"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1639 E., 2023/1058 K.
HÜKÜM : Davanın kabulü (Esas hakkında yeniden hüküm tesis edilmek suretiyle)
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/413 E., 2019/325 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; 1967 yılında kurulan müvekkili şirketin tanınmış "...” ibareli markaları ile turizm ve otelcilik sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalı adına tescilli "..." ve "..." markaları ile müvekkilinin tanınmış "..." markasının ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, her iki markanın aynı hizmetler için tescilli olduğunu, davalı markalarının müvekkilinin belirtilen markalarının serisi izlenimi yarattığını, dava konusu markaların kötü niyetle tescil edildiğini, aynı sektörde faaliyet gösteren tacirin tanınmış markanın varlığını bilmesi gerektiğini ileri sürerek davalı adına tescilli 2014/53804 sayılı "..." ve 20014/53800 sayılı "..." ibareli markaların 43. sınıfta yer alan tüm hizmetler yönünden hükümsüz kılınarak sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin tescilli markalarını sadece davacının faaliyet gösterdiği sektörde kullanmadığını, müvekkilinin 2009 yılından beri bu markaları farklı sektörlerde kullandığını, bu sektörlerde bu markalar ile tanındığını, ... markasını uzun yıllardır kullandığını, üretim yaparak piyasada tanındığını, ... markanın roman anlamına geldiğini, davacı markaları ile ... markası arasında görsel ve işitsel benzerlik olmadığını, müvekkilinin turizm alanında yatırım yapmaya karar verdiğini, ancak bu faaliyet alanında markaları kullanmadığını, kötü niyetli olmadığını, her iki markada "nov" kökünün kullanılmasının görsel ve işitsel benzerlik sağlamadığını, köke eklenen harflerin markayı değiştirdiğini, Noval markasını müvekkilinin yıllardır farklı sektörlerde kullandığı bir marka olduğunu, bu marka adı altında turizm alanında da faaliyette bulunma amacı ile davacının markasından bağımsız ve hiçbir ilgisi olmaksızın bu markası ve ... markası ile bu alanda faaliyette bulunma isteği ile girişimde bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davalı tacirin bu sıfatı nedeniyle 43. sınıfta tescil ettirdiği markalar ile aynı sektörde faaliyet gösteren markayı bilmediğini iddia edemeyeceği, bu kapsamda davalının davacı markalarının bilinirliğinden haksız yararlanmak suretiyle davalı tarafın marka tescilinde kötü niyetli hareket ettiğinin kabulünün gerektiği, tüm dosya kapsamı, alınan bilirkişi raporu yukarıda izahı yapılan dava tarihi itibarı ile olaya uygulanması gereken mevzuat kapsamında değerlendirildiğinde davacının sektörel tanınmışlığa sahip markalarına yönelik, kötü niyetli tescil ve iltibasa dayalı sübut bulan davasının kabulüne karar vermek gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesinin taraf markaları arasında ortalama tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verecek derecede benzerlik bulunduğu ve davacı markalarının tanınmış olduğuna ilişkin gerekçesinde bir isabetsizlik bulunmadığı ancak davalının davaya konu markayı kötü niyetle tescil ettirdiği ispatlanamadığı halde davanın kötü niyete dayalı olarak da kabulünün doğru olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm tesis edilmek suretiyle davanın belirtilen gerekçelerle kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (6769 sayılı Kanun) 6 ncı maddesinin birinci, dördüncü, beşinci ve dokuzuncu fıkraları.
3. Değerlendirme
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Kanun'un 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 26.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.