Logo

11. Hukuk Dairesi2023/6739 E. 2024/3931 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taşıma sözleşmesi imzalandıktan sonra UKOME kararıyla getirilen köprü geçiş zorunluluğu nedeniyle sözleşmenin uyarlanıp uyarlanamayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, köprü geçiş zorunluluğu getirildikten sonra altı ay boyunca taşıma işini itirazsız sürdürmesi ve sözleşme bitimine iki ay kala dava açması, dürüstlük kuralına aykırı bulunarak ve uyarlamayı gerektirecek derecede ağır bir ifa güçlüğü olmadığı değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1031 Esas, 2023/1425 Karar

HÜKÜM : Davanın reddine

Taraflar arasındaki sözleşmenin uyarlanması davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı arasında 29.04.2016 tarihli ve 2016/121627 ihale kayıt numaralı taşıma sözleşmesi imzaladığını, ihale dokümanları hazırlanırken taşıma işini yapacak olan araçların Fatih Sultan Mehmet Köprüsünden geçeceğinin öngörüldüğünü, ne var ki 19.08.2016 tarihli ve 2016/5-1 sayılı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME) kararı gereğince taşıma işini yapacak araçların Yavuz Sultan Selim Köprüsünden geçme mecburiyetinin getirildiğini, davalının Edirne Kapı, Cebeci ve Kartal-Cevizli’deki işletmeleri arasında yapılacak taşıma işinin köprü geçiş güzergahındaki mecburi düzenleme nedeniyle maliyetinin hem ödenen geçiş ücreti ve hem de mesafe maliyeti olarak arttığını, bu sebeple sözleşmenin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 138 inci maddesine göre uyarlanması mecburiyetinin hasıl olduğunu ileri sürerek taraflar arasındaki sözleşmenin 14.2 maddesine "malın teslimi için Yavuz Sultan Selim Köprüsünün zorunlu olarak kullanılması sonucu oluşan otoban ve köprü geçiş ücretleri yüklenicinin tanzim edeceği yansıtma faturası ile belgelenmesi şartıyla, idare tarafından ödenecektir. Aynı şekilde Yavuz Sultan Selim Köprüsünün zorunlu olarak kullanılması sonucu artan güzergah dolayısı ile kilometre başına KDV hariç 95 kuruş, yüklenicinin tanzim edeceği yansıtma faturası ile belgelenmesi şartıyla, idare tarafından ödenecektir." hükmünün eklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; sözleşmeye bağlılığın esas olduğunu, tacir olan davacının basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiğini, sözleşmedeki çıkar dengesinin katlanılamayacak derece davacı aleyhine bozulmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 22.05.2018 tarihli ve 2017/141 E., 2018/561 K. sayılı kararıyla; İstanbul Boğazına üçüncü köprü olarak Yavuz Sultan Selim Köprüsü inşa edilip hizmete açıldığı, 19.08.2016 tarihli ve 2016/5-1 sayılı UKOME kararı gereğince birinci sınıf araçlar haricindeki diğer araçların bu köprüden geçişlerinin mecburi hâle getirildiği, bu düzenlemenin hem daha uzun mesafe ve hem de geçiş ücretleri nedeniyle maliyetleri artırdığı, ihale dokümanları hazırlanırken ön görülmesi gereken bu hususun öngörülmediğinin anlaşıldığı, bu durumun ticari hayatın akışı içerisinde davacı yanın ifa güçlüğüne girmesine sebep olacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile sözleşmenin 14.2 maddesine davacının talep ettiği hususun eklenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 16.01.2020 tarihli ve 2018/2282 E., 2020/47 K. sayılı kararı ile; davacının yüklenici olduğu sözleşmenin 29.04.2016 tarihinde imzalandığı, köprünün ise 26.08.2016 tarihinde trafiğe açıldığı, tacir olan davacının basiretli bir iş adamı gibi hareket etmek zorunda olduğu, sözleşmenin imzalandığı sırada sözleşmenin 14.2 maddesi ile taşıma hizmetinin ücretlendirilmesi konusunda gerekli araştırmaları yaparak her türlü tedbiri almakla yükümlü bulunduğu, köprü trafiğe açıldığında bir kısım araçların zorunlu olarak köprüyü kullanacağının kamuoyu tarafından bilindiği, bu sebeple koşulları oluşmayan talebin reddi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 18.02.2021 tarihli ve 2020/1968 E., 2021/1443 K. sayılı kararı ile;

"...Dava, 6098 sayılı TBK’nın 138. maddesi gereğince açılmış uyarlama davasıdır. Bölge Adliye Mahkemesince, sözleşmenin yapılması sırasında öngörülmeyen ve öngörülmesi beklenemeyen olağan üstü bir durumun sonradan ortaya çıktığının ve işlem temelinin çökmüş olduğunun kabul edilemeyeceği, uyarlama koşulları bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, davanın reddine karar verilmiştir. Sözleşmenin imzalandığı sırada Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün yakın bir zamanda açılabileceği öngörülebilecek bir husus olmakla birlikte, köprü açıldıktan sonra idare tarafından bir kısım araçlara yeni köprüden geçme mecburiyeti getirileceğini, açılan yeni köprü ve otoyol fiyatlarının ne olacağı hususlarını davacının önceden bilmesi beklenemez. Bu nedenle ilke olarak dava konusu olayda sözleşmenin yapılması sırasında öngörülemeyen olağanüstü bir durumun sonradan ortaya çıktığının ve buna bağlı olarak TBK'nın 138. maddesinde öngörülen uyarlamanın ilk koşulunun gerçekleştiği kabul edilerek, uyarlamanın diğer koşullarının mevcut olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği halde, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir..." gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozularak dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin 07.07.2021 tarih ve 2021/790 E., 2021/1104 K. sayılı kararı ile; önceki gerekçeye ilaveten; 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’na dayalı olarak çıkartılan ve 15.06.2006 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Büyükşehir Belediyeleri Koordinasyon Merkezleri Yönetmeliği’nin 18/1-d maddesinde UKOME’nin karayolu taşımacılığına ait mevzuat hükümleri saklı kalmak üzere, trafik düzeni ve güvenliği yönünden belediye sınırları içinde ticari amaçla çalıştırılacak yolcu ve yük taşıtları ile motorsuz taşıtların çalışma şekil ve şartları ile bu taşıtların teknik özelliklerini tespit etmek, çalıştırılabileceği yerler ile güzergâhlarını tespit etmek ve sayılarını belirlemek, bunlara izin ve çalışma ruhsatı vermekle görevli ve yetkili olduğunun düzenlendiği, İstanbul dahilinde taşıma işi yapan davacının yeni köprünün faaliyete geçtiği zaman ticari araçların yeni köprüye sevk edileceği hakkında bilgi sahibi olduğu, zira yapılan her yeni köprünün İstanbul trafiğini rahatlatmak için yapıldığının aksi düşünülemeyeceği gibi kamuoyuna köprünün açılacağı tarihin aylar evvelinden ilan edildiği, güzergahı düzenlemeye yetkili bulunan UKOME’nin ticari araçları yeni köprüye sevk etmesi hakkındaki kararın "öngörülemeyen veya öngörülmesi beklenmeyen hâl" olarak kabul edilemeyeceği gerekçesiyle direnme kararı verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

D. Dairemizin İnceleme Kararı

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yapılan incelemede, Daire kararının yerinde olduğu belirtilerek temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.

E. Hukuk Genel Kurulu Kararı (İkinci Bozma Kararı)

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.02.2023 tarih, 2021/11-972 E. ve 2023/67 K. sayılı ilâmı ile Mahkemece, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı bozulmasına ve dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.

F. Bölge Adliye Mahkemesince Hukuk Genel Kurulunun Bozmasına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasındaki sözleşmenin 29.04.2016 tarihinde 12 ay süre ile yapıldığı, idarenin talebi halinde sözleşme bitim tarihinden 3 ay süre ile yüklenicinin sözleşmede belirtilen bedel ve şartlarda sözleşme konusu işi yürütmek zorunda olduğunun kararlaştırıldığı, dosyaya uzatıma ilişkin bir bilginin sunulmadığı, sözleşmenin 06.05.2016 tarihinde uygulanmaya başladığı, UKOME tarafından 19.08.2016 tarihinde alınan karar ile sözleşmeye konu araçlar için Yavuz Sultan Selim Köprüsünü kullanma zorunluluğunun getirildiği, davacı tarafça 6 ay boyunca itirazsız taşıma işinin yapıldığı, sözleşme bitimine 2 ay kala 14.02.2017 tarihinde eldeki davanın açıldığı ve ifanın aşırı ölçüde güçleştiğine dayanılarak uyarlama talebinde bulunulduğu, Özel Daire ve HGK kararı ile davacı için 6098 sayılı Kanun'un 138 nci maddesi uyarınca öngörülmezlik koşulunun oluştuğunun sabit olduğu, bu durumun davacıdan kaynaklanmadığı ve ifanın dava tarihi itibari ile henüz tamamlanmadığının da anlaşıldığı, davacının 19.8.2016 tarihinden sonra Yavuz Sultan Selim köprüsünü kullanmaya başladığı, ifa güçlüğüne ilişkin davalıya bir başvurusunun olmadığı, buna ilişkin bir iddia ve delil sunmadığı, taşımanın 6 ay boyunca itirazsız gerçekleşmesi karşısında sözleşme bitimine 2 ay kala dava açılmasında, koşulların uyarlamayı gerektirir şekilde katlanılamayacak seviyede olduğunun ileri sürülmesinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2 nci maddesindeki dürüstlük ilkesine aykırı olduğu, dosya içeriğinde davacıya getirdiği ilave masraf ile ilgili bir hesaplama yaptırılmamış ise de bu konuda inceleme yaptırılmasının kaldırma gerekçesi nedeniyle sonuca etkili olmayacağı, esasen davacının 6 ay boyunca itirazsız taşıma işini yapmasının mevcut koşulları benimsemiş olduğu izlenimini verdiği, koşulların uyarlamayı gerektirecek seviyede ağırlaştığı kanaatinin oluşmadığı, ayrıca 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'nun 10 uncu maddesi uyarınca davacının 20 günlük süresi içinde de idareye başvurusunun olmamasının da bu kanaati destekler nitelikte olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkmesince bozma kararı kapsamında herhangi bir araştırma yapılmadan davanın reddine karar verildiğini, bilirkişi raporu dahi alınmadığını, dürüstlük kuralına aykırı bir halin bulunmadığını, hak aramanın dürüstlük kuralına aykırılık olarak değerlendirilmesinin kabul edilemeyeceğini, UKOME kararının sözleşme tarihinden sonra olduğunu, müvekkilinin idarenin bötle bir karar alacağını öngörmesinin mümkün olmadığını, yeni köprünün açılmasından ve UKOME kararından sonra artan maliyetlerin çekilmez bir hâl aldığını ve sözleşmenin 6098 sayılı Kanun'un 138 inci maddesi gereğince uyarlama şartlarının oluştuğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmalık, taraflar arasındaki taşıma sözleşmesinin imzalanmasından sonra 19.08.2016 tarihli ve 2016/5-1 sayılı UKOME kararı gereğince taşıma işini yapacak araçların Yavuz Sultan Selim Köprüsünden geçme mecburiyetinin getirilmesi karşısında, davacının sözleşme yapılırken bu hususu öngörmesinin gerekip gerekmediği, buradan varılacak sonuca göre 6098 sayılı Kanun'un 138 inci maddesi gereğince sözleşmenin uyarlanması koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6098 sayılı Kanun'un 138 inci maddesinin birinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.