"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1167 Esas, 2023/1194 Karar
HÜKÜM : Yeniden esas hakkında hüküm kurularak davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/247 E., 2021/158 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında "Mimarlık Hizmetleri Sözleşmesi" imzalandığını, sözleşme ile müvekkilinin, bedeli karşılığında davalıya ait taşınmaz üzerine yapılacak ticaret merkezinin mimari projelerini çizmeyi üstlendiğini, müvekkilinin sözleşmede belirtilen mimari projeleri hazırlayarak süresinde davalıya teslim ettiğini, ancak davalının müvekkiline danışmadan, onun görüşünü ve onayını almadan proje dışı imalatlar yaptığını, 3194 sayılı Yasa'nın geçici 16 ncı maddesi uyarınca söz konusu yapının kaçak yapı sayıldığını, 17.02.2020 tarihli ihtarname ile projeye aykırı imalatın giderilmesinin ve müvekkiline tazminat ödenmesinin istenildiğini, davalının ihtarnameye olumsuz cevap verdiğini, FSEK’in 68/2 maddesi uyarınca eserin hak sahibinin izni olmadan çoğaltılması halinde izni alınmamış eser sahibinin, sözleşme olması durumunda isteyebileceği tutarın 3 kat fazlasını isteyebileceğini ileri sürerek, projeye aykırılığın giderilmesine, projeye aykırı yapılan ilave değişikliklerin FSEK’in 13 ve 66 ncı maddeleri gereğince kal’ine/ref’ine (eski haline getirilmesine), FSEK’in 16, 68/2 ve 70 nci maddeleri gereğince, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 50.000,00 TL maddi tazminatın ve 100.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından sıradan bir yapıya ilişkin olarak proje çizildiğini, yapının eser olarak korunabilmesi için estetik nitelik taşıması gerektiğini, estetik nitelik taşımayan, sıradan yapılarda yapılacak değişiklikler için mimarın iznine gerek bulunmadığını, davacının iddia ettiği değişikliklerin bizzat davacının bilgisi, kontrolü ve taahhüdü altında davacı tarafından imal edilmiş değişiklikler olduğunu, yapılan değişikliklerin yapının bütünlüğünü de bozmadığı gibi kullanım amacı bakımından zorunlu değişiklikler niteliğinde bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davacıya ait mimari projenin FSEK m.2 kapsamında ilim ve edebiyat eseri niteliğinde olduğu, projenin uygulanması suretiyle ortaya çıkan yapının FSEK m.4 kapsamında mimari eser niteliğinde olmadığı, davalı tarafından davacıya ait mimari projede bir takım değişiklikler yapıldığı, ancak bunların, teknik ve yönetimsel gereksinimler dikkate alınarak ve binanın bütünlüğü, görünümü bozulmadan gerçekleştirildiği, dolayısıyla FSEK m.16/2 kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, davalı tarafından yapılan değişikliklerin davacının FSEK’ten kaynaklanan haklarının ihlali niteliğinde olmadığı, eski hale getirme ve tazminat taleplerinin yerinde bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, davacıya ait mimari projenin uygulanması suretiyle ortaya çıkan yapı, güzel sanat eseri niteliğinde bulunmadığından davacının bu yapı üzerinde FSEK'ten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, davacıya ait mimari projenin değiştirildiği ya da bu projeden faydalanılarak yeni bir proje hazırlandığı iddia ve ispat edilemediği gibi binanın davacı yanca hazırlanan ve ilgili belediyece tasdik edilen projeye göre yapıldığının anlaşıldığı, bu durumda İlk Derece Mahkemesince, davacının mimari projesi uygulanmak suretiyle yapılan yapının güzel sanat eseri niteliğinde bulunmadığı, dolayısıyla yapı üzerinde davacının FSEK'ten kaynaklanan bir hakkının olmadığı, davacının eser sahipliğinin, yalnızca hazırladığı mimari proje üzerinde bulunduğu, bu projenin değiştirildiğinin ya da bu projeden faydalanılarak yeni bir proje hazırlandığının da iddia ve ispat edilemediği, davacının projesi üzerinde herhangi bir tadilat projesi olmaksızın bizzat binanın kendisinde yapılan değişikliğin, İmar Kanunu hükümleri kapsamında değerlendirilebileceği, ancak FSEK hükümlerine dayalı bir hak sağlamayacağı, diğer bir deyişle binanın kendisinde yapılan değişikliğin, mimari proje üzerindeki eser sahipliğinden kaynaklanan haklara tecavüz teşkil etmeyeceği gözetilerek, davanın bu gerekçelerle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiş ve karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, mimari projeden kaynaklı haklara tecavüzün önlenmesi, eski hale getirilmesi, maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun 2 nci, 13 üncü ve devamı maddeleri.
3. Değerlendirme
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Kanun'un 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 25.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.