"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI :2021/1199 Esas, 2023/1122 Karar
HÜKÜM :Davanın reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ :Ankara 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI :2020/371 E., 2021/226 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin 2004/12290 numaralı 5, 10 ve 44. nice sınıflarda tescilli "... +şekil" ibareli markanın sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “... özel tokat ... tıp merkezi+şekil” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu, 2019/88214 numaralı başvuruya müvekkili tarafından yapılan itirazın Markalar Dairesi Başkanlığınca kısmen reddedildiğini, bu karara itirazın da Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) tarafından kısmen reddedildiğini, dava konusu başvurunun 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (6769 sayılı Kanun) 5 inci ve 6 ncı maddeleri gereğince tescilinin mümkün olmadığını, tüketiciler nezdinde her iki markanın ilişkilendirilerek müvekkili şirket tarafından Tokat ilinde şube açılmış gibi değerlendirilebileceğini, müvekkilinin tescilli markasının, Türkiye genelinde fizik tedavi alanında önde gelen ve bilinen bir marka olduğunu ileri sürerek TÜRKPATENT YİDK'nın 2020-M-7618 sayılı kararının iptali ile dava konusu 2019/88214 başvuru numaralı “... özel tokat ... tıp merkezi+şekil” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; halihazırda müvekkili şirketçe kullanılan markanın "... Özel Tokat ... Tıp Merkezi" olduğunu, davacı tarafça kullanılan markanın ise "..." olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile tek benzerliğin "..." ibaresi olduğunu, bu ibarenin fizik tedavi merkezi anlamına gelen ve müvekkili şirketin faaliyet alanını bildiren ve bu meslekle ilgilenenlerce bilinen bir kelime olduğunu, bununla birlikte markaların hizmet sınıfları, logoları ve faaliyet gösterdikleri yerleşim yerleri tamamen farklı olduğundan davacı tarafça iddia edildiği gibi karışıklığa ya da haksız rekabete imkan verecek bir benzerlik bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2.Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, kötüniyet iddiasının ispat olunamadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, toplanan deliller ve aldırılan bilirkişi raporuyla davaya konu markanın tescil edilen mal ve hizmet sınıfları açısından aynı, aynı tür veya benzer mal ve hizmetler tespit edilemediği, bir bütün olarak, anlamsal, görsel ve fonetik olarak yapılan incelemede, taraf marka işaretlerinin karıştırılma ihtimaline neden olabilecek derecede benzer oldukları ancak markalar arasında 6769 sayılı Kanun kapsamında karıştırılma ihtimalinin varlığı için ilk şart olan markaların kullanıldığı ürün ya da hizmet ile aynı ya da aynı tür (türdeş) ürün ya da hizmet için kullanılma şartının gerçekleşmediği, davaya konu marka açısından tescil engelinin ve hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, somut olayda dava konusu marka başvurusunda davalının kötüniyetini ispata elverişli delil sunulmadığından, davacının kötü niyet iddiasına dayalı YİDK kararının iptali ve hükümsüzlük talebinin de yerinde görülmediği, İlk Derece Mahkemesince, mal ve hizmet sınıfları açısından çifte benzerlik şartı gerçekleşmediğinden iltibas tehlikesinin bulunmadığı, davacının, dava konusu marka kapsamındaki mal ve hizmetlerle aynı iştigal sahasında faaliyet gösterdiğinin, tanınmışlık ve kötü niyet ile haksız rekabet iddialarının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, YİDK kararının iptali ve markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6769 sayılı Kanun'un 5 inci ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Kanun'un 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI.SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 21.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.