Logo

11. Hukuk Dairesi2023/6797 E. 2023/7616 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yargıtay'ın kesinleşmiş kararına karşı karar düzeltme yoluna başvurulup başvurulamayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda karar düzeltme yoluna yer verilmemesi ve kesinleşmiş Yargıtay kararına karşı bu yolla başvurunun kanuna aykırı olması, ayrıca kötü niyetli bir başvuru olarak değerlendirilmesi gözetilerek, karar düzeltme talebinin reddine ve başvuranın para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/2389 Esas, 2021/1885 Karar

DAVACI - KARŞI DAVALI : Petronet Otomasyon ve Bilişim Sistemleri Petrol San. Tic. A.Ş.

vekili Avukat ...

DAVALI - KARŞI DAVACI : Asis Otomasyon ve Akaryakıt Sistemleri A.Ş. vekili Avukat

...

DAVA TARİHİ :

HÜKÜM : Ret

KARAR DÜZELTME

TALEP EDEN : Davacı - karşı davalı vekili

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/203 E., 2019/48 K.

Taraflar arasındaki asıl mali ve manevi haklara tecavüz etmediğinin ve haksız rekabet fiillerinin oluşmadığının tespiti ve karşı haksız rekabetin, tecavüzün tespiti, durdurulması, önlenmesi, maddi ve manevi tazminat davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararının taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 11.07.2023 tarihli ve 2021/9213 Esas, 2023/4347 Karar sayılı kararıyla onanmasına karar verilmiştir.

Davacı-karşı davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda (6100 sayılı Kanun), 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'ndan (1086 sayılı Kanun) farklı olarak kanun yolları arasında karar düzeltme müessesesine yer verilmemiştir.

Yukarıda açıklandığı üzere Bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra Yargıtay tarafından 6100 sayılı Kanun uyarınca yapılan temyiz incelemesi sonucunda verilen kararlara karşı tarafların karar düzeltme hakkı bulunmadığından davacı-karşı davalı vekilinin karar düzeltme isteği niteliğini taşıyan başvurusunun reddi gerekir.

6100 sayılı Kanun'da, istinaf ve temyiz olmak üzere iki olağan kanun yolu öngörülmüştür. Mülga 1086 sayılı Kanun'da düzenlenen karar düzeltme müessesine ise yer verilmemiştir. Buna rağmen birçok dosyanın, “olmayan bu kanun yolu” üzerinden yeniden Yargıtay’a gönderildiği sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Hak arama hürriyeti veyahut mahkemeye erişim hakkı kapsamında Dairemize intikal ettirilen bu tür dosyalar, Dairemiz esasına kaydedilmekle, müteakiben gelen birçok dosyanın, temyiz inceleme sırasını ötelemenin yanı sıra, kararın kesinleşme sürecini de akamete uğratarak lehine karar verilen tarafı da mağdur etmektedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun “Dürüst Davranma” kenar başlıklı 2 nci maddesinin birinci fıkrası “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır.” hükmünü amirdir. Dolayısıyla Bölge adliye mahkemelerinin fiilen devreye girmesinden sonra istinaf ve temyiz denetiminden geçen bir kararın her ne ad altında olursa olsun yeniden Yargıtay gündemine taşınması kötü niyetli kanun yolu başvurusu addedilip talebin reddinin yanı sıra, para cezası tayinini de gerektirir. Müzakereler esnasında; “karar düzeltme ve buna bağlı kötü niyetli başvuruyla ilgili bir yaptırım düzenlenmediğinden ceza tayininin hukuka aykırı olacağı" tezi de dile getirilmiştir. Ne var ki olağan kanun yollarından olan temyiz ve istinaf taleplerinin kötü niyetli yapılması hâlinde bile ceza öngören kanun koyucunun, kanunda hiç yer almayan “karar düzeltme” yoluna ... yaptırım getirmemiş olmasının yegane sebebi böyle bir müessesenin kanun metninde yer almamasından kaynaklanmaktadır. Doğal olarak kanun metinleri, bünyesinde düzenleyip tarif ettiği hususlara ilişkin hükümler koyar. Bünyesinde barındırdığı denetim yollarının kötüye kullanılmasını düzenler. Aksi hâl, kanun yapma tekniğine de aykırı düşecektir. Dolayısıyla kanunda hiç yer almayan ve dolayısıyla kötü niyetin en bariz şekilde tezahür ettiği bu hâli yaptırımdan muaf tutmanın kanunun özü ve ruhuyla bağdaşmayacağı şeklinde tezahür eden çoğunluk görüşüyle, dilekçe reddinin yanı sıra cezai müeyyideye bağlanması gerektiği sonucuna varılmıştır. Kaldı ki, 6100 sayılı Kanun'un "Kötü niyetle istinaf yoluna başvurma" başlıklı 351 ... ve "Kötü niyetle temyiz" başlıklı 368 ... maddelerinin atıfta bulunduğu "Kötü niyetle veya haksız dava açılmasının sonuçları" başlıklı 329 uncu madde metninin özünde, mahkemeye erişim hakkının kötüye kullanıldığı tüm halleri kapsadığı anlaşıldığından kötü niyetle karar düzeltme yoluna başvuran davacı-karşı davalı asıla para cezası verilmesi gerekmiştir.

KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı-karşı davalı vekilinin karar düzeltme talepli dilekçesinin REDDİNE,

Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının temyizi üzerine Yargıtayca verilen kararlara karşı karar düzeltme yoluna gidilmesi mümkün olmayıp karar düzeltme talebinin kötü niyetle yapıldığı anlaşıldığından, 6100 sayılı Kanun'un 368 ... maddesi yollamasıyla aynı Kanun'un 329 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca karar düzeltme talep eden davacı-karşı davalının takdiren 3.000,00 TL disiplin para cezası ile CEZALANDIRILMASINA,

Para cezasının İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

Peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde ilgiliye iadesine,

25.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.