Logo

10. Hukuk Dairesi2024/9994 E. 2024/11030 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının davalı işyerinde tam süreli çalıştığını iddia ederek eksik ödenen sigorta primlerinin tespitini talep ettiği hizmet tespiti davasında, kısmi süreli iş sözleşmesinin geçerliliği ve davacının çalışma süresinin tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı ile davalı arasında imzalanan kısmi süreli iş sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olduğunun tespit edilmesi ve hizmet dökümünün sözleşmeyle uyumlu olması gözetilerek, yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2022/191 E., 2024/98 K.

KARAR : Ret

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen hizmet tespiti davasında davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın taraf ve fer'i müdahil Kurum vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine dair verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkilinin davalı işyerinde mantı ustası olarak 19.11.2008 tarihinden 31.12.2012 tarihine kadar sigortalı olarak kesintisiz çalıştığını, işveren tarafından sigortasının aylık 7 gün üzerinden bildirildiğini, tam süreli çalıştığını ileri sürerek müvekkilinin 19.11.2018 tarihi ile 31.12.2012 tarihleri arasında kesintisiz olarak çalıştığının tespiti ile bu süre içinde 1058 gün eksik ödenen sigorta primlerinin tespiti ile eksik primlerin işverence tamamlattırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... İskender Et Lokantası Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesi ile davacının iddialarının doğru olmadığını, davacı ile kısmi süreli çalışma konusunda anlaşma yapıldığını, ayda 14 gün, 3,5 saat üzerinden çalıştığını, bu günlük 3,5 saat çalışmasının 14 gün üzerinden toplanıp günlük 7 saata bölünerek ay içerisindeki fiilen çalışma süresi olan 7 gün sigorta kayıtlarında ve bordrolarında da gösterildiğini, gerek sözleşmenin gerekse bordroların ihtirazi kayıt olmaksızın davacı tarafından imzalandığını, bordro ve sözleşme ihtirazi kayıtsız imzalandığı için bunun aksinin ancak yazılı belge ile ispatlanması gerektiğini, haksız açılan davanın reddine karar verilmesini istediğini beyan etmiştir.

Fer'i müdahil SGK vekil cevap dilekçesi ile iş bu davanın 28.12.2017 tarihinde açıldığını, 28.12.2012 tarihinden önceki taleplerin 5 yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğunu, öncelikle davanın hak düşürücü süre nedeni ile reddi gerektiğini, davacının diğer davalı ... İskender Et Lokantası Tic. Ltd. Şti. isimli işyerinde hizmet cetveli ve dönem bordrolarında yer alan çalışmaları haricinde bir çalışmasının bulunmadığını, Yargıtay kararları gereğince kamu düzenine ilişkin hizmet tespit davalarında çalışma olgusunun somut ve net bir şekilde ortaya konulması gerektiğini, Kurumca yapılan işlemlerin Kanuna ve mevzuata uygun olduğundan hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini istediğini beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 17.09.2020 tarih, 2017/627 E., 2020/316 K. sayılı kararıyla; "... Tanıklardan bir kısmı davacının tam süreli çalıştığını, bir kısmı ise kısmi süreli çalıştığını beyan etmiş, bordro tanıkları ise tam süreli çalıştığını beyan etmiştir.

Dosyaya sunulan noter onaylı 13.11.2008 tarihli kısmi süreli iş sözleşmesinde aylık 14 günlük 3,5 saat üzerinden çalışılacağının kararlaştırıldığı görülmüştür.

Davacı asil 16.04.2019 tarihli celsede 2012 yılı Şubat ayı bordrosundaki imzanın kendisine ait olmadığını, diğer bordrolardaki imzaların kendisine ait olduğunu beyan etmiştir.

Dosyaya sunulan bordroların incelenmesinden tüm bordroların imzalı olduğu ve bordrolardaki gün sayılarıyla hizmet cetvelindeki gün sayıların uyumlu olduğu anlaşılmaktadır.

Yargıtayca ihtirazi kayıtsız imzalı bordrolardaki kısmi çalışmanın bordroya yansıtılması ve bordonun imzalı olması halinde daha fazla çalışmanın tanıkla ispatlanamayacağı, gün sayılarının kuruma bildirilenlerle uyumlu olması halinde bordrolardaki gün sayıları üzerinden çalışıldığı, kabul edildiğinden bordroların ihtirazi kayıtsız olması nedeniyle Şubat 2012 ayı dışında Kuruma bildirilen sürelerde çalıştığı, bordro tanık beyanlarına göre Şubat 2012 ayında tam süreli çalıştığı, bu aydan 23 gün eksik bildirimin olduğu kanaatine varıldığı" gerekçesiyle;

"Davanın kısmen kabulü ile;

1-Davacının 2012 yılı Şubat ayında Kuruma bildirilen hizmet süreleri dışında 23 gün süre ile davalı işyerinde sigortalı olarak çalıştığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine" karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf ve fer'i müdahil Kurum vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde, müvekkilin tam süreli çalıştığını, sözleşmenin işe girişten bir hafta önce düzenlendiğini, bilirkişinin hatalı değerlendirdiğini, müvekkilinin okuma yazmasınnı bulunmadığını, inceleme evraklarının gerçeği yansıtmadığını beyanla kararı istinaf etmiştir.

Davalı ... şirketi vekili istinaf dilekçesinde, davacının kısmi süreli olarak çalıştığını bordroların ihtirazi kayıtsız olarak imzalandığını, olası durumların tanıkla ispatlanamayacağını beyanla kararı istinaf etmiştir.

Fer'i müdahil Kurum vekili istinaf dilekçesinde, davanın hak düşürücü süreye uğradığını, 2012 şubat bordrosunda tanık beyanlarına göre karar verilmesine itiraz ettiklerini, yeteri kadar bordro ve komşu işyeri tanıkları dinlenmediğini beyanla kararı istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 18.01.2022 tarih ve E. 2020/2394, K. 2022/86 sayılı kararı ile "... tanıkların iddia konusu çalışma olgusunu doğrulayan, işyeri ve davacının yaptığı işin niteliğine ilişkin somut, net anlatımları dikkate alınarak yapılan değerlendirme sonucu; davacının davalı işverene ait işyerinde 2012 yılı şubat ayında 23 gün kesintisiz biçimde hizmet akdiyle işçi olarak çalıştığı belirgin olduğu, davacının 2012 yılı Şubat ayında 23 gün çalıştığı usûl ve esasa uygun olan Mahkeme kararına yönelik, davalı ve fer'i müdahil vekillerinin istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri yerinde görülmemiştir.

Davacı vekilinin de dosya kapsamı, tüm tanık anlatımları birlikte değerlendirildiğinde istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.

Bu halde incelenen kararın usûl ve esas yönlerden hukuka uygun olduğu anlaşılmış ve HMK'nın 353/1-b maddesinin (1) numaralı alt bendi uyarınca davacı, davalı ve fer'i müdahil vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine" karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, taraf ve fer'i müdahil Kurum vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

Dairenin 26.05.2022 tarih ve E.2022/2850, K.2022/7983 sayılı kararında; "... eldeki davada, 2009/3. ayından itibaren çalışmanın sona erdiği 2012 yılının 12. ayına kadar ayda 7 gün üzerinden davacının sigorta bildirimlerinin yapıldığı, bu tarihten önceki çalışmaların tam bildirildiği, davacı ile davalı işveren arasında 13.11.2008 ve 19.11.2008 tarihli iki adet kısmi süreli iş sözleşmesi imzalandığı, 13.11.2008 tarihli noter onaylı sözleşmede işe başlama tarihinin 14.11.2008 olduğu, aylık çalışma gün sayısının 14 gün, günlük çalışma saatinin ise 3,5 saat olduğunun belirtildiği ve sözleşmenin işveren temsilcisi ile davacı tarafından imzalandığı; 19.11.2008 tarihli sözleşmenin ise noter onayı olmaksızın taraflar arasında imzalandığı, sözleşmede işe başlama tarihinin 19.11.2008 olduğu, aylık çalışma gün sayısının ise diğer sözleşmeden farklı olarak 01.03.2009 tarihinden itibaren 7 gün olduğunun belirtildiği, 13.11.2008 tarihli noter onaylı sözleşmede ise bu yönde bir ibarenin yer almadığı, davacının 19.11.2008 tarihli sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığını belirttiği, davacı vekilinin ise müvekkilinin okuma yazma bilmediğini iddia ettiği anlaşılmakla; davacının mukayeseye uygun imza örnekleri temin edilip, mahkeme huzurunda imza ve yazı örnekleri de alınarak bilirkişi marifetiyle imza incelemesi yaptırılmak suretiyle aidiyeti saptanarak ve iki sözleşme arasındaki çelişki giderilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir." gerekçesiyle söz konusu karar bozulmuştur.

B.İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "... yaptırılan imza incelemesinde imzanın davacıya ait olduğunun tespit edilmiş olması, noter onaylı sözleşmenin 13.11.2008 tarihinde imzalanmış olması, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin ise noterde imzalanan sözleşmeden sonra 19.11.2008 tarihinde imzalanmış olması ve dosyada mevcut hizmet dökümünün incelenmesinde taraflar arasında imzalanan bu sözleşmede belirtilen tarihlere uygun olarak davalı işveren tarafından davacının hizmetlerinin bildirilmiş olduğunun anlaşılması dikkate alınarak davanın reddine" karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili, davanın kabulü gerektiğini beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hizmet tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370, 371 inci; 5510 sayılı Kanun'un 86/9 uncu maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine,

14.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.