Logo

11. Hukuk Dairesi2023/6778 E. 2024/7991 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından davalıya devredilen özel hastane ön iznine dair sözleşmenin halen geçerli olup olmadığının tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin geçerliliğinin ileride açılabilecek bir eda davasında değerlendirilebileceği, davacının tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/148 Esas, 2023/793 Karar

KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2021/206 E., 2021/799 K.

Taraflar arasındaki tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak davacı vekili duruşma istemi olmaksızın davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne, dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; ihbar olunan ...'nca davalı şirkete ...'da özel hastane açılması için 08.02.2011 tarihli yazı ile öz izin verdiğini, bu ön iznin davalı ile imzalanan 04.03.2015 tarihli sözleşme ile müvekkiline devredildiğini, devrin ilgili kuruma bildirildiğini, müvekkili tarafından, davalı ile ... Büyükşehir Belediyesi arasında imzalanan 07.08.2006 tarihli sözleşmede yer alan taahhütlerin davalı tarafından yerine getirilmemesi sebebi üzerine müvekkili ile Belediye arasında imzalanan 03.03.2016 tarihli sözleşme ile davacının taahhütlerin üstlenilip yerine getirildiğini, ödemeler yapıldığını, bu ödemelerin yapılmasındaki asıl amacın bahse konu taahhüde konu taşınmazdaki hastanenin hizmete açılması ve davalıya ait ön iznin devralınarak ... İlinde ya da başka bir adreste hastane kurulmasına yönelik olduğunu, ancak öz iznin devrinin gerçekleşmediğini, devir için ... İl Sağlık Müdürlüğü nezdinde gerçekleştirilen işlemler sonucunda, devrin tamamlanması için önce belge eksikliğine, bilahare ön iznin başka bir adrese taşınması ve ruhsatlandırma işlemlerinin 11.07.2018 tarihine kadar tamamlanmasına ilişkin davalı şirkete yazılar gönderildiğini, ancak davalı şirketin bu hususları yerine getirmediğini, ön iznin devri işlemleri Bakanlık nezdinde tamamlanmadan ilgili mevzuat gereği belirlenen sürenin hitamı ile müvekkilinin ön izin haklarının sona erdiğini, müvekkilinin süreçte yaptığı anlaşmalar sebebi ile zarara uğradığını, ön izinlerin ruhsata çevrilmesi için ilgili mevzuatta yapılan değişikliğe istinaden davalı şirketin ön izni 3. bir şirkete devir için girişimde bulunulduğunun öğrenildiğini, ancak davalıya ait ön izin haklarının müvekkiline devredildiğini ileri sürerek 04.03.2015 tarihli devir sözleşmesinin halen ayakta olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafça tespiti istenilen 04.03.2015 tarihli sözleşmenin, imzalandığı tarihte yürürlükte olan mevzuta aykırılığı ve imkansızlık nedeniyle hükümsüz olduğunu, zira ilgili dönemde özel hastane ön izinlerinin devrinin mümkün olmadığını, davacı tarafın sözleşmeye aykırı eylemleri nedeniyle 11.07.2018 tarihinde ön iznin iptalini müteakip 2019 yılında yapılan mevzuat değişikliği ile ön izin devir hakkının tanındığını, dava konusu devir sözleşmesinde, sözleşmeye konu devrin usul ve esasları ile tabi olacağı şartların taraflar arasına bilahare kararlaştırılacağının düzenlendiğini, bu çerçevede imzalanan 06.01.2016 tarihli sözleşmenin 3. maddesinden görüleceği üzere taraflar arasındaki asıl iradenin sadece, müvekkili tarafından ... Büyükşehir Belediyesi'nden yap-işlet-devret modeli ile ihale alınan ve 07.08.2006 tarihli uygulama sözleşmesi uyarınca tamamlanan ... Fevzi Çakmak Cad. No:76'daki hastane binasının kiralanmasından ibaret olduğunu, ve buna mukabil mevzuat engeline ve imkansızlığına rağmen gerçekleştirilebilmesi şartına bağlı olarak dava konusu ön izin belgesinin de devrinin/kiralanmasının ve 11.07.2018 tarihine kadar ön iznin ruhsata çevrilmesi ve binaya ilişkin kira sözleşmesinin sona ermesi ile işbu ön iznin aynı kadro ve yatak sayısı ile ruhsatname olarak iadesinin hedeflendiğini, yine 27.07.2016 tarihli ek sözleşmeden de taraflar arasındaki gerçek iradenin hastane binasının kiralanmasına, mevzuat engeline rağmen devir gerçekleştirilebildiği takdirde de ön iznin kiralanmasına yönelik olduğunu, davacının ön izni ruhsata çevirmeyerek, devri müteakip ... İl Sağlık Müdürlüğüne müracaat ederek 08.12.2011 tarihli ön izinden feragat mahiyetinde bir dilekçe verdiğini, davacının kendine ait başka bir hastanenin ruhsatını kiralanan binaya taşıyarak faaliyete geçtiğini, bu süreçte 2011 tarihli ön iznin ruhsata çevrilmediğinin öğrenildiğini, davacının müvekkilinden kiraladığı binaya ait ön izni ruhsata çevirmek yerine iptal ettirdiğini, iptale karşı müvekkilince idare mahkemesi nezdinde açılan davada, mevzuat değişikliğinden dolayı ruhsat işlemlerinin tamamlanabilmesi için ilgili idareye yeni bir başvuru yapılabileceği gerekçesine yer verildiğini, bu karar istinaden de ilgili idareye yapılan başvuru neticesinde müvekkkiline dava konusu ön iznin gerçek hak sahibi olarak 11.07.2024 tarihine kadar ruhsatlandırma işlemlerinin tamamlanması için süre verildiğini, dava dilekçesinde yapıldığı belirtilen ödemelerin gerçeği yansıtmadığını, müvekkili şirket tarafından alınan 20.09.2017 tarihli genel kurul kararı ile dava konusu ön iznin devrine ilişkin işlemin iptal edilip durumun Sağlık Bakanlığında bildirildiğini, mevzuat değişikliği ile müvekkiline tanınan devir hakkının tesisine engel olmak maksadı ile açılan davanın kötü niyetli olduğunu, davacı tarafça sahibi olunmayan bir hakkın dava edildiğini, davacının korunmaya değer hukuki bir menfaatinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, ... 2. İdare Mahkemesinin 2018/1152 esasına kayden davacı ... ve ... Özel Sağlık Hiz. İşl. Tic. İnş. ve Tur. AŞ.tarafından ... Valiliği ve TC. ... aleyhine özel hastane ön izin belgesinin iptali ve iadesine yönelik işlemin iptali talebi ile açılan davada, ...-Osmangazi-Kırcaali Mahallesi-Fevzi Çakmak Caddesi, No:76 adresinde yapılması planlanan özel hastane için davalı şirkete 08.12.2011 tarihli ön izin verildiği, davalı şirket ile davacı ...Ş. arasında anılan ön izin belgesinin davacıya devrine dair 04.03.2015 tarihli devir sözleşmesi akdedildiği, devir sözleşmesine istinaden davacı tarafından ... Valiliği'ne hitaben 09.06.2016 tarihli dilekçe ile ...-Osmangazi- Doğanbey Mahallesi-Haşimişçan Caddesi, No:1 adresinde bulunan hastanenin 76 no.lu yukarıda belirtilen adreste yapılması planlanan hastane binasına taşınması için ön izin verilmek üzere talepte bulunulması üzerine davacı adına 01.08.2016 tarihli Taşınma Ön İzin Belgesi düzenlendiği, Özel Hastaneler Yönetmeliği'nin geçici 1. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 11.07.2018 tarihine kadar ruhsatlandırma işlemlerini tamamlamadığından bahisle davalı şirketin ön izin belgesinin iadesinin istenildiği, Bakanlıkça iadesi istenilen belgenin eldeki davaya konu devir sözleşmesinin dayanağı olduğu, ... 2. İdare Mahkemesi'nin 27.06.2019 tarihli ve 2018/1152 E., 2019/739 K. sayılı kararında belirtildiği üzere dava konusu işlem tesis edildiği tarihten sonra 31.05.2019 tarihli ve 30790 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Özel Hastaneler Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 11. maddesi ile 27.03.2002 tarihli ve 24708 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Özel Hastaneler Yönetmeliği'nin geçici 1. maddesinin mülga dördüncü fıkrası, "Bu fıkranın yürürlüğe girdiği tarihten önce bu madde kapsamında Bakanlıktan ön izin almış özel hastanelerden beş yıllık ruhsatlandırma süresi sonunda ruhsat işlemlerini tamamlayamayanlara, bir kereye mahsus olmak üzere 11/7/2024 tarihine kadar ruhsatlandırma işlemlerini tamamlamak amacıyla ek süre verilebilir." şeklinde değiştirildiğinden, davalı şirket tarafından mezkûr düzenlemeye istinaden ruhsat işlemlerini tamamlamak üzere ek süre verilmesi talebiyle ihbar olunan idareye yeni bir başvuru yapılabileceğinin belirtildiği, davalı şirketçe ruhsat işlemlerini tamamlamak üzere ihbar olunan ...'na yeni başvuru yapabileceği ve bu başvuru sonucunda sürecin idare nezdinde tamamlanabileceği, davacı tarafından dava konusu sözleşmenin halen ayakta ve hukuken geçerli olduğunun tespiti kararı almasına ihtiyaç bulunmadığından bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 106 ncı maddesinde düzenlenen tespit davasının bir hakkın veya bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi için açılan bir dava türü olduğu, eda davasının öncüsü durumunda olup eda davası açılması mümkün olan hâllerde davacının tespit davası açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararının bulunması gerektiği, eldeki tespit davasında davacının ... tarafından düzenlenen 08.02.2011 tarihli yazı ile hastane açılmasına ilişkin ön iznin davacıya devrini öngören devir sözleşmesinin ayakta ve hukuken geçerli olduğunun tespitini talep ettiği, davalı ile arasındaki sözleşmenin geçerli olduğunun ileride açılabilecek eda davalarında değerlendirilebileceği, davacının amacının değiştirilen yönetmelik hükmü uyarınca ruhsat işlemlerini tamamlamak için davalıya tanınan ek süre kapsamında taraflar arasında düzenlenen devir sözleşmesi kapsamında hastane açma ön izninden yararlanmak için gerekli mahkeme kararının temini olduğu, söz konusu sözleşme hükümlerinin geçerliliğinin ya da davalı tarafça sözleşme edimlerinin yerine getirilmemesi eda davası konusu olabileceğinden tespit kararı ile eda davası sonucuna ulaşılamayacağı, bu nedenlerle davacının tespit davası açmakta hukuki bir yararının bulunmadığı; davalının istinaf talebine gelince, hukuki yararın, dava konusuna ilişkin dava şartlarından olup davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi ve esas hakkında hüküm verilebilmesi için davanın her aşamasında mevcut olması gerektiği, ilk derce mahkemesince, davacının işbu tespit davasını açmasında hukuki yararın olmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verildiği, hukuki yararın 6100 sayılı Kanun'un 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca dava şartı olduğu gözetildiğinde, öncelikle dava şartlarının bulunup bulunmadığının usulen değerlendirilip karara bağlanması gerektiğinden, eldeki tespit davasının usulden reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, davacı tarafça davalıya devrilen özel hastane ön iznine dair sözleşmenin halen geçerli olduğunun tespiti talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 114, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı ve davacıya ayrı ayrı yükletilmesine, 18.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.