"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/253 E., 2024/1107 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Karşıyaka 3. İş Mahkemesi
SAYISI : 2019/667 E., 2021/429 K.
Taraflar arasındaki hizmet tespitine ilişkin davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın davalı ... Site Yönetimi yönünden reddine, davalı ... Özel Güv. Ltd. Şti. yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı, davalı ... Özel Güv. Ltd. Şti. ve fer'i müdahil Kurum vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı, davalı ... Özel Güv. Ltd. Şti. ve fer'i müdahil Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, davalı işverenlerden ... Özel Güvenlik ve Koruma Hizmetleri Ltd. Şti. personeli olarak asıl işveren olan ... Mavişehir Sitesi Yönetiminde 07.11.2017-31.07.2018 tarihleri arasında kesintisiz ve aralıksız özel güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, ancak müvekkilinin SGK HDC’ne göre her ay sadece 6 gün sigortalı olduğunun görüldüğünü, müvekkili ile işverenin aralarında anlaştıkları ücretin asgari ücret olduğunu, ancak ücretinin tamamının ödenmediğini, sadece kısmi olarak 737.000,00 TL mağaza müdürü ... tarafından elden makbuz verilmek suretiyle ödendiğini, oysa ki müvekkilinin 39 gün boyunca 10.00-23.00 saatlerinde üç gün boyunca tam gün, 2’şer gün ise vardiyalı olarak sabah 10.00-18.00, akşam 15.00-23.00 saatleri arasında yoğun şekilde çalıştığını, bunun yanında iş yoğunluğundan dolayı müvekkilinin yasal hakkı olan ve kendisine verilen 35 dakika öğle arası hakkını dahi çoğu zaman tam olarak kullanamadığını, ayrıca müvekkilinin çalışmasının 12 saat esasına göre 12 gündüz, 11 gece ve 7 gün izin olmasına rağmen fazla mesailerinin de ödenmediğini, müvekkilinin çalışmalarının Kuruma tam olarak bildirilmediğini belirterek; alacak davası açma hakları ile fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, 07.11.2017-31.07.2018 tarihleri arasında çalıştığının ve davalıların SGK’ya bildirimi yapılmayan eksik günlerinin tespiti ile bu hizmetlerinin diğer hizmetleri ile birleştirilmesine dair karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... Özel Güvenlik ve Koruma Hizmetleri Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde; davalı müvekkili ile davacının aralarında imzaladıkları 07.11.2017 tarihli iş sözleşmesinin kısmi iş sözleşmesi olduğunu, kısmi iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu madde 13’te tanımlandığını, buna göre “işçinin normal haftalık çalışma süresinin, tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az belirlenmesi durumunda sözleşme kısmi süreli iş sözleşmesidir” denildiğini, söz konusu iş sözleşmesinin 5 inci maddesinde davacının bir ayda 8 gün ve günde 12 saat çalışacağının kararlaştırıldığını, kararlaştırılan çalışma esasları doğrultusunda da ücretlerinin eksiksiz ödendiğini, eksiksiz yatırıldığını, bu hususun 07.11.2017 tarihli kısmi süreli iş sözleşmesi, SGK kayıtları tescil ve hizmet dökümlerinde de sabit olduğunu, davacı tarafın müvekkili şirket ile aralarında anlaşmış oldukları ücretin asgari ücret olduğunu ancak kısmi ödeme yapıldığını iddia ettiğini, ülkemizde tam süreli çalışan işçiye asgari ücret verildiğini ancak kısmi süreli çalışan işçiye verilecek ücretin İş Kanunu'nda düzenlendiğini, İş Kanunu madde 13 fıkra 2 uyarınca “Kısmi süreli çalışan işçinin ücret ve paraya ilişkin bölünebilir menfaatleri, tam süreli emsal işçiye göre çalıştığı süreye orantılı olarak ödenir.” denildiğini, dolayısıyla kısmi süreli çalışan davacı ...’ye asgari ücret ödemesi yapılmasının, İş Kanununun emredici hükümleri uyarınca mümkün olmayıp davacının haksız kazanç elde etme çabası olduğunu, davacıya tam süreli emsal işçiye göre çalıştığı süre ile orantılı ödenmesi gereken ücretin SGK kayıtlarından düzenli olarak ödendiğinin anlaşılacağını, bu uygulamada bir isabetsizlik veya hata bulunmadığını, davacının 07.11.2017 tarihli onay belgesi ile davalı müvekkilinin istemesi halinde fazla mesai ile çalışmayı kabul ettiğini, ancak işyerinde vardiyalı şekilde çalışıldığını, fazla mesai yapılmasını gerektiren bir durumun olmadığını, kısmi süreli iş sözleşmesi delilinin yazılı senet niteliğinde olmadığını, bu delilin aksinin, Kanunda da düzenlendiği gibi, yazılı delillerle ispatlanabileceğini, davalı müvekkili ile diğer davalı site yönetimi arasında alt işveren-asıl işverenlik ilişkisinin olmadığını, davacının her ne kadar davalı sitede çalışmışsa da davalı site yönetimi ile davalı müvekkili arasında yalnızca hizmet alım ilişkisi bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... Site Yönetimi vekili cevap dilekçesinde; işbu davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle müvekkili şirket yönünden reddinin gerektiğini, zira diğer davalı ile müvekkili arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunmadığını, sadece güvenlik hizmeti alım ilişkisinden kaynaklanan bir ilişkinin mevcut olduğunu, hizmet alımı sözleşmesinin bir kişinin (yüklenici) başka bir kişiyle (iş sahibi) arasında yapılan anlaşma uyarınca ve önceden kararlaştırılan belli bir bedel karşılığında üstlenilen, tam iki tarafa borç yükleyen rızai bir sözleşme olduğunu, müvekkili site yönetimi tarafından güvenlik ve koruma hizmeti işinin yüklenici konumundaki ... Özel Güvenlik ve Koruma Şirketine verildiğini, müvekkilinin yükleniciye verdiği iş ile arasında herhangi bir bağın kalmadığını ve yapılan işin sorumluluğunun yüklenici üzerinde olduğunu, taraflar arasında imzalanan ... sözleşmesinde, sözleşme kapsamında yürütülecek işler için yüklenicinin istihdam edeceği personelin sigorta bildirimlerini yaparak sigorta primlerini ve diğer tüm özlük haklarını ödeyeceğinin düzenlendiğini, yani işin belli bir bölümünün değil tamamının yüklenici firmaya devredildiğini, davacının müvekkili nezdinde bir çalışan olmadığından işe giriş ve çıkış işlemleri ile fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil günlerinde çalışma, yıllık izin kullanımı gibi durumlarda müvekkilinin müdahale etmesinin söz konusu olmadığını belirterek; davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle müvekkili şirket yönünden reddine, davanın esastan reddine dair karar verilmesini talep etmiştir.
Fer'i müdahil ... vekili cevap dilekçesinde; bu tür hizmet tespiti davalarının kamu düzenini ilgilendiren davalar olduğunu, iddianın resmi ve yazılı belgelerle ispatlanmasının gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "1-davalı ... Özel Güvenlik ve Koruma Hizmetleri ... Şti 'ye yöneltilen davanın kabulüne,
Davacı ... TC kimlik numaralı ...’nin;
- Ataşehir Mah. 8291/2 Sokak No:3 Çiğli İzmir adresinde bulunan ve fer'i müdahil Kurumda ... sicil numaralı dosyada işlem gören davalı işveren ... unvanlı “Koruma Güvenlik Hizmeti” mahiyetli işyerinde 07.11.2017-31.07.2018 tarihleri arasında asgari ücretle sürekli ve kesintisiz olarak 264 gün çalıştığı, 69 günlük bu çalışmasının fer’i müdahil Kuruma bildirildiği, 195 günlük çalışmasının ise bildirilmediğinin tespitine,
2-Davalı ... Sitesi Yönetimine yöneltilen davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine" karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı, davalı ... Özel Güv. Ltd. Şti. ve fer'i müdahil Kurum vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın davalı site yönünden reddinin hatalı olduğunu, emsal Yargıtay kararlarında sözleşmenin hizmet alımından çok işçi temini hususunda olması durumunda asıl-alt işverenlik ilişkisinin kabul edildiğini, davalıların davacının sigortalılık bildirimlerine ilişkin hususlarda müteselsilen sorumlu olduklarını beyanla İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönden kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinin kısmi süreli olduğunu, buna göre davacının çalışma süresinin bildirildiğini, davacı ve davacı tanıklarının beyanları arasında tutarsızlık olduğunu, davanın yazılı delil ile ispatlanamadığını beyanla İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Fer'i müdahil Kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın niteliği gereği kamu düzenine ilişkin olduğunu ve eksik inceleme ile sonuca gidildiğini beyanla ilk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı sitede güvenlik görevlisi olarak çalıştığını beyan eden davacının 07.11.2017–31.07.2018 tarihleri arasındaki çalışmalarının ayda 6 gün üzerinden davalı şirket adına kayıtlı iş yerinden fer'i müdahil Kuruma bildirildiği, bordro tanığı ... tarafından; 2016 – 2019 yılları arasında davalı sitede güvenlik olarak çalıştığının, davacının 2 gündüz, iki istirahat gece şeklinde ve 08:00 – 20:00 saatleri arasında çalıştığının beyan edildiği, bordro tanığı ... tarafından; 2015 yılından beri davalı sitede güvenlik görevlisi olarak çalıştığının, davacının 2 gündüz, iki istirahat gece şeklinde ve 08:00–20:00 saatleri arasında çalıştığının beyan edildiği, davalı şirket ile davalı site arasında imzalanan "Özel Güvenlik Hizmet Sözleşmesi"nde; davalı siteye sağlanacak olan koruma ve güvenlik hizmetinin davalı şirket tarafından sağlanacağının, sözleşmenin süresinin 07.11.2017 - 07.11.2018 tarihleri arasında olduğunun, davalı şirketin anılan tarihler arasında sabah 08.00-akşam 20.00, akşam 20.00-sabah 08.00 arasında 3 silahsız güvenlik görevlisi bulunduracağının düzenlendiği, ayrıca; davalı şirket ile davacı arasında imzalanan bila tarihli kısmi süreli iş sözleşmesinin, görev teslim çizelgelerinin ve davacıya yapılan ücret ödemesine ilişkin banka kayıtlarının mevcut olduğu anlaşılmaktadır.
İstinaf yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında 6100 sayılı HMK'nın 355 inci maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına ve istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan incelemede dava dosyasındaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere, vakıa ve hukuki değerlendirme ile yukarıda belirtilen gerekçe kapsamında ve özellikle; davacı gibi davalı sitede güvenlik görevlisi olarak çalıştıklarını beyan eden bordro tanıkları ... ve ... tarafından davacının talep edilen dönemde; davacının 2 gündüz, iki istirahat gece şeklinde ve 08:00 – 20:00 saatleri arasında çalıştığının beyan edilmiş olması, davacının haftada 2 gün gündüz, 2 gün gece olmak üzere günlük 12’şer saatten toplam 4 x 12 = 48 saat çalıştığı ve haftalık 45 saatlik normal çalışma süresinin de üzerinde çalışma yapması ve ayrıca bankaya yatan ücretinin de tam zamanlı çalışma üzerinden yatırılmış olması, bu itibarla her ne kadar dosyada mevcut sözleşmede davacının part-time çalışacağı yazmakta ise de çalışmasının tam zamanlı olduğunun anlaşılması, öte yandan; davacı ile davalı şirket arasındaki sözleşme ve davacının çalışmalarının davalı şirket üzerinden bildirildiği de dikkate alındığında davalı site yönünden husumetten ret kararı verilmesinde de isabetsizlik bulunmadığı hep birlikte değerlendirildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanaatine varılarak istinaf başvurularının esastan reddine" karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı, davalı ... Özel Güv. Ltd. Şti. ve fer'i müdahil Kurum vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, istinaf dilekçesinde öne sürdüğü gerekçelerle davanın kabulü ile kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Fer'i müdahil Kurum vekili, istinaf dilekçesinde öne sürdüğü gerekçelerle davanın reddi ile kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili, istinaf dilekçesinde öne sürdüğü gerekçelerle davanın reddi ile kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hizmet tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1-5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun geçici 7 nci maddesi uyarınca, 01.10.2008 tarihi öncesi isteme ilişkin davanın yasal dayanağı mülga 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 79/10 uncu ve 01.10.2008 tarihi sonrası isteme ilişkin davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanun'un 86/9 uncu maddeleridir. 506 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzenine ilişkin olması nedeni ile özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanması gerektiği özellikle göz önünde bulundurulmalıdır.
2-5510 sayılı Kanun'un 30 uncu maddesi 3 üncü fıkrası (a) bendinde; bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten sonra ilk defa sigortalı olan kişilerden yaşlılık aylığı bağlandıktan sonra 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi hariç olmak üzere bu Kanuna göre veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmaya başlayanların yaşlılık aylıkları, çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ödeme dönemi başında kesileceği düzenlenmiştir. Bu düzenleme uyarınca, 5510 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği 01.10.2008 tarihinden sonra ilk defa sigortalı olanlardan yaşlılık aylığı bağlandıktan sonra çalışmaya başlayanların aylıkları kesilecektir.
3-Ancak, 5510 sayılı Kanun'un "Sosyal güvenlik destek primine ilişkin geçiş hükümleri" başlıklı geçici 14 üncü maddesi ile bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten önce sigortalı olanlar hakkında sosyal güvenlik destek primine tabi olma bakımından bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümlerin uygulanmasına devam edileceğine dair amir hüküm getirilmiştir. 5510 sayılı Kanun'la yürürlükten kaldırılan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nda ise "yaşlılık aylığı alanların yeniden çalışmaları" başlıklı 63 üncü maddesinin; (A) bendinde yaşlılık aylığı almakta iken çalışmaya başlayanların yaşlılık aylıklarının bu çalışma olgusuna dayalı ve onunla sınırlı olarak kesilmesi gerektiği, (B) bendinde; tekrar sigortalı bir işte çalışma halinde, sigortalı adına sosyal güvenlik destek primi ödenmesi suretiyle, yaşlılık aylığının ödenmesine devam olunacağı hükümlerinin düzenlendiği, söz konusu maddenin son fıkrasında ise, yaşlılık aylığı almakta iken tekrar çalışmaya başlayan sigortalıya, 506 sayılı Kanun'un 63 üncü maddesinin (A) ya da (B) bendinden yararlanmak için bir tercih hakkı tanındığı anlaşılmaktadır.
3. Değerlendirme
Eldeki dava, 07.11.2017-31.07.2018 tarihleri arasında davalı iş yerinde sigortasız çalıştırıldığının tespiti istemine ilişkin olup davanın ... Şirketi yönünden kabulüne karar verilmiş ise de verilen hükmün eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinde; davacının 15.03.2017 tarihinden itibaren 506 sayılı Kanun kapsamında yaşlılık aylığı almakta olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davacının 506 sayılı Kanun kapsamında yaşlılık aylığı almakta olduğunun anlaşılması karşısında, davacının talebinin 506 sayılı Kanun'un 63/A maddesi kapsamında yaşlılık aylığı kesilerek tüm sigorta kollarına tabi çalışma tespiti mi, yoksa aynı Kanun'un 63/B maddesi kapsamında Sosyal Güvenlik Destek Primine tabi çalışmanın tespiti mi olduğu hususu netleştirilmeli, bunun neticesinde, istemi dikkate alınmak suretiyle elde edilecek sonuç değerlendirilmek suretiyle hüküm kurulmalıdır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
3. Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgililere iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.