Logo

11. Hukuk Dairesi2023/6669 E. 2024/7737 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalıya ait markanın, davacının daha önce tescilli markasıyla benzerliği nedeniyle hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilip verilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Markaların ve ürünlerin benzerliği, davacı markasının ayırt ediciliğinin yüksek olması ve tüketicilerde karıştırılma ihtimalinin bulunması gözetilerek, davalıya ait markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesi isabetli bulunmuş ve Bölge Adliye Mahkemesi kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/722 E., 2023/1610 K.

HÜKÜM : Başvurunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Mardin 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi sıfatıyla)

SAYISI : 2020/93 E., 2020/920 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2002 yılından bu yana Mardin ili Nusaybin ilçesinde "..." ticaret unvanıyla çay satış ve paketleme hizmeti verdiğini, 2002/09823 sayılı "ALGAZAL TEA" ibareli markanın müvekkiline adına tescilli olduğunu, müvekkili markasının yoğun kullanım ve tanıtımla tanınmış hale geldiğini, bir dönem müvekkilinin ticari temsilcisi olan davalının kötü niyetli olarak müvekkili markasına çok benzer olan "..." ibaresini adına marka olarak tescil ettirdiğini ileri sürerek davalı adına tescilli 2016/76503 sayılı "..." ibareli markanın hükümsüz kılınarak sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir. Markasının 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun 5. ve 6. maddesinde belirtilen mutlak ve nispi ret nedenlerinin varlığı nedeniyle 25. madde kapsamında hükümsüzlüğüne ve markanın sicilden terkine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı asıl cevap dilekçesinde; ... adlı markanın okunma şeklinin ortada olduğunu, ... ve ... okunma şeklinin farklı olduğunun görüldüğünü, Türk Patent Kurumu'nun bir markayı tescil etmeden önce kendi sayfasında 6 aylık bir süre askıda tuttuğunu, 6 ayın sonunda itiraz gelmediği takdirde marka tescil edilerek Resmi Gazetede yayınlandığını, kendisinin ... markasını tescil ettiği zaman Türk Patent Kurumu'nun uzmanları tarafından onayı alındıktan sonra gerekli ücretler yatırılıp tescil belgesini 3 yıl önce aldığını, aradan geçen 3 yıl sonunda davacının dava açmasısının art niyetli olduğunu gösterdiğini, markasını tescil ettikten sonra Kosgeb belgesini alarak gerekli kredileri bankalardan temin ettiğini, Nusaybin Vergi Dairesinde gerçek usulde vergi mükellefi olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, karşılaştırılması yapılan markalar arasında, markaların ve markaya konu ürünlerin benzerliği, davacıya ait markanın başlangıçtaki ayırt ediciliğinin yüksek olması, markalar arasında tüketici bakımından karıştırılma ihtimalinin yüksek olduğu bu nedenlerle 2016/76503 sayılı ... markasının hükümsüzlüğü koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davalı asıl tarafından temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükümde Kararname'nin (556 sayılı KHK) 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ile aynı KHK'nın 35 inci maddesi.

3. Değerlendirme

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı asılın temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 05.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.