ... ve SGK Başkanlığı vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde özetle; 05.02.2001 tarihinde ...'na bağlı Mal Müdürlüğü'nde çalışmaya başladığını, daha sonra Mal Müdürlüğü'nce ... Devlet Hastanesinde çalışmak üzere görevlendirildiğini, yaklaşık 5-6 ay kadar ... Devlet Hastanesinde çalıştığını, toplam hizmetinin kesintisiz olarak 01.06.2009 tarihine kadar devam ettiğini, maaşının ... Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından ödendiğini belirterek 05.02.2001-01.06.2009 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; davacının maaş aldığını iddia ettiği Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'nın 3294 sayılı Kanun kapsamında kurulan özel hukuk tüzel kişiliğine sahip bir kuruluş olduğunu, kamu kurumu olmadığını, Mal Müdürlüğünün ise Kaymakamlığa bağlı bir kamu kurumu olduğunu, dolayısıyla Vakfın kamu kurumlarında işveren olarak personel çalıştırmasının söz konusu olamayacağını, davacının yardım dilekçelerine istinaden ilgili vakıftan yardım aldığını, davacının iddia ettiği gibi asgari ücretle çalıştırılmasının doğru olmadığını, ilgili kayıtlar incelendiğinde davacıya ait işe giriş sözleşmesi, SSK girişi, maaş bordrosu ve Vakıf Başkanlığı'nda ya da başka bir kurumda çalıştığına dair herhangi bir belge ve evrakın olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı SGK Başkanlığı cevap dilekçesinde özetle; davanın 5 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, bu nedenle usulden reddedilmesi gerektiğini, hizmet tespitine ilişkin davaların kamu düzeninden olduğunu, çalışma olgusunun hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak açıklıkta ortaya konması gerektiğini belirterek Kurumda davacının hizmet tespiti istenilen sürelere ilişkin kayıtlara rastlanmadığını, bildirge ve bordrolarda görülmeyen çalışmaların varlığından söz edilemeyeceğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 25.02.2015 tarihli kararı ile "1- Davanın reddine" karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. İlk Bozma Kararı

Mahkemenin 25.02.2015 tarihli kararının süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 25.06.2015 tarihli kararıyla "... Davada somutlaşan olayda; dosya kapsamından, davacının; hizmetli olarak çalıştığını iddia ettiği “... Devlet Hastanesi”nin, esas itibariyle ...’na bağlı ve halen anılan Bakanlık bünyesinde faal olduğu, davacının ihtilaf konusu 05.02.2001-01.06.2009 tarihleri arasında davalı ... Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfından yardım aldığını ve bunun karşılığında ...’na bağlı Mal Müdürlüğü’nde ve ... Devlet Hastanesinde çalıştığını iddia etmesi karşısında, işverenlerden birinin davalı olarak yer alan ... olduğu gibi diğerinin de ... olduğu anlaşılmış olup Mahkemece, ...'na HMK'nın 124. maddesi dikkate alınmak suretiyle husumet yöneltmesi için davacıya mehil verilmeli, Bakanlığın ibraz edeceği deliller toplanarak elde edilecek sonuca göre çalışmanın varlığı, başlangıç ve bitiş tarihleri, çalışmanın kesintili mi kesintisiz mi, sürekli mi dönemlik mi olduğu hiçbir kuşku ve duraksamaya meydan vermeyecek biçimde belirlenerek davaya konu talep hakkında bir karar verilmelidir." gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Mahkemenin 15.03.2017 tarihli kararı ile

"1-Davanın kısmen kabulü ile

Davacı ... 05.02.2001 - 01.08.2001 ile 01.12.2003 - 30.04.2008 tarihleri arasında toplam 4 yıl 9 ay 25 gün bildirilmeyen hizmeti bulunduğunun tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine" karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

Mahkemenin 15.03.2017 tarihli kararının süresi içinde davalı ... ile ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 05.03.2018 tarihli kararıyla, "Mahkemece gerekçeli kararda "davacının 05.02.2001-01.08.2001 ile 01.12.2003-30.04.2008 tarihleri arasında 4 yıl 9 ay 25 gün davalı ... işverenliğinde kesintisiz olarak bildirilmeyen hizmetinin bulunduğu kanaatine varıldığı" belirtilmekle birlikte hüküm kısmında davanın hangi davalı/davalılar yönünden kabul ve reddedildiğinin belirtilmediği, yargılama giderlerinin ise ... ile ... Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfına yükletildiği, infaza elverişli şekilde anlaşılır ve açık bir kararın tesis edilmediği anlaşılmaktadır. Ortada hukuki varlık kazanmış bir karar mevcut değildir. Kamu düzeni amacıyla konulmuş, emredici hükümlerden olan yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere aykırı olarak davanın yürütülüp sonuçlandırılması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O hâlde, davalı ... ile ... ve ... vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve sair yönleri incelenmeksizin hüküm bozulmalıdır." gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar

Mahkemenin 22.10.2021 tarihli kararı ile "1- Davanın reddine" karar verilmiştir.

E. Üçüncü Bozma Kararı

Mahkemenin 22.10.2021 tarihli kararının süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 24.03.2022 tarihli kararıyla,, "... bozma sonrası yapılan yargılamada davacının, davasını somutlaştırma yükümlülüğü çerçevesinde sunduğu 19.06.2019 tarihli dilekçesinde ... Mal Müdürlüğünde çalıştığını, temizlik ve evrak dağıtım işlerini yaptığını, buradaki çalışmasının 01.06.2009 tarihinde sona erdirilmesi üzerine sigortalı olarak ... Devlet Hastanesinde çalıştığını, Sağlık Bakanlığının davaya neden dahil edildiğini bilmediğini belirttiği, 20.11.2019 tarihli dilekçesinde ise çalıştığı dönemlerdeki amir ve memurların isimlerini Hulusi Hatunoğlu ve ... olarak bildirdiği, bu kişilerden Hulusi'nin davacının düzenli bir çalışması olmadığı, arada bir geldiği şeklinde beyanda bulunduğu, uyuşmazlık konusu dönemde Mal Müdürlüğü'nde çalıştığı bildirilen kişilerden bir kısmının da davacının çalıştığı şeklinde beyanlarda bulundukları, davacının ...'nda geçen çalışmlarının uyuşmazlık konusu dönem sonrasına ilişkin olduğu, davacı tarafından sunulan "Defterdarlık Milli Emlak Müdürlüğü" yazılı 17.09.2007 ve 05.11.2007 tarihli resmi belgelerde veznedarla birlikte imzasının bulunduğu, davacının 2008 yılında dava dışı işyerlerinde kayıtlı çalışmalarının olduğu anlaşılmaktadır.

Mahkemece, davacı tarafından sunulan belgeler, davacının kısmi de olsa çalışmalarının olduğuna yönelik tanık beyanları, davanın somutlaştırılması çerçevesinde davacının ...'nda geçen hizmetinin olmadığına yönelik beyanı olduğu ancak hizmet cetvelinin incelenmesinde, farklı işyerlerinde 30.04.2008 tarihinde başlayan çalışmalarının bulunduğu hususları değerlendirilerek davalı işverenler (... dışında) yanındaki çalışmalarının niteliği, süresi, çalışmanın kısmi olup olmadığı araştırılarak belirlenmeli, çalışmanın kısmi süreli çalışma olduğunun anlaşılması halinde; gerektiğinde uzman bilirkişi görüşü de alınmak suretiyle, hükme konu dönem içinde bir günde kaç saat çalışmış olabileceği, giderek haftalık ve aylık çalışma süreleri belirlenmeli ve yedibuçuk saat çalışma bir günlük çalışma hesabı ile kaç iş gününe karşılık olduğu hususu saptanmalı; bozma öncesinde Mahkeme tarafından verilen ve davacı tarafından temyiz edilmeyen 20.06.2018 gün ve E.2018/82, K.2018/144 sayılı kararda reddolunan 02.08.2001- 30.11.2003 dönemi yönünden davalılar lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gözetilmeli, ayrıca önceki bozma ilamı doğrultusunda 05.02.2001-01.08.2001 tarihlerine ilişkin talebin hak düşürücü süreye uğrayıp uğramadığı araştırılmalı, uyuşmazlık konusu tüm hususlar, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir." gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

F. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Dördüncü Karar

Mahkemenin 04.10.2023 tarihli kararı ile "1-)Davalılar ... ve ... aleyhine açılan davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/1-d ve 115/2. maddeleri gereğince dava şartı noksanlığından usulden reddine,

2-)Davalı ... aleyhine açılan davanın esastan reddine,

3-)Davalılar ... ve Sosyal Güvenlik Kurumu aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile davacının davalı ... Bakanlığına ait iş yerinde SGK'ya bildirilen süreler haricinde 05.02.2001-01.08.2001 ve 06.12.2003-29.04.2008 tarihleri arasında asgari ücret üzerinden sigortasız bir şekilde kesintisiz çalıştığının ve sigortasız geçen çalışmalarının sigortalı sayılması gerektiğinin tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine" karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili, davanın reddi ile kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı SGK Başkanlığı vekili, davanın reddi ile kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, hizmet tespitine ilişkindir.

1.Hizmet tespitine ilişkin talebin yasal dayanağı 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun geçiş hükümlerini içeren geçici 7. maddesi gereğince 506 sayılı Kanun'un 79/10. ve 5510 sayılı Kanun'un 86/9. maddeleri olup Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.

2. Bu tür davalarda Mahkemece yapılacak iş, davacıyla ilgili varsa tüm belge ve kayıtlar işverenden istenilmeli, çalışmanın gerçekleştiği ileri sürülen iş yerinin Kurum nezdinde bulunan dosyası, işverence hazırlanması gerekli ücret ödeme bordroları, puantaj kayıtları ve diğer kayıtlar getirtilmeli, dönemsel sigorta primleri bordrosuyla veya aylık prim ve hizmet belgesiyle bildirimleri yapılan sigortalılar tanık sıfatıyla dinlenilmeli, Kurum müfettişlerince inceleme yapılıp yapılmadığı sorulmalı, inceleme yapılmışsa belgeler getirtilmeli, aynı çevrede faaliyet yürüten ve davacının çalışmasını bilebilecek durumda olan tarafsız nitelikte başka işverenler ve bordrolu çalışanlar yöntemince saptanarak tanık sıfatıyla dinlenilmeli, işçilik alacaklarına ilişkin dava dosyasının varlığı araştırılarak celbedilmeli ve işçilik hakları davasında dinlenen tanıkların anlatımları ile bu dosyada bilgi ve görgüsüne başvurulan tanıkların anlatımları karşılaştırılmalı, varsa çelişki giderilmeli, yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde, iş yerinin kapsamı, kapasitesi ve niteliği nazara alınmalı, işin mevsimlik olduğu anlaşılırsa dönemleri belirlenmeli, bu dönemde davacı ile işveren arasındaki sözleşmenin askıda olduğu ve mevsimlik dönemlerde hak düşürücü sürenin işlemeyeceği gözönünde bulundurulmalı; böylelikle; çalışmanın varlığı, başlangıç ve bitiş tarihleri, mevsimlik mi, sürekli mi olduğu, yapılan işin kapsam ve niteliği de nazara alındığında kısmi çalışma mümkün olduğundan kısmi ve kesintili olup olmadığı yöntemince araştırılmalıdır.

3. Öte yandan, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2003/21-43 Esas, 2003/97 Karar ve 26.02.2003 tarihli kararında ayrıntıları açıklandığı üzere; kural olarak işe giriş bildirgeleri ve ücret ödeme bordroları sigortalının imzasını içermelidir. Sigortalı, anılan belgeleri hile, hata veya manevi baskı altında imzaladığını ileri sürmemiş veya imzanın kendisine ait olmadığını ya da kesintisiz çalıştığını söylememiş ise birden fazla işe giriş bildirgesinin varlığı ve iş yerinden yapılan kısmi bildirimler, sigortalının o iş yerinde kesintili çalıştığına karine oluşturur. Bu karinenin, aksinin, ancak, eş değer de delillerle kanıtlanması gerekmekte olup tanık sözlerine değer verilemez. Bu halde ise hak düşürücü sürenin kesinti tarihleri dikkate alınarak her bir dönem bakımından ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekecektir.

4.Somut olaya dönüldüğünde eldeki dava, davacının 05.02.2001-01.06.2009 tarihleri arasında davalı işverenler nezdinde geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkin olup bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde Mahkemece, davanın ... ve Sosyal Güvenlik Kurumu yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş ise de verilen hükmün eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğu, bozma gereğinin tam olarak yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.

5.Eldeki davada, Mahkemece, davacının Kurum'a bildirilen süreler haricinde 05.02.2001-01.08.2001 ve 06.12.2003-29.04.2008 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar verilmekle, 06.12.2003-29.04.2008 tarihleri öncesinde tespitine karar verilen 05.02.2001-01.08.2001 tarihleri sonrasında çalışmaya ara verildiği kabul edildiğine ve davanın da açılış tarihi 31.07.2013 olduğuna göre 2001/2-8 dönemi (05.02.2001-01.08.2001) hak düşürücü süreye uğramış olup bu dönemin reddi gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizdir.

6. Diğer taraftan, Anayasamızın 72. maddesinde vatan hizmeti her Türkün hak ve ödevi olarak sayılmış, 1111 sayılı Askerlik Kanunu'nun 1. maddesine göre “Türkiye Cumhuriyeti tebaası olan her erkek, işbu Kanun mucibince askerlik yapmaya mecburdur.” hükmüne yer verilmiştir. Yasalarla çerçevesi belirlenen askerlik hizmetini yerine getiren her kişi, hizmet süresi içerisinde ikametinden ayrı kalacak olması nedeniyle, genellikle birliğine teslim olmadan önce askerliğe hazırlık ve askerlik hizmetini tamamladıktan sonra da sivil hayata intibak süreci yaşamaktadır. Bahsedilen bu hazırlık ve intibak süreci içerisinde, genel olarak mesleki faaliyetlere ve çalışma hayatına ara verilmekte ve bu durum makul bir süre devam etmektedir.

Açıklamalar çerçevesinde, davacının 05.09.2002-05.12.2003 tarihleri arasında askerlik görevini yerine getirdiği, Mahkemece terhisten bir gün sonra işe başladığı kabul edilerek 06.12.2003-29.04.2008 dönemi yönünden kabul kararı verilmiş olup davacının söz konusu dönemde çalıştığına ilişkin kabul kararı yerinde olmakla birlikte terhis tarihi olan 05.12.2003 tarihinden sonraki makul süre olan 1 haftalık sürenin sonundan itibaren tespit kararı verilebileceği hususunun gözetilmemesi isabetsiz olup bu husus da bozmayı gerektirmiştir.

Bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

13.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.