Logo

11. Hukuk Dairesi2023/6826 E. 2024/7838 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, adına kayıtlı olduğu ancak hiçbir faaliyetinde bulunmadığı şirketin vergi borçlarından sorumlu tutulmaması için açtığı tespit davasının hukuki yararının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının tespit talebinde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 106. maddesinde aranan hukuki yarar şartının bulunmadığı, vergi kaydının silinmesi ve vergi borçlarının iptali taleplerinin ise adli yargının görev alanına girmediği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1586 Esas, 2023/1626 Karar

HÜKÜM : Davanın reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2023/186 E., 2023/240 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının ayakkabıcılık işi ile meşgul olan bir kişi olduğunu, uzun müddet önce yakın dostları olan Kuriş ailesi tarafından kurulan ... Uluslararası Nakliyat İthalat ve İhracat A.Ş. adlı bir şirkette yönetim kurulu başkanı sıfatıyla yapılmış ve kendisi ile hiçbir ilgisi olmayan, hiçbir faaliyetine katkısının, haberi dahi olmadığı adı geçen şirkette yönetim kurulu başkanı sıfatıyla görevli kılındığını, sonradan yapılan araştırma neticesinde şirketin faal olduğu dönemde şirket tarafından ... -...- ... plaka sayılı araçların alındığının da öğrenildiğini, davacının şirketin hiçbir faaliyetine iştirak etmediğini, şirketin sahiplerinden olan Halim Kuriş adlı şahıs tarafından davacıya aralıklarla getirilen bazı evrakları imzalamaktan öte hiçbir işleminde bulunmadığını, Şirketin bazı yasal gerekler yerine getirilmediği için resen terkin edilerek ticaret sicilinden silindiğinin, o tarihten bugüne kadar davacının şirketle fiili hiçbir bağının kalmadığını, bu sebeple, adına vergi tahakkuk ettirilmesi sebebi ile 2016 yılında şirket adına kayıtlı olan araçların hurdaya çıkarılma işlemlerinin yapılması amacıyla Sakarya İl Trafik Müdürlüğü nezdinde işlemlere başlanmış ise de bazı hukuki gerekleri yerine getirememesi sebebi ile başvurunun sonuçsuz kaldığını, söz konusu araçların fiilen mevcut olmadığını, araçların ne olduğu konusunda davacının bilgisi olmadığını belirterek ... Uluslararası Nakliyat ve İthalat ve İhracat A.Ş.'nin ticaret sicil kayıtlarında gözüken tarihte münfesih olduğunun tespitini, şirket adına trafikte tescilli bulunan ... -...- ... plaka sayılı araçların trafikten men edildiği ve hurda olarak çıkarıldığının tespitini, söz konusu araçların şirketin münfesih sayıldığı tarihten itibaren vergi kaydının silinmesini, şirketin vergi kaydının silinmesi tarihinden itibaren tahakkuk ettirilen tüm vergi borçlarının iptalini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun tespit davası başlıklı 106. maddesi “Tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir. Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır. Maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz.” düzenlemesini içermekte olup, davacının dava dilekçesinde belirttiği tespit talepleri açısından HMK'nın 106. maddesi uyarınca hukuki yararı bulunmadığı, bunun yanında davacı tarafın temsilcisi göründüğü terkin edilmiş şirketin vergi kaydının silinmesi ve vergi borçlarının iptali konulu talepleri hakkında adli yargının görevi bulunmadığı, ayrıca davalı gösterilen Sakarya Valiliğinin davalı sıfatı dahi bulunmadığı, bu gerekçelerle dava dilekçesinin tebliğine lüzum görülmemiş ve dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde davacının taleplerinin dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine; Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 10.04.2023 tarih, 2023/186 E. ve 2023/240 K. sayılı kararının HMK'nın 353-(1)-b)-2) maddesi gereğince kamu düzeni gereğince kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmasına, davacının dava dilekçesinde belirttiği tespit talepleri yönünden HMK'nın 106. maddesi uyarınca hukuki yarar bulunmadığından bu istem yönünden, tespit isteminin HMK'nın 106/2 ve 114-(1)-h) maddeleri gereğince usulden reddine, davacının temsilcisi göründüğü terkin edilmiş şirketin vergi kaydının silinmesi ve vergi borçlarının iptalini konu eden talepleri hakkında adli yargının görevli bulunmaması nedeniyle bu yöndeki istemlerin yargı yeri dava şartı yokluğu nedeniyle HMK'nın 114-(1)-b) maddesi gereğince usulden reddine, davacı tarafından, eldeki davada davalı olarak gösterilen Sakarya Valiliğinin pasif husumet ehliyeti bulunmadığından, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, tespit istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 106 ncı, 114 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Kanun'un 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI.SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 06.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.