"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/81 Esas, 2023/808 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2019/367 E., 2020/467 K
Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar Yargıtayca duruşma istemli olarak davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 28.01.2025 günü hazır bulunan davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında AB menşeli besilik dana alımı için sözleşme yapıldığını, davalı Kurum tarafından hastalık ve benzeri nedenlerle AB menşeli besilik dana ithal edilmeyeceğinin bildirilmesi üzerine sözleşmenin yerine getirilmediğini, davacı tarafından yatırılan teminatın iade edildiğini, daha sonra Güney Amerika menşeli besilik dana alımı için başvuruda bulunduğunu, başvuru sonucunda sözleşme imzalandığını ve sözleşme kapsamındaki satıma konu hayvanların davacı tarafından teslim alındığını, Güney Amerika menşeli hayvanların davacıya 3,95 Amerikan doları fiyat üzerinden satışının yapıldığını, ancak aynı tip sözleşme imzalayan diğer alıcılar ile 3,70 Amerikan doları üzerinden sözleşme yapıldığını, davacıya fiyat indiriminin yapılmamasının usul ve yasaya, objektif iyi niyet, hakkaniyet ve eşitlik kurallarına aykırı olduğunu, davacı ile diğer besiciler arasında farklı fiyat uygulanmasının haksız rekabete de yol açtığını, davacı tarafından sözleşme kapsamındaki edimlerin yerine getirildiğini, fiyat farkı uygulanmasının sözleşmeye aykırı olduğunu iddia ederek fiyat farkı uygulaması nedeniyle davacıdan fazladan alınan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 50.000,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiş, 18.09.2020 tarihli dilekçesi ile dava değerini 492.149,00 TL olarak ıslah etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Ekim - Aralık 2017 ayları içerisinde teslim edilmek üzere Güney Amerika menşeli ithal sığır başvurularının 15.08.2017-25.08.2017 tarihleri arasında alındığını, başvurular sırasında fiyatın 3,95 Amerikan doları olarak açıklandığını, 17.10.2017 tarihli olur ile bu döneme yönelik başvurular için fiyat indirimi yapıldığını ve fiyatın 3,70 Amerikan doları olarak belirlendiğini, davacının Mart - Haziran 2017 tarihleri arasında teslim edilecek AB menşeli hayvanlar için başvuruda bulunduğunu, davacının sözleşme imzalamaya gelmemesi nedeniyle bu döneme ilişkin sözleşme imzalanamadığını, Güney Amerika menşeli hayvanlar için başvurunun belirtilen miktardan az olması nedeniyle yeniden ilan yapıldığını, davacının 03.10.2017 tarihinde başvuruda bulunduğunu ve başvurusu neticesinde 3,95 Amerikan doları fiyat üzerinden sözleşme imzalandığını ve davacıya sözleşme konusu hayvanların teslim edildiğini, davacı ile daha önce sözleşme imzalanmamış olduğunu, süresi içerisinde başvuruda bulunan besiciler ile davacının aynı nitelikte olmadığını, davanın haklılığının bulunmadığını savunarak reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının Güney Amerika menşeli besilik sığırlar yönünden 15.08.2017-25.08.2017 tarihleri arasında başvurusunun bulunmadığı, süresinde başvuru yapan besicilerin bir kısmının taleplerinden vazgeçmeleri nedeniyle alınan ek başvuru sırasında başvuruda bulunduğu ve sözleşme imzaladığı, davacının Güney Amerika menşeli besilik sığırlar yönünden süresi içerisinde yapılmış bir başvurusunun bulunmaması, tacir olan davacının davalı Kurum ile sözleşmeyi serbest iradesi ile imzalamış olması, serbest iradesi ile imzaladığı sözleşme hükümleri ile bağlı olması, sözleşme hükümlerinin açık olması ve yorum gerektirmemesi, sözleşme kapsamındaki satıma konu besilik sığırları teslim almış olması, indirim kararının sadece süresi içerisinde başvuru yapan besiciler hakkında uygulanması, süresinde başvuru yapmayan besiciler yönünden uygulandığına dair herhangi bir bilgi veya belgenin dosya kapsamına sunulamaması hususları dikkate alındığında, süresinde başvuru yapan besiciler ile davacının aynı konumda olmayacağı, süresinde başvuru yapan besiciler yönünden belirlenen 1 kg et fiyatının davacı yönünden uygulanmamasında objektif iyi niyet, hakkaniyet ve eşitlik kurallarına aykırılık bulunmadığı, bu hali ile davacının davalı Kurum tarafından süresinde başvuru yapan besicilere yapılan indirimin kendisine uygulanmaması nedeniyle zararının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının 2017 yılı Mart - Haziran döneminde ithal edilecek AB menşeli besilik sığırlar yönünden davalıya satın alma başvurusunda bulunduğu, AB menşeli besilik sığırlarda hastalık ve benzeri sebeplerle ithal işleminin yapılamaması ve davacının başvurusuna ilişkin olarak sözleşme imzalanması için gereken şartlar yönünden üzerine düşen edimleri yerine getirememesi nedeniyle sözleşme imzalanamadığı, daha sonra davalı Kurum tarafından Güney Amerika menşeli besilik sığırlar yönünden satın alınmaya ilişkin 15.08.2017-25.08.2017 tarihleri arasında başvuruların alındığı, 1 kg fiyatının 3,95 Amerikan doları olarak belirlendiği, davacı tarafından bu dönem içerisinde Güney Amerika menşeli sığırlar yönünden başvuruda bulunulmadığı, süresi içerisinde başvuru yapan bir kısım besiciler tarafından başvurularından vazgeçilmesi nedeniyle besicilerden ek başvuruların alındığı, bu kapsamda davacının da 03.10.2017 tarihinde başvuruda bulunduğu, 17.10.2017 tarihinde davacı ile Güney Amerika menşeli ithal besilik sığır satış sözleşmesinin imzalandığı, sözleşme uyarınca 1 kg fiyatının 3,95 Amerikan doları olarak belirlendiği, 17.10.2017 tarihli olur ile davalı Kurum tarafından 15.08.2017-25.08.2017 tarihleri arasında başvuru yapan besiciler yönünden 1 kg fiyatının 3,70 Amerikan doları olarak belirlenmesine karar verildiği, bu tarihler dışında başvuru yapan besiciler yönünden fiyat indirimi uygulanmasına yönelik alınmış bir karar veya uygulamanın bulunmadığı, tacir olan davacının davalı Kurum ile sözleşmeyi serbest iradesi ile imzaladığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A.Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, taraflar arasında akdedilen Güney Amerika menşeli ithal besicilik sığır satış sözleşmesi kapsamında fiyat indirimi uygulanmaması nedeniyle uğranıldığı iddia edilen zararın tazmini istemine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 06.02.2025 tarihinde kesin olarak oy çokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Çoğunlukla ortaya çıkan uyuşmazlık, davalı teşebbüs tarafından ithal edilen canlı hayvanlar için alıcılarla aynı tip sözleşme imzalandıktan sonra bedelde bazı alıcılara indirim yapılıp, bazı alıcılara ise indirim yapılmamasının, yani sözleşmelerin imzalanmasından sonra besici teşebbüslere farklı fiyat uygulanmasının rekabeti bozup bozmadığı ve dolayısıyla haksız rekabete yol açıp açmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davacı, davalının farklı fiyat uygulamasının haksız rekabete yol açtığını ileri sürerek zararının tazminini talep etmiş, davalı ise fiyat indiriminin 15.08.2017-25.08.2017 tarihleri arasında müracaat edenlere yönelik yapıldığını, anılan tarihten sonra müracaat edenleri kapsamadığını ileri sürmüş, ilk derece mahkemesince davanın reddine, bölge adliye mahkemesince de davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Somut olayda; tek yetkili olan davalı kurumun (teşebbüsün) hayvan ithalatı duyurusu yapması üzerine 15.08.2017-25.08.2027 tarihleri arasında müracaat eden besicilerle sözleşme imzalanmasından sonra, vazgeçenlerin yerine yeni müracaatlar alınmış ve dolayısıyla vazgeçenler yerine müracaat eden davacı ile de aynı fiyatla tip sözleşme imzalanmış, ancak, daha sonra davalı fiyatta yapmış olduğu indirimi vazgeçenlerin yerine müracaat edenlere uygulamamıştır.
Davalı fiyat indiriminin ilk müracaat edenleri kapsadığını ileri sürmüşse de, davacı vazgeçen besiciler yerine müracaat ettiğinden ilk müracaat edenlerle şartlarının eşit olduğu kabul edilmelidir. Zira müracaat eden tüm besiciler aynı fiyatla tip sözleşme imzalamış ve aynı zaman diliminde aynı fiyatla ithal edilen canlı hayvanları almışlardır. Bu durumda aynı durumda olan besicilere sonradan farklı fiyat uygulamasının yapılması ticari dürüstlüğe aykırı olup Türk Ticaret Kanunu (TTK) m. 54/2 ve m. 55/1-a hükümleri kapsamında haksız rekabet oluşturur.
Bilindiği üzere, bir davada olayları anlatmak taraflara hukuki nitelendirmeyi yapmak mahkemeye aittir. Somut olayda davalı teşebbüs ilk müracaat edenlerle aynı fiyatla tip sözleşme imzaladıktan sonra, vazgeçenlerin yerine müracaat edenlerle de aynı fiyatla tip sözleşme imzalamış, ancak daha sonra ilk müracaat edenler için fiyatı indirmesine rağmen, ilk müracaat edip sonra vazgeçenlerin yerine müracaat edip sözleşme imzalayanlar için fiyat indirimi yapmamıştır. Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun (RKHK) m. 3/5 hükmü kapsamında teşebbüs olan davalının bu uygulaması, RKHK'nın 1 inci, 2 inci, 3 üncü ve 4/1 inci maddeleri kapsamında ilgili mal veya hizmet piyasalarında rekabeti engelleme, bozma ve kısıtlama amacı taşımakta olduğu gibi bu etkiyi doğurabilecek, hatta doğuracak nitelikte olduğundan hukuka aykırı ve yasaktır. Diğer taraftan canlı hayvan ve et ithalatında tek yetkili teşebbüs davalı olup ilgili piyasayı düzenlemekte olduğundan RKHK m. 6 kapsamında hakim teşebbüs olarak kabul edilmelidir. Bu maddenin 6/1-b hükmünde, eşit durumdaki alıcılara aynı ve eşit hak, yükümlülük ve edimler için farklı şartlar ileri sürülerek, doğrudan veya dolaylı olarak ayrımcılık yapılmasının hakimiyetin kötüye kullanılması hallerinden olduğu düzenlenmiştir. Bu maddenin birinci fıkrasında ise hakimiyetin kötüye kullanılmasının hukuka aykırı ve yasak olduğu belirtilmiştir.
Rekabetin sınırlandırılmasının özel hukuk alanındaki sonuçlarını düzenleyen RKHK m. 57 vd hükümleri ise, rekabetin engellenmesi, bozulması veya sınırlandırılması ile belirli bir mal veya hizmet piyasasında hakim durumun kötüye kullanılmasından zarar görenlerin tazminat talep haklarını düzenlemiştir. Zarar görenlerden kasıt rekabetin bozulmasından, sınırlanmasından, engellenmesinden veya hakim durumun kötüye kullanılmasından olumsuz etkilenen teşebbüsler, rakipler ve tüketicilerdir.
Bu bağlamda belirtmeliyim ki, piyasaların denetimi ve dış ticaretin düzenlemesi ve dolaysıyla rekabet düzeninin kurulması, bozulmasının önlenmesi ve dolayısıyla korunması Anayasanın 167 inci maddesi ile devlete verilen bir görevdir.
Hal böyle olunca anılan hükümler kapsamında değerlendirme yapılıp, bilirkişilerce belirlenmiş olan davacının zararının hüküm altına alınması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu ilk derece mahkemesince davanın reddine, bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince ise davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinin doğru olmadığı kanaatiyle kararın BOZULMASI gerektiği görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun ONAMA yönündeki görüşüne katılmıyorum.