"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1267 Esas, 2023/1193 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/237 E., 2021/170 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin 2019/59232 sayılı ve "...+ŞEKİL" ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, müvekkilinin tanınmış "..." esas unsurlu markaların sahibi olduğunu, bu markaların 17.12.2018 tarihinde dava dışı ... Tavukçuluk Gıda ve Yem San. Tic. A.Ş.’den müvekkilince devralındığını, müvekkilinin ... ibareli markalarını mesnet göstererek itiraz ettiğini, itirazın davalı TÜRKPATENT Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararıyla müvekkilinin markasını kullanımın ispatlanamadığı gerekçesiyle nihai olarak reddedildiğini, oysa başvurunun müvekkilinin markalarına ayırt edilemeyecek derecede benzediğini, kullanım ispatına ilişkin delillerinin YİDK tarafından yeterli şekilde incelenmediğini, davalının sırf müvekkilini zor durumda bırakmak için kötü niyetli başvuruda bulunduğunu ileri sürerek dava konusu YİDK kararının iptali ile markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; dava konusu markanın iflas halindeki dava dışı bir firmaya ait iken davacıya devrinin dava dışı firmanın konkordato tarihinden bir ay önce gerçekleştirildiğini, söz konusu devir hakkında iflas idaresi tarafından tasarrufun iptali davasının açıldığını, bu durumun bekletici mesele yapılması gerektiğini, devrin iptal edilmesi durumunda davacının herhangi bir yetkisinin kalmayacağını, davacının marka işlem dosyasına sunduğu görsellerin ve belgelerin nerede, kim tarafından, ne zaman yayınlandığı belirli olmayan, müphem bilgiler içerdiğini, sunulan videoların ise 2011 ve 2012 yılına ait olduğunu, dolayısıyla başvuru ve rüçhan tarihinden önceki beş yıllık süre içerisinde olmadığını, davacının uhdesinde bulunan “...” markasının eski tarihli tanınmışlık tespiti yapıldığını, söz konusu tespitin davacı ile ilişkisi bulunmadığını, devir sözleşmesinde de tanınmışlık tespitine ilişkin bir hususun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2.Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde; YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davalıya ait marka ile davacı markaları arasında işaret ve emtia benzerliği bulunduğu, ancak davalının kullanmama def'ini ileri sürdüğü, davacı tarafından markalarının son beş yılda ciddi şekilde kullanıldığının ispatlanamadığı, dolayısıyla davacının mesnet markalarına dayanamayacağı, davacı markalarının tanınmışlığı hususunda delil bulunmadığı, başvurunun kötüniyetli yapıldığına yönelik somutlaştırılmış delil ibraz edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, dava konusu "..." ibareli başvuru ile "..." esas unsurlu itiraza mesnet markalar arasında işaret ve emtia benzerliğinin gerçekleştiği, ancak davacı tarafın yayıma itirazı üzerine davalı şirketin itiraza karşı görüşünde kullanım ispatı talebinde bulunulduğu, bu durumda 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun 19/1. maddesi uyarınca davacı itiraz sahibinin itiraza konu başvurunun başvuru tarihinden önceki beş yıllık süre içinde itiraz gerekçesi markasını itirazına dayanak gösterdiği mal veya hizmetler bakımından Türkiye’de ciddi biçimde kullanmakta olduğuna ya da kullanmamaya dair haklı sebepleri olduğuna ilişkin delil sunmasının gerektiği, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda açıklandığı gibi markanın pazar payına ilişkin dokümanlara, satış broşürleri, kataloglar, fiyat listeleri, yıllık faaliyet raporları, ciro bilgileri, reklam, yatırım masraflarını yansıtan belgeler, tüketici farkındalığını gösteren araştırma raporları, markayı taşıyan ürüne veya marka sahibi firmaya ilişkin olarak alınmış belgeler ve ödüller gibi delilere dayanılmadığı, bununla birlikte az sayıda tavuk fotoğrafı, dükkan fotoğrafı, Youtube videosu, reklam görseli, Twitter (X) isimli sosyal medya uygulamasından yapılan paylaşımlar gibi deliller sunulduğu, ancak Twitter hesabının 12 kişi tarafından takip edildiği, Youtube videolarının eski tarihli olup az sayıda kişi tarafından izlendikleri, reklam görsellerinin hangi tarihte yayımlandığının, ayrıca ürünlerin satış rakam ve yerlerinin de belli olmadığı, bu hale göre davacı tarafın itiraza mesnet markanın ciddi ve pazar payı yaratmaya elverişli kullanımını ispatlayamadığı, öte yandan, davacı taraf istinaf aşamasında markasını tasarrufun iptali davasına konu olması nedeniyle kullanamadığını ve markanın daha önceki kullanımına ilişkin delilerin ise söz konusu dava kapsamında sunulduğu, alınan bilirkişi raporu ile de kullanımın ispatlandığını ileri sürmüş ve anılan raporun delil olarak kabul edilmesini talep etmiş ise de eldeki davada davacı tarafın tüm aşamalarda markanın kullanımının sunulan delillerle ispatlandığını ileri sürdüğü, markasını haklı nedenle kullanamadığına ilişkin bir beyanı bulunmadığı gibi delil listesinde de söz konusu tasarrufun iptali dava dosyasına dayanmadığı, davacı tarafın istinaf aşamasında iddiasını değiştirip yeni bir delile dayanmış olduğu, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların dinlenemeyeceği, yeni delillere dayanılamayacağı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, YİDK kararının iptali ile markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.6769 sayılı Kanun'un 6, 19 uncu maddeleri.
3. Değerlendirme
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 11.12.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.