"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI :2022/2117 Esas, 2023/1462 Karar
HÜKÜM :Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ :İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI :2018/1266 E., 2022/467 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı şirket arasında 11.05.2016 tarihinde 5 yıl süreli bir bayilik sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşmeye göre davacının davalı şirkete akaryakıt ve diğer petrol ürünlerini ikmal edeceğini, davalının da sözleşme şartlarına göre münhasıran davacıdan veya onun izni ile diğer kaynaklardan mal tedarik edip kendi istasyonunda son tüketicilere satacağını, davacının bayilerine belli şartlar mukabilinde "Yatırım Katılım Bedeli” adı altında bayilik ilişkisinin başlangıcında nakit ödeme yaptığını, taraflar arasında imzalanmış çerçeve protokolün 8.15 maddesinde davacı tarafından davalı şirkete ödenecek yatırım katılım bedeli tutarının 239.900,90 USD + KDV olarak belirlendiğini, aynı maddede USD kurunun 2,90 TL olarak hesaplanacağının taraflarca kabul edildiğini, bu anlaşma uyarınca davalı şirketin davacıya 22.06.2016 tarihinde "5 Yıllık Yatırım Katılım Bedeli" açıklaması ile KDV dahil 820.937,80 TL bedelli bir fatura kestiğini, fatura bedelinin davalı şirkete ödendiğini, yatırım katılım bedelinin 5 yıl süreceği öngörülen bayilik sözleşmesine göre ödendiğini ve sözleşme henüz onbirinci ayındayken davalı bayinin 13.04.2017 tarihli noter ihtarnamesi ile haksız bir şekilde bayilik sözleşmesini feshettiğini, erken fesih durumunda başta peşin ödenen yatırım katılım bedelinin akıbetinin ne olacağı ile ilgili çerçeve protokolün 8.15/b maddesinde; "Bayi işbu yatırım katılım bedelinin 5 yıllık anlaşma dönemi için tespit edilen miktarının işlememiş anlaşma dönemine tekabül eden kısmını ödeme tarihinden itibaren Libor + 3 oranındaki faizi ile birlikte 2,90 TL sabit kur üzerinden Lukoil'in bu husustaki ilk yazılı ihbar/ihtarını müteakip 30 gün içinde nakden ve defaten Lukoil'e iade etmeyi/ödemeyi kabul ve taahhüt eder” hükmünü taşıdığını, davacının haksız fesih sebebiyle sözleşmesel haklarını kullandığını ve yatırım katılım bedelinin işlemeyen sözleşme dönemine tekabül eden tutarını davalı şirketin davacı nezdindeki teminatları ve DBS'sinden kısmen keserek 634.798,20 TL'nin ve davacının davalı şirkete fazladan ödediği 21.630,28 TL'nin tahsili için davalı şirketin sözleşmesel yükümlülüklerinin teminatı olarak davalı ...'nin maliki olduğu taşınmaz üzerinde davacı lehine tesis edilen 1.750.000,00 TL'lik ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlattığı icra takibine davalıların itiraz ettiğini ileri sürerek davalıların İstanbul Anadolu 7. İcra Dairesinin 2018/25404 E. sayılı dosyasına yaptıkları haksız itirazın iptaline, takibin devamına, davalılar aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; müvekkili ...'nin bayilik sözleşmesi ve çerçeve protokolün tarafı olmadığını, bu durumda müvekkilinin sorumluluğunun ipotek senedine göre belirleneceğini, ipotek senedinde her iki şirket arasındaki sözleşme ve bu sözleşmelerden kaynaklanan yükümlülüklerin teminatından bahsedilmediğini, bu durumda davacının davalı şirketin borcundan dolayı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine girişemeyeceğini, müvekkili şirketin sözleşmeyi haklı sebeple feshettiğini, davacı şirket haksız olarak cezai şart adı altında tahsilat yapmış olup, bu bedel dikkate alındığında müvekkili şirketin borcunun değil davacı şirketten alacağı olduğunun anlaşılacağını, sözleşmenin devam ettiği 10 aylık sürede 29.848,531 TL zarar eden, satışları ve kar'ı %65 azalan müvekkili şirketin ticari hayatına devam edebilmesi için sözleşmeyi haklı olarak tek taraflı feshettiğini, ipotek senedinde müvekkili şirketin sözleşmelerden kaynaklanan yükümlülüklerinden ve hatta müvekkil şirketten bahsedilmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davacı ile davalı şirket arasında bayiilik ilişkisi bulunduğu, bayilik ilişkisinde davalı şirketin muhtemel borçlarının teminatı olarak davalı ... adına kayıtlı taşınmaz üzerinde davacı şirket lehine birinci dereceden 1.750.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiği, davacı tarafından, davalı şirketin borcu bulunduğu gerekçesiyle davalılar aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takibe davalıların itirazı üzerine eldeki davanın açıldığı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 887 nci maddesi hükmü uyarınca ipotekli taşınmazın malikinin borçtan şahsen sorumlu olmaması durumunda ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılabilmesi için takipten önce taşınmaz malikinin ve borçlunun ihtar ile temerrüde düşürülmesi gerektiği, davalılardan ...'nin ipoteği diğer davalı şirketin borcunun teminatı olarak verdiği, dolayısıyla borçtan şahsen sorumlu olmadığı, davacı tarafça takipten önce davalıya ihtarname gönderilmediği, eldeki davada 4721 sayılı Kanun'un 887 nci maddesi uyarınca ipotek borçlusuna takipten önce ihtarname gönderilmesinin özel takip şartı olduğu, takip şartı gerçekleşmeden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe girişilmesi nedeniyle itirazın iptali davasının ön koşulu olan usulüne uygun icra takibi bulunması koşulunun eldeki davada gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili ve katılma yoluyla davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olup, kamu düzenine aykırılık da tespit edilmediğinden, taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş, karar davalılar vekili ve katılma yoluyla davacı vekili temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davacı ile davalı şirket arasında akdedilen bayilik sözleşmesinin davalı şirket tarafından haksız olarak feshedildiği iddiası ile sözleşme kapsamında verilen yatırım katılım bedelinin iadesi için ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 45 inci maddesi, 4721 sayılı Kanun'un 887 nci maddesi.
3. Değerlendirme
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalılar vekili ve katılma yoluyla davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere ayrı ayrı yükletilmesine, 07.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.