Logo

11. Hukuk Dairesi2023/6654 E. 2024/3839 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı bankanın, ipotek fekki talebinde bulunmasına rağmen, sonradan aynı ipotek hakkına dayanarak haczedilen taşınmazın satış bedelinden tahsilat yapmasının hukuki olup olmadığına ilişkin alacak davası.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı bankanın tapu müdürlüğüne gönderdiği ipotek fek yazısı ile ipoteğin fekki yönündeki iradesini açıkça ortaya koyduğu ve bu nedenle sonradan aynı ipotek hakkına dayanarak tahsilat yapamayacağı gözetilerek yerel mahkemenin davayı kabulüne ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2021/1046 Esas, 2023/223 Karar

HÜKÜM : Davanın kabulü

Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının dava dışı...’dan olan alacağı için takip başlattığını ve adı geçen kişinin taşınmazı üzerine haciz konularak taşınmazın satıldığını, davalı bankanın bu kişiye kullandırdığı kredi nedeniyle aynı taşınmaz üzerine ipotek tesis ettirdi ise de kredinin ödenmiş olması nedeniyle bankanın verdiği yazıya göre ipoteğin fek edildiğini, ancak her nasılsa tapuda ipoteğin fek işleminin yapılmadığını, taşınmazın satışı nedeniyle ipotek alacaklısı olduğu gerekçesiyle satış bedelinin 35.565,00 TL’lik kısmının davalıya ödendiğini, oysa davalının ipotekle teminat altına alınan bir alacağının bulunmadığını ileri sürerek, davalının haksız olarak tahsil ettiği 35.565,00 TL’nin davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının dava dışı Kadri’den kredi alacağının bulunduğunu ve bu alacağın tahsili için icra dosyasından ipotek hakkı kapsamında tahsilat yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 13.07.2017 tarih, 2015/902 E. ve 2017/902 K. sayılı kararı ile bankanın ipoteğin fekki yazısının ibra ya da tek başına borcun ödendiğine dair belge niteliğinde olmadığı, davalı banka ile dava dışı borçlu Kadri arasında imzalanan kredi sözleşmesinde, “Müşteri ve kefilleri, Banka ile aralarında çıkabilecek her türlü anlaşmazlıklarda bankanın defter, kayıt ve belgeleri ile geçerli olacağını kabul eder. Bu madde, yazılı delil sözleşmesi niteliğindedir.” düzenlemesinin mevcut olduğu, bu düzenleme gereğince banka kayıtları üzerinde yapılan incelemede davalının dava dışı...’dan 35.237,30 TL alacaklı olduğu, icra müdürlüğü tarafından davalı banka hesabına 35.565,00 TL gönderdiği, bu itibarla davalı bankanın 327,70 TL fazla tahsilat yaptığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 327,70 TL alacağın 18.04.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

B. Onama Kararı

Dairemizin 04.11.2019 tarih, 2018/5880 E. ve 2019/6744 K. sayılı kararı ile onanmış, taraf vekillerince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.

C. Karar Düzeltme Kararı

Dairemizin 14.10.2021 tarih, 2020/1593 E. ve 2021/6019 K. sayılı kararıyla ''...1) Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 5219 sayılı Kanun ile değişik 440/III-1'inci maddesi uyarınca 01/01/2019 tarihinden itibaren karar düzeltme sınırı 19.721,07 TL’ye yükseltilmiştir.

Davacı yan, 35.565,00 TL'nin davalıdan tahsilini istemiş, mahkemece davanın kısmen kabulü ile 327,70 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine karar, Dairemizin 04/11/2019 tarih ve 2018/5880 E. – 2019/6744 K. sayılı ilamı ile onanmıştır. Bu ilama karşı davalı banka vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuş ise de mahkemece kabul edilen miktar (327,70 TL) yukarıda anılan Kanun hükmü uyarınca karar düzeltme sınırının altında kaldığından davalı banka vekilinin karar düzeltme dilekçesinin reddi gerekmiştir.

2) Dava, dava dışı borçluya ait taşınmaz üzerinde ipotekle teminat altına alınmış bir alacağı olmayan davalı bankanın, hukuka aykırı olarak taşınmazın satışı sonucu elde edilen paradan usulsüz tahsilat yaptığı iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir.

Davacı dava dışı...'dan alacaklı olup, alacağının tahsili amacıyla başlattığı icra takibi sırasında borçlunun taşınmazına haciz konulmuş, ilgili İcra Müdürlüğü tarafından İİK 100. maddesi gereğince hacizli gayrimenkul üzerinde hak sahibi olarak yer alan kişilere müzekkere yazılarak alacaklarının devam edip etmediği, etmekte ise miktarı sorulmuştur. Mahcuz gayrimenkul üzerinde ipotek hakkı sahibi görünen davalı banka bu müzekkereye yanıtında dava dışı borçludan alacağının devam ettiğini ve borç miktarını belirtmiş, ayrıca 09.10.2008 tarihli Kemalpaşa Tapu Sicil Müdürlüğü'ne hitaben yazılan ''İpotek Fek Yazısı'' başlıklı belgeyi eklemiştir. Bu belgede aynen ''Şubemizce...'a kullandırılan kredinin teminatı olarak, İzmir İli Kemalpaşa İlçesi Yenikurudere Köyü 8 pafta - ada 385 parselde kayıtlı maliki bulunan... tarafından bankamız lehine 1. derecede 70.000.- TL bedelle ipotek edilmiş ve işbu ipotek gayrimenkulün bağlı olduğu sicile 06.10.2006 tarih, 6785 yevmiye sayılı ipotek sözleşmesi ile tescil edilmiştir. Yukarıda söz edilen ipoteğin fekkini arz ve talep ederiz.'' yazmaktadır. Her ne kadar mahkemece ipotek fek yazısının tek başına ibra ya da tek başına borcun ödendiğine dair bir delil olmadığı değerlendirmesi ile hesaplama yapılarak fazla ödenen kısmın davalı bankadan tahsiline karar verilmiş ise de; Tapu Sicil Müdürlüğü'ne hitaben yazılan bu fek yazısı ile ipotekli taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekki yönünde iradesini ortaya koyan davalı bankanın, daha sonra ipotek hakkına dayalı olarak taşınmazın satış bedelinden alacak isteminde bulunması ve alacağını tahsil etmesi mümkün olmayıp, dava dışı borçludan alacağı olması halinde, taşınmaz üzerindeki ipotek hakkı dışında başkaca yollara başvurarak, alacağının tahsilini sağlayabileceği ise tabiidir. Bu itibarla mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 04/11/2019 tarih ve 2018/5880 E. – 2019/6744 K. sayılı onama ilamının kaldırılarak, hükmün açıklanan gerekçeyle davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir...'' gerekçesiyle bozulmuştur.

D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı dava dışı...'dan alacaklı olup, alacağının tahsili amacıyla başlattığı icra takibi sırasında borçlunun taşınmazına haciz konulmuş, ilgili İcra Müdürlüğü tarafından 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun)

100 üncü maddesi gereğince hacizli gayrimenkul üzerinde hak sahibi olarak yer alan kişilere müzekkere yazılarak alacaklarının devam edip etmediği, etmekte ise miktarının sorulduğu, mahcuz gayrimenkul üzerinde ipotek hakkı sahibi görünen davalı bankanın bu müzekkereye yanıtında dava dışı borçludan alacağının devam ettiğini ve borç miktarını belirttiği, ayrıca 09.10.2008 tarihli Kemalpaşa Tapu Sicil Müdürlüğü'ne hitaben yazılan ''İpotek Fek Yazısı'' başlıklı belgeyi eklediği, bu belgede aynen ''Şubemizce...'a kullandırılan kredinin teminatı olarak, İzmir İli Kemalpaşa İlçesi Yenikurudere Köyü 8 pafta - ada 385 parselde kayıtlı maliki bulunan... tarafından bankamız lehine 1. derecede 70.000,00 TL bedelle ipotek edilmiş ve işbu ipotek gayrimenkulün bağlı olduğu sicile 06.10.2006 tarih, 6785 yevmiye sayılı ipotek sözleşmesi ile tescil edilmiştir. Yukarıda söz edilen ipoteğin fekkini arz ve talep ederiz.'' yazdığı, her ne kadar mahkemece ipotek fek yazısının tek başına ibra ya da tek başına borcun ödendiğine dair bir delil olmadığı değerlendirmesi ile hesaplama yapılarak fazla ödenen kısmın davalı bankadan tahsiline karar verilmiş ise de; Tapu Sicil Müdürlüğü'ne hitaben yazılan bu fek yazısı ile ipotekli taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekki yönünde iradesini ortaya koyan davalı bankanın, daha sonra ipotek hakkına dayalı olarak taşınmazın satış bedelinden alacak isteminde bulunması ve alacağını tahsil etmesi mümkün olmayıp, dava dışı borçludan alacağı olması halinde, taşınmaz üzerindeki ipotek hakkı dışında başkaca yollara başvurarak, alacağının tahsilini sağlayabileceği ise tabiidir, bu itibarla davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 35.565,00 TL alacağın 18.04.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın dava konusu satışı yapılan taşınmazın tamamı üzerinde ipoteği bulunmakta iken dava dışı şahsın borcundan dolayı davacı tarafından satışı yapılan taşınmaz bedelinden ipotek alacaklısı olarak bankaya ödeme yapıldığını, her ne kadar sehven tapu müdürlüğüne ipoteğin fekkine ilişkin yazı gönderilmiş olsa da ipoteğin fekkine dair bu yazının bankanın alacağını etkilemediğini ve bankanın alacağının teminatı olan ipoteğe ilişkin hakkına halel getirmediğini, banka alacağı devam ettiği sürece buna bağlı olarak rüçhan haklarının da devam ettiğini, borcun tasfiyesi gibi bir durum olmadığından icra dairesince bankaya yapılan ödemenin hukuka aykırılığı bulunmadığını, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun “yetkinin ve sebebin belirlenmesi” başlıklı 1015 inci maddesi uyarınca da “Tescil, terkin ve değişiklik gibi tasarruf işlemlerinin yapılabilmesi, istemde bulunanın, tasarruf yetkisini ve hukuki sebebi belgelemiş olmasına bağlıdır. İstemde bulunan kimse, kendisinin, sicilde hak sahibi görünen kişi veya bu kişinin temsilcisi olduğunu ispat etmek suretiyle tasarruf yetkisini belgelemiş olur. Hukuki sebebin belgelenmesi, bu sebebin geçerliliği için gerekli şekle uyulduğunun ispatı suretiyle olur.” bu doğrultuda, terkin işleminin hukuki sebebinin dayanağını oluşturan işlemin de geçerli olmasının arandığını, hukuki sebep, bir nedenden ötürü geçerli değil ise buna dayanılarak yapılan terkin işleminin de geçersiz olacağı ve ipotek terkin edilse dahi sona ermemiş olacağını, yasa hükmü amir olup mahkemece ipoteğin fekkine ilişkin işlemin geçerliliği hakkında araştırma yapılmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, dava dışı borçluya ait taşınmaz üzerinde ipotekle teminat altına alınmış bir alacağı olmayan davalı bankanın, hukuka aykırı olarak taşınmazın satışı sonucu elde edilen paradan usulsüz tahsilat yaptığı iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (2004 sayılı Kanun).

3. Değerlendirme

Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

13.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.