"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/657 Esas, 2023/1259 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2019/690 E., 2020/620 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili banka ile dava dışı asıl borçlu ... Sağlık Hizmetleri Şti arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, dava dışı ... Tıbbi Ürünler Şti.’nin de işbu sözleşmede kefil konumunda olduğunu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiğini ve alacağın tahsili için asıl borçlu ve kefilleri hakkında Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2019/11752 E. sayılı takip dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalı ... Medikal A.Ş.’nin borca itiraz ettiğini, davalının borca itirazında; ... Tibbi Ürünler Şti.’yi 31.10.2017 tarihinde tüm aktif ve pasifleri ile birlikte devir yolu ile iktisap ettiğini, ... Tibbi Ürünler Şti.’nin ... A.Ş. ünvanı altında birleştiğini belirttiğini, itiraz üzerine durmuş olan takibin ... A.Ş.’ye yöneltilemeyeceğinden tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile bu kez ... A.Ş. aleyhine Ankara 5. İcra Müdürlüğü 2019/13257 E. sayılı dosyası ile yeni bir icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline ve %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin 04.11.2009 tarihinde kredi sözleşmesine kefil konumundaki ... Tibbi Ürünler Şti.’yi satın aldığını, bahse konu şirketin çalıştığı tüm bankalara 11.07.2012 tarihli noter ihtarnamesi ile tüm olası kredilerden kaynaklanabilecek kefaletini geri çektiğini bildirdiğini, bu ihtarnamenin davacı bankaya 2012 Temmuz ayında tebliğ edildiğini, davacı bankanın herhangi bir yanıt vermediğini, davacı bankanın bu bildirimden yaklaşık 10 yıl sonra 2009 yılında kullandırılmış krediden kaynaklanan alacağı takip konusu yaptığını, müvekkil şirket yetkililerinin bu tür bir krediden haberlerinin olmadığını, her iki şirketin birleşmesi sonrası 3 adet “birleşmeden dolayı alacaklılara çağrı” ilanını 06.11-13.11- ve 20.11.2017 tarihli gazetelerde ayrı ayrı ilan edildiğini, alacaklı olan kişilerin ellerindeki belgeler ile birleşmenin geçerlilik kazandığı 31.10.2017 tarihinden itibaren 3 ay içerisinde müracaat etmesinin ilan edildiğinin, davacı bankanın herhangi bir başvurusunun olmadığı belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, takip konusu kredilerin 27.12.2016 tarihli genel kredi sözleşmesinden hemen sonra açıldığı, davalının (devraldığı şirketin) imzası bulunan 04.11.2009 tarihli sözleşmede yeterli limit (5.000.000,00 TL) olmasına rağmen davacı banka tarafından 27.12.2016 tarihinde yeni bir genel kredi sözleşmesi düzenlenmesindeki amacın ne olduğunun açıklanmadığı, somut olayda yetersiz limit veya ek güvence gibi bir amaç olmadığı 27.12.2016 ikinci sözleşmede; 04.11.2009 tarihli sözleşmeye her hangi bir atıf yapılmadığı, bu hali ile 27.12.2016 tarihli ve 500.000,00 TL limitli sözleşmenin banka ile asıl borçlu arasında yeni bir kredi ilişkisi tesis ettiği, takip konu kredilerin tümüyle 27.12.2016 tarihli sözleşmeden kaynaklandığı anlaşılmakta olup, kullandırılan kredilerin davalının imzası bulunan 04.11.2009 tarihli sözleşme ile ilişkilendirilmesinin olanaklı olmadığı, öte yandan davalı kefil tarafından keşide edilen 11.07.2012 tarihli noter bildiriminde; ihtarname tarihinden sonra açılacak krediler açısından sorumluluk kabul etmediğini davacı bankaya bildirdiği, davacı bankanın önceki kredi sözleşmesinin yeterli limite sahip olmasına rağmen 27.12.2016 tarihli yeni bir kredi sözleşmesi akdetmesi ile oluşan iradenin davalının savunmalarını teyit eder nitelikte olduğu gerekçesiyle takip konusu krediler nedeniyle davalıya müracaat edilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, davalının 27.12.2016 tarihli yeni genel kredi sözleşmesinde imzası bulunmadığı gibi, eski sözleşmede işbu yeni sözleşmede tarih ve miktar belirtilerek herhangi bir atıf bulunmadığından davalının 27.12.2016 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan krediden dolayı sorumlu tutulması mümkün olmadığından davalı hakkında davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiş, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf sebeplerinin esastan reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 67 nci maddesi
3. Değerlendirme
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 25.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.