Logo

11. Hukuk Dairesi2023/6762 E. 2024/8377 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalının, işletme tabelasında kullandığı ibare ile davacının tescilli markasına tecavüz edip haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının, davacının tescilli markasının esas unsuruyla aynı olan ibareyi, işletme tabelasında kullanmasının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu gözetilerek, davalının bu kullanımının men’ine ve tabelaya el konulmasına dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1540 Esas, 2023/985 Karar

HÜKÜM : Davanın kısmen kabulü (Esas hakkında yeniden hüküm tesis edilmek suretiyle)

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/522 E., 2019/153 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin toptan satış mağazacılığı alanında köklü bir şirket olduğunu ve ülke çapında 165 adet mağaza ile faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin 35. sınıf da dahil olmak üzere "..." ayırt edici unsurlu seri markaların sahibi olduğunu, bu markaların görsel ve yazılı basın başta olmak üzere ilgili tüm mecralarda yapılan tanıtım çalışmaları ile Türkiye'de tanınmış marka hale geldiğini, davalının ise "... BAKKAL" ibaresini kullanmak suretiyle müvekkili firmanın marka haklarına tecavüz ettiğini, bu kullanımın aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiğini, kesinleşen yargı kararlarına rağmen "..." markasının kullanılmasına halen devam edildiğini belirterek, davalıların "... BAKKAL" ibaresini, davacının markalarının tescilli bulunduğu sınıflar kapsamındaki hizmetler üzerinden tek başına, yahut sair tali unsurlar ile birlikte kullanmasının, bu markalar altında ürün üretmesinin, ürettirmesinin, satmasının, sağlamasının, dağıtımını yapmasının, satışa arz etmesinin, ithal ya da ihraç etmesinin, elde bulundurmasının, satışa arz etmek üzere depolamasının, internet üzerinde yahut sair mecralarda bu amaçlarla kullanılmasının ve bu markaları taşıyan ürünlerin reklam, promosyon ve tanıtımının yapmasının davacı aleyhinde marka tecavüzü ve haksız rekabet yarattığının tespitine, marka tecavüzü ve haksız rekabet teşkil eden fiillerin önlenmesine, internet üzerinde yahut sair mecralarda bu amaçlarla kullanmasının ve bu markaları taşıyan ürünlerin reklam, promosyon ve tanıtımını yapmasının önlenmesine ve men edilmesine, davalıya ait bu markayı taşıyan ürünler, ambalajlar, ilan, reklam, broşür, afiş, tabela ve sair her türlü tanıtım malzemesi, basılı evraklar, faturalar ve benzeri her türlü ticari evrakının ve iş bu dava neticesinde verilecek esas hükme aykırı şekilde, iletilen, satılan, sağlanan,dağıtılan, satışa arzedilen, ithal ya da ihraç edilen, elde bulundurulan, satışa arz etmek üzere depolanan, internet üzerinde yahut sair mecralarda bu amaçlar ile kullanılan reklam, promosyon ya da tanıtım malzemesi, basılı evraklar, faturalar ve benzeri her türlü ticari evrakına el konularak, esasa ilişikin hükmün keisnleşmesini müteakip imhasına esastan da karar verilmesine, hükmün ilanına, kullanımın ticaret sicilinde unvan kaydı bulunması halinde terkinine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu olayda hak düşürücü sürenin geçtiğini, müvekkilinin tabelasında "..." ibaresinin yer almadığını, tabelasında "Dükkan Sizin (bakkal amca logosu içinde) “B, horon tepen kadın figürü, Z, horon tepen erkek figürü, M” BAKKAL - 61” “her zaman yanınızda BAŞARAN GIDA" ibaresi bulunduğunu, davanın haksız olduğunu savunarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, davacı vekilinin sunduğu fotoğraf ile davalı vekilinin sunduğu fotoğraf birlikte değerlendirildiğinde, Trabzon ilinde faaliyet gösteren davalıya ait bakkal dükkanında "... BAKKAL-61" ibaresinin işletme adı olarak kullanıldığı, davalının iş yerinde tespit yapılamamış olmasına rağmen, davalı vekilinin sunduğu fotoğraftaki tabelanın davacı vekilinin sunduğu fotoğraftaki tabela ile aynı olduğu, yalnızca tabelada yer alan "..." ibaresindeki "İ" harflerinin horon tepen insan figürü ile değiştirildiği, "İ" harfinde yapılan değişikliğin markaları farklı kılmaya yeterli olmadığı, okunuşunda aynı şekilde telaffuz edildiği, işitsel ve anlamsal olarak markaların aynı olduğu, davacının 35. sınıfta tescilli olan markalarının esas unsurunu oluşturan "..." ibaresinin tescilli oldukları sınıf ile aynı olan 35. sınıfa dahil hizmetlerde davalı tarafından aynen kullanıldığı, bu nedenle markaların karıştırılma ihtimalinin mevcut olduğu, benzer konuda daha önce görülen davalarda, markaların karıştırılma ihtimali bulunduğuna dair verilen kararların Yargıtay'dan geçerek onandığı, markaların benzerliği konusu hukuki bir değerlendirme olup mahkemece de bu konunun değerlendirilebileceği, bu durumun davacının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu, Trabzon Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarına göre sicil kaydı olmayan davalının tescilli ticaret unvanının da bulunmadığı gerekçesiyle; davanın kabulüne, davalının davacıya ait "..." esas unsurlu tescilli markalarının esas unsurunu oluşturan "..." ibaresini iş yeri tabelasında, ürünler üzerinde ve iş evrakında markasal olarak kullanmak suretiyle davacının marka haklarına tecavüz ettiğinin ve haksız rekabette bulunduğunun tespitine, davalının marka tecavüzü ve haksız rekabet teşkil eden fiillerinin önlenmesine, durdurulmasına ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, davalının davacıya ait markaları esas unsuru olan "..." ibaresini davacı şirketin tescilli markasının bulunduğu sınıflar kapsamındaki ürün ve hizmetler üzerinde tek başına yahut tali unsurlar ile birlikte taşıyan ürünler üretmesinin, ürettirmesinin, satmasının, sağlamasının, bulundurmasının, satışa arz etmek üzere depolamasının, internet üzerinde yahut sair mecralarda bu amaçlarla kullanmasının ve bu markaları taşıyan ürünlerin reklam, promosyon ve tanıtımını yapmasının önlenmesine ve men edilmesine, davalıya ait bu markayı taşıyan ürünler, ambalajlar, ilan, reklam, broşür, afiş, tebela ve sair her türlü tanıtım malzemesi, basılı evraklar, faturalar ve benzeri her türlü ticari evrakın ve iş bu dava neticesinde verilecek esas hükme aykırı şekilde iletilen, satılan, sağlanan, dağıtılan, satışa arz edilen, ithal ya da ihraç edilen, elde bulundurulan, satışa arz etmek üzere depolanan, internet üzerinde yahut sair mecralarda bu amaçlar ile kullanılan, reklam, promosyon ya da tanıtım malzemesi, basılı evraklar, faturalar ve benzeri her türlü ticari evrakına el konulmasına, hükmün kesinleşmesinden sonra imhasına, kararın masrafı davalıdan alınmak suretiyle Türkiye'de yayın yapan bir gazetede ilan edilerek kamuya duyurulmasına, davalının ticaret unvanında "..." ibaresini kullanmadığı anlaşıldığından, ticaret sicilinden ticaret unvanının terkini talebiyle ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, davacıya ait "..." asli ibareli markaların 35. emtia sınıfında kullanımla ayırt edicilik kazandığı, davalının Trabzon ilinde faaliyet gösteren bakkal dükkanında "... BAKKAL-61" ibaresini işletme adı olarak kullandığı, tabelasında markanın asli unsuru olan "..." ibaresindeki "İ" harflerinin horon tepen insan figürü şeklinde olduğu, "İ" harfinde yapılan şekilsel değişiklik yapılmış ise de, bu değişikliğin ibarenin okunuşunda bir farklılık yaratmadığı, işitsel ve kavramsal olarak davacı markası ile aynı olduğu, zira tüketicilerin genellikle baştaki ibareyi akılda tutma eğiliminde oldukları, baştaki kelimenin aynı olmasının benzerlik karşılaştırmasında önemli olduğu, davalı kullanımındaki ''BAKKAL'' ibaresinin tanımlayıcı nitelikte olduğu ve markaya bir ayırtedicilik katmadığı, davacı markası ile ayırt edilemeyecek derecede benzer şekilde kullanıldığı, davacı markasının 35. sınıfta tescilli olduğu, davalıya ait işletmenin aynı sınıfta hizmet verdiği, aynı tüketici kitlesine hitap edilmesi nedeniyle tüketicinin hizmetin kaynağı, işletmeler arasında bağlantı olduğu yanılgısına düşebilecekleri, davalıya ait kullanımın davacının alt/seri markası olabileceğini düşündürteceği, davalının kendisine ait bakkal dükkanında "... BAKKAL 61" ibaresini işletme adı olarak markasal nitelikte kullanmaktan ibaret eyleminin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu, aksi yöndeki istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, ancak davalının eyleminin "... BAKKAL 61" ibaresini işletme adı olarak tabelasında markasal nitelikte kullanmaktan ibaret olduğu, davalının bu ibareyi ürünler üzerinde ve iş evrakında kullandığına dair bir tespit olmadığı halde kurulan hükümde bu unsurlara yer verilmiş olması ve ayrıca hükümde "Davalıya ait bu markayı taşıyan ürünler, ambalajlar, ilan, reklam, broşür, afiş, tebela ve sair her türlü tanıtım malzemesi, basılı evraklar, faturalar ve benzeri her türlü ticari evrakın ve iş bu dava neticesinde verilecek esas hükme aykırı şekilde iletilen, satılan, sağlanan, dağıtılan, satışa arz edilen, ithal ya da ihraç edilen, elde bulundurulan, satışa arz etmek üzere depolanan, internet üzerinde yahut sair mecralarda bu amaçlar ile kullanılan, reklam, promosyon ya da tanıtım malzemesi, basılı evraklar, faturalar ve benzeri her türlü ticari evrakına EL KONULMASINA, hükmün kesinleşmesinden sonra İMHASINA, " şeklinde hüküm fıkrasında da davalının davacı markasını işletme adı olarak markasal nitelikte kullanmak dışında eylemi tespit edilmediği dikkate alınarak sadece işletme tabelasıyla ilgili hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesinin hatalı olduğu, Mahkemece; ''davalının tescilli ticaret unvanının bulunmadığı'' gerekçesiyle bu talep yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de; ayrı bir dava şeklinde görülebilen ve somut dava yönünden objektif dava yığılması şeklinde değerlendirilmesi gereken söz konusu talebin, eldeki dava açıldıktan sonra konusuz kalmadığı, zira Mahkemenin kararında da vurgulandığı gibi davalının tescilli ticaret unvanının bulunmadığı, bu sebeple somut talebin reddine karar verilmesi gerekirken, ''karar verilmesine yer olmadığına'' karar verilmesinin de hatalı olduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, davalının davacıya ait "..." esas unsurlu tescilli markalarının esas unsurunu oluşturan "..." ibaresini iş yeri tabelasında, markasal olarak kullanmak suretiyle davacının marka haklarına tecavüz ettiğinin ve haksız rekabette bulunduğunun tespitine, davalının marka tecavüzü ve haksız rekabet teşkil eden fiillerinin önlenmesine, durdurulmasına ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, davalının davacıya ait markaların esas unsuru olan "..." ibaresini, işyeri tabelasında tek başına yahut tali unsurlar ile birlikte kullanmasının önlenmesine ve men edilmesine, davalıya ait bu markayı taşıyan işyeri tabelasına el konulmasına, hükmün kesinleşmesinden sonra imhasına, kararın masrafı davalıdan alınmak suretiyle Türkiye'de yayın yapan bir gazetede ilan edilerek kamuya duyurulmasına, davalının ticaret ünvanında "..." ibaresini kullanmadığı anlaşıldığından ticaret sicilinden ticaret unvanının terkini talebinin ve fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, davalının eylemlerinin haksız rekabet ve davacıya ait tescilli marka hakkından doğan haklarına tecavüz edip etmediği, tecavüz söz konusuysa men'i ve ref'i ile davalı ticaret unvanın ticaret sicilinden terkinin gerekip gerekmediği noktasındadır.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (6769 sayılı Kanun) 29 ve 149 uncu maddeleri.

3.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 54 ve devam hükümleri.

3. Değerlendirme

İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Kanun'un 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI.SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere ayrı ayrı yükletilmesine, 27.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.