Logo

11. Hukuk Dairesi2023/6697 E. 2024/47 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Şirketin sicilden terkin edilmesinden sonra açılan ihya davasında 5 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanıp uygulanmayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Anayasa Mahkemesi’nin 6102 sayılı Kanun’un geçici 7. maddesinin 15. fıkrasındaki 5 yıllık hak düşürücü süreye ilişkin hükmü iptal etmesi ve Anayasa Mahkemesi kararlarının derhal uygulanması gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1459 Esas, 2022/1661 Karar

DAVA TARİHİ : 21.06.2021

HÜKÜM : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2021/196 E., 2022/274 K.

Taraflar arasındaki şirketin ihyası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 15.06.1999 yılında Fırat Unlu Mamulleri Plastik San. ve Ltd. Şti.'nde işe başladığını, şirkette 18.10.2000 tarihine kadar kesintisiz olarak çalıştığını, fakat müvekkilinin sigorta kaydının 03/2000 dönemine kadar yapılmadığını, bu nedenle Ankara 3. İş Mahkemesi'nde 2019/205 E. sayılı dosya ile sigortalılığının tespitine ilişkin dava açıldığını, taraflarına ihya davası açılması için yetki ve süre verildiğini ileri sürerek şirketin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ihyası istenen Fırat Unlu Mamulleri Plastik San. ve Ltd. Şti'nin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) geçici 7 nci maddesi kapsamında 15.04.2014 tarihinde münfesih olarak Ticaret Sicili'nden terk olunduğu, 6102 sayılı Kanun'un geçici 7 nci maddesinin 15 inci fıkrası son cümlesi uyarınca, şirket alacaklıları ve hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayalı olarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak şirketin ihyasını isteyebilecekleri, eldeki davanın ise ihyası istenen şirketin sicilden re'sen terkin edildiği 15.04.2014 tarihinden itibaren 5 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra 21.06.2021 tarihinde açıldığı, şu halde davanın açıldığı tarihte anılan madde uyarınca dava açma süresi dolmuş olduğundan davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin 15.06.1999 yılında Fırat Unlu Mamulleri Plastik San. ve Ltd. Şti. bünyesinde çalışmaya başladığını ve 18.10.2000 tarihine kadar anılan şirkette kesintisiz olarak çalışmaya devam ettiğini, İskenderun Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından yapılan ihtar ve ilana rağmen şirket tarafından süresi içinde herhangi bir bildirimde bulunulmaması üzerine 6102 sayılı Kanun'un geçici 7 nci maddesi gereğince şirketin sicilden re’sen terkin edildiğini, bu neticede müvekkilinin, eksik sigorta sebebiyle emekli olamadığını, bu durumun ispatını da şirketin re'sen terkin edilmiş olması dolayısıyla sağlayamadığı için mağduriyet yaşadığını, işbu sebeplerle Ankara 3. İş Mahkemesi’nde görülen 2019/205 E. sayılı tespit davası kapsamında 01.06.2021 tarihli celsede mahkemece taraflarına ihya davası açma yetkisi ve süresi verildiğini, şirketin ticaret sicilinden resen terkinini makul süre içinde öğrenilememiş olması dolayısı ile süreyi takip etmelerinin mümkün olmaması gerekse söz konusu şirketin tasfiyesinin olağan usuller uygun olarak yapılmamış olması dolayısı ile davanın ve müvekkilinin haklılığının ortaya çıkacağını, şirketin ticaret sicilinden terkini yapılırken kanunun belirlemiş olduğu usule uygun hareket edilmemesi dolayısıyla şirketin ihyası gerekirken hak düşürücü süre yönünden davanın reddine karar verilmesinin hakkaniyete uygun olmayacağını ileri sürerek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut olayda ihyası istenen şirketin sicilden resen terkin edildiği 15.04.2014 tarihinden itibaren 5 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra 21.06.2021 tarihinde dava açıldığı, ihyası istenen şirketin sicilden terkin edildiği tarihten önce hakkında devam eden bir davası veya icra takibi de bulunmadığı, davacı tarafın 16.08.2019 tarihinde hizmet tespiti istemiyle açılan Ankara 3. İş Mahkemesi'nin 2019/205 E. sayılı davada mahkemece şirketin ihyası davası açması için davacıya süre vermesi üzerine eldeki davanın açıldığı, 5 yıllık hak düşürücü sürede şirketin ihyasına yönelik dava açılmadığından davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek, davanın reddi sebebi olarak gösterilen 5 yıllık zaman aşımı süresinin iş bu davaya uygulanmasının ihyası istenen şirketin terkininin usulüne uygun yapılmaması sebebiyle mümkün olmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, şirketin ihyası istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6102 sayılı Kanun'un geçici 7 nci maddesi, Anayasa Mahkemesinin 22.06.2023 tarihli ve 2023/33 E., 2023/117 K. sayılı kararı.

3. Değerlendirme

6102 sayılı Kanun'un geçici 7 nci maddesine istinaden münfesih olmasına veya sayılmasına karşın tasfiye edilmeyerek ticaret sicili kayıtlarından terkin edilmeyen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyelerine ve sicilden terkinine ilişkin düzenlemelere yer verilmiş, böylece bu şirketler ile kooperatiflerin varlıklarını şeklen sürdürmelerinin önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Bu çerçevede münfesih olan veya sayılan şirketler ile kooperatiflerin anılan genel hükümlere nazaran kolaylaştırılmış bir usulde tasfiye edilerek unvanlarının sicilden silinmesine ve bunun mümkün olmaması hâlinde ise unvanlarının sicilden resen silinmesine yönelik düzenlemeler yapılmıştır.

6102 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesinin on beşinci bendi kapsamında ilgili ticaret sicilinden resen silinen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin ek tasfiyesi (ihya) de düzenlenmiş olup, anonim ve limited ortaklıklar ile kooperatiflerin resen sicilden silinmesinden sonra alacaklılar veya hukuki menfaatleri bulunan kişiler, haklı sebeplerin (dava açma, icra takibinde bulunma vs.) bulunması halinde ilgili anonim veya limited ortaklıklar ile kooperatiflerin ek tasfiyesini Asliye Ticaret Mahkemesinden talepte bulunabilirler. Aynı maddenin on beşinci fıkrasının beşinci cümlesinde ise “Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir” düzenlemesine yer verilmiştir. Ancak, Anayasa Mahkemesi somut norm denetimi sonucunda 22.06.2023 tarihli ve 2023/33 E., 2023/117 K. sayılı kararı ile ortaklığın veya kooperatiflerin ek tasfiyesinin, tasfiyesi istenilen ortaklıklar ya da kooperatiflerin sicilden terkin edildiği tarihten itibaren beş yıl içerisinde talep edilebileceğini içeren 13.1.2011 tarihli ve 6102 sayılı Kanun’a 26.06.2012 tarihli ve 6335 sayılı Kanun’un 38 inci maddesiyle eklenen geçici 7 nci maddenin (15) numaralı fıkrasının beşinci cümlesinde yer alan “...silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde...” ibaresinin Anayasamızın 35 ve 40 ıncı maddelerine aykırılığı dolasıyla iptaline karar vermiştir. Söz konusu iptal kararı Resmi Gazete'nin 15.09.2023 tarihli, 32310 sayı ile yayımlanarak aynı gün yürürlüğe girmiştir.

Bu itibarla Anayasa Mahkemesi iptal kararı sonrasında; “Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak (…) mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir” hükmü gereğince Anayasa Mahkemesi kararlarının derhal etkisi tartışılarak karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.