"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/301 E., 2023/1378 K.
HÜKÜM : Asıl dava ret, karşı dava kısmen kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2017/1019 E., 2020/709 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı karşı davalı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine, davalı karşı davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl dava bakımından taraf vekilleri, karşı dava bakımından karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre karşı davada hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam miktar 77.404,68 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730 TL’nin altında kalmaktadır.
Taraf vekillerinin asıl davaya ilişkin temyiz dilekçeleri üzerinde kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı karşı davalı vekili dava dilekçesinde; müvekkili firmanın, ... Birleşik Mağazacılık A.Ş. marketlerinin ülke genelinde şubelerinde satılmak üzere bir kısım ofis ve kırtasiye ürünlerinin siparişine dair sözleşme akdettiğini, bu sözleşme doğrultusunda davalı ile bu ürünlerin üretimi konusunda anlaşmaya varıldığını, davalıya "... Spiralli Lastikli Sunum Dosyası" siparişi verildiğini, davalı tarafından 16.03.2017 tarihli sipariş teyit formu ile siparişlerin onaylandığını ve kararlaştırılan teslim tarihlerinde süresi içinde gönderileceğinin bildirildiğini, ürünlerin teslim tarihinin 15.06.2017 olarak kararlaştırılmasına rağmen davalı tarafından bu siparişe yönelik herhangi bir teslim gerçekleşmediğini, sürecin daralması nedeniyle müvekkili şirketin ... A.Ş.'ye teslim etmesi gereken ürünlerle ilgili başka bir firma ile anlaşma yapma imkanının da kalmadığını, müvekkili şirketin sipariş ettiği ürünleri teslim alamadığı için kendi edimini de yerine getiremediğini, gerek maddi ve gerekse güven ve itibar kaybı yaşayarak mağdur olduğunu, müvekkili şirketin ... A.Ş.'ye cezai şart ödemek zorunda bırakıldığını, müvekkili şirket tarafından davalı yana ödemelerin büyük bir çoğunluğunun yapıldığını, müvekkili şirketin sonrasında zarara ilişkin fatura kesip gönderdiğini, davalı tarafından teslim alınan bu faturaya itiraz edilmediğini, müvekkili tarafından bakiye 261.022,45 TL cari hesap alacağı ve faizine dayalı olarak icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından haksız olarak takibe itiraz edildiğini ileri sürerek davalının Küçükçekmece 1.İcra Dairesi'nin 2017/10250 E. sayılı dosya nezdinde yapılan borca, faize ve tüm ferilerine vaki itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın %20’si tutarında icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı karşı davacı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığını, cari hesap ilişkisinde ise müvekkili şirketin alacaklı olduğunu, davacı tarafından sunuluna sipariş teyit formu ile davalı müvekkil firmadan sunum dosyası 40’lı spiralli ... şeklindeki ürün siparişi verdiğini, ancak sipariş teyit formunda açıkça yazılı olduğu üzere kararlaştırılan bedelin ödemesinin %30 peşin ve %70 mal teslimi 1 hafta şeklinde kararlaştırıldığını, peşinat olarak kararlaştırılan %30 bedelin ödenmediğini, ayrıca davacı tarafın başkaca siparişlerine ilişkin ödenmeyen borçlarının bulunduğunu, bu nedenle müvekkilinden ürün talep edilemeyeceğini, davacı tarafça sunulu olan ve müvekkili şirketin kaşe ve imzasını içermeyen sipariş teyit formunda yer alan teslim tarihinin müvekkili bağlamayacağını, kaldı ki teslim tarihinin elle sonradan yazıldığını, bu kısımlarda müvekkilinin kaşe imza ya da parafının bulunmadığını, davacı ile ... arasındaki sözleşmenin müvekkili bakımından bağlayıcı olmadığını, davacının zarara uğradığından bahisle düzenlediği faturanın müvekkili şirkete tebliğ edilmediğini, bu nedenle fatura içeriğini kabul etmediklerini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiş; karşı davasında ise müvekkili firmanın cari hesapta yer alan asıl alacağının 77.404,68 TL olduğunu, bu alacağın borçlu tarafından ödenmediğini, müvekkili firma tarafından karşı davalı aleyhine Bakırköy 12.İcra Dairesi'nin 2017/14628 E. sayılı dosyası ile 77.404,68 TL asıl alacak ve 1.240,60 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 78.645,28 TL üzerinden icra takibine geçildiğini, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline, asıl alacağın %20’si oranında icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Karşı davalı vekili cevap dilekçesinde; karşı dava mahiyetinin farklı olduğunu ve davaların tefriki gerektiğini, müvekkili şirketin, cari hesap ilişkisi gereği davacıdan alacaklı olduğunu, bu nedenle icra takibine itiraz edilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığını, nitekim müvekkili şirketin, Küçükçekmece 1. İcra Müdürlüğü’nün 2017/10250E. sayılı icra dosyasında takibe konulan 261.022,45TL cari hesaba göre karşı davacıdan alacaklı durumda olduğunu, bu nedenle davacının müvekkili şirkete evvelce yapılan kırtasiye ürünlerine yönelik 78.645,28TL alacaklı olduğu iddiasının da yersiz olup, icra takip dayanağını da cari hesap ekstresinin oluşturduğunu savunarak davacının karşı davasının reddini, karşı davacı aleyhine asıl alacağın %20’si oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davacı ile davalı arasında 16.03.2017 tarihli sipariş teyit formunun bulunduğu, bu formda ürün özelliklerinin belirtildiği, teslim tarihi olarak Temmuz ayının yazıldığı, ancak bu ayın üzerinin çizilerek en geç teslim tarihinin 15 Haziran olarak belirlendiği, bu düzeltmenin davalı karşı davacı tarafından onaylandığına ilişkin kaşe ve imzanın bulunmadığı, ödemenin %30 peşin %70 mal tesliminden itibaren 1 hafta olarak belirlendiği, bedelin 121.776 USD olarak kararlaştırıldığı, formun üzerinde davacı karşı davalı şirket olan ... Ofis'in imza ve kaşesinin bulunduğu, taraflar arasında sipariş teyit formunun bulunduğunun her iki tarafın da kabulünde olduğu ve tarafları bağladığı, sözleşmenin nispiliği ilkesi uyarınca davalının taraf olmadığı ... A.Ş. ile yapılan sözleşmenin asıl davalıyı bağlamayacağı, davalı tarafın ihtarnameye cevabında davacının tüm iddialarını reddettiği, sipariş formundaki teslim tarihi düzeltmesini kabul etmediği de dikkate alınarak davalı karşı davacı şirketçe onaylanmayan teslim tarihindeki değişikliğin kendisini bağlamayacağı, sipariş formunda ödemeye ilişkin düzenleme uyarınca davalı karşı davacının %30 peşin ödeme yapılmadan ürünlerin üretimine başlanılmayacağı savunmasının yerinde olduğu, davacı şirket tarafından davalı şirkete 24.08.2017 tarihinde KDV dahil 338.427,12TL bedelli marj fark faturasının düzenlendiği, bu kayıtla birlikte davalının borç tutarının 261.022,45TL olduğu, bu faturanın davalının ticari defter kayıtlarında bulunmadığı, davalı tarafın ticari defterlerinde faturanın kayıtlı olmaması sebebiyle faturaya ilişkin ispat yükünün davacı tarafta olacağı, sadece faturanın tebliğ edilmiş olmasının akdi ilişkinin varlığını ispatlamayacağı, davacı ...'in alacağını ispatlayamadığı, davalı karşı davacı tarafın alacağının her iki tarafın ticari defterinde uyumlu olan kayıtlar da dikkate alınarak ispat edildiği, davalı karşı davacının takipten önce davacı karşı davalıyı temerrüte düşürmediği, tarafların icra inkar ve kötü niyet tazminat taleplerinin yasal şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle asıl dava yönünden itirazın iptali davasının reddine, karşı davalının kötüniyet tazminat taleplerinin reddine; karşı dava yönünden karşı davanın kısmen kabulü ile karşı davalının Bakırköy 12. İcra Dairesinin 2017/14628 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 77.404,68 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, yasal şartları oluşmadığından karşı davacının icra inkâr, karşı davalının kötüniyet tazminat taleplerinin reddine, karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, davaların esası hakkında verilen kararların yerinde olduğu, zira dosyada bulunan 16.03.2017 tarihli sipariş teyit formunun incelenmesinde davacının davalıdan sunum dosyası siparişi verdiği, sipariş formunda teslim tarihi olarak Temmuz ayının üzeri çizilerek el yazısı ile 15 Haziran olarak düzeltildiği, ödemenin %30 peşin %70 mal tesliminden itibaren 1 hafta olarak belirlendiği, formun üzerinde sadece davacı karşı davalı şirket olan ... Ofis'in imza ve kaşesinin bulunduğu görülmekte ise de sipariş ilişkisinin her iki tarafın da kabulünde olduğu, davalı tarafça herhangi bir ürün teslim edilmediği, davalının davacıdan 77.404,68 TL alacağının bulunduğu hususunda her iki tarafın ticari defterlerinin uyum içerisinde olduğu, davacının defterlerinde kayıtlı olan ancak davalının kayıtlarında yer almayan 24.08.2017 tarihli 338.427,12TL bedelli marj farkı faturası ile birlikte davacının defterlerinde davacı lehine 261.022,45 TL alacak kaydı oluştuğu, davacının imzasını taşıyan sipariş teyit formunda sipariş tutarının % 30 kısmının peşin olarak ödeneceği belirtildiğinden davacının davalıdan ifa talebinde bulunabilmesi için öncelikle sipariş tutarının % 30 kısmını davalıya ödemesi gerektiği, davalının kayıtlarında davacının 23.05.2017 tarihli 71.312,00 TL ödemesi bulunduğu ancak bu ödemeden sonra tarafların ticari defterlerine davalının toplam 249.865,00 TL bedelli 5 adet faturasının daha işlendiği, bu durumda davacı tarafından yapılan bu ödemenin dava konusu ürünün avansı olarak verildiği hususunun ispatlanamadığı ve davacının kendi üzerine düşen edimi yerine getirmediği, salt faturaya süresinde itiraz edilmemiş olmasının, fatura içeriğinin davalı tarafından kabul edildiği anlamına gelmeyeceği, ancak karşı dava konusu alacağın her iki tarafın ticari defterlerine kayıtlı faturalara dayanmakta olduğu, hüküm altına alınan miktar için davalının itirazında haksız olduğu, likit ve belirlenebilir alacak için davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği, asıl davada davacının takipte kötüniyetli olduğu ispat edilemediği gerekçesiyle davacı karşı davalı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, asıl davanın reddine, davalı karşı davacının kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine, karşı dava yönünden, davanın kısmen kabulüne, davacı karşı davalının Bakırköy 12. İcra Dairesi'nin 2017/14628 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 77.404,68 TL asıl alacak yönünden kısmen iptali ile takibin 77.404,68 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9,75 oranında faiz işletilerek devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, hükmedilen 77.404,68 TL alacağın %20'si oranında hesaplanan 15.480,93 TL icra inkâr tazminatının davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine, davacı karşı davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl ve karşı dava itirazın iptali istemlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 67 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Karşı davalı vekilinin karşı davaya ilişkin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
2.İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Kanun'un 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI.SONUÇ: Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle karşı davalı vekilinin karşı davaya ilişkin verdiği temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, tarafların asıl davaya ilişkin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı harcın istek halinde asıl dava yönünden ...ne iadesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden asıl dava yönünden ... Kırtasiye ve Amb. San. Tic. Ltd. Şti.'ne yükletilmesine, 21.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.