Logo

11. Hukuk Dairesi2023/6848 E. 2024/6319 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı tarafından düzenlenen ve bedelinin sonradan tahrif edildiği iddia edilen bir senetten kaynaklanan menfi tespit ve alacak davalarında, senedin tahrif edilip edilmediği ve davacının iyi niyetli hamil olup olmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Ceza mahkemesi kararı, icra hukuk mahkemesi kararı ve bilirkişi raporları ile senette tahrifat yapıldığı sabit görüldüğünden ve davacının senedi ciro yoluyla aldığı, senedin sahte olduğunu bildiğine dair bir delil bulunmadığı, iyi niyetli üçüncü kişi olduğu gözetilerek, ilk derece mahkemesinin asıl davayı kabulüne, birleşen davayı reddine ilişkin kararının Bölge Adliye Mahkemesince onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/945 Esas, 2023/682 Karar

HÜKÜM : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2015/593 E., 2020/70 K.

Taraflar arasındaki asıl davada menfi tespit, birleşen davada alacak davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın asıl davada davalı, birleşen davada davacı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl davada davalı, birleşen davada davacı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

1.Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; 15.02.2012 düzenleme, 27.02.2015 ödeme tarihli 605.000,00 TL bedelli, alacaklısı ..., lehtarı ..., borçlusu ... olan senede dayanılarak alınan ihtiyati haciz kararı gereğince müvekkili aleyhine Bursa 15. İcra Müdürlüğünün 2015/3735 E. sayılı dosyasında icra takibine başlanıldığını, anılan senedin müvekkilince 5.000,00 TL üzerinden düzenlenip hatır senedi olarak davalı ...’e verildiğini, takibe konu senet bedelinin 5.000,00 TL olmasına karşılık gerek rakam gerek yazı kısmının 605.000,00 TL olarak değiştirildiğini, alacaklı görünen kişiyi hiç tanımayan müvekkilinin davalıya 600.000,00 TL tutarında borcunun bulunmadığını, senedin meblağı, düzenleme tarihi ve ödeme tarihinin sonradan eklendiğini, tahrif edildiğini ileri sürerek Bursa 15. İcra Müdürlüğünün 2015/3735 E. sayılı dosyasına konu senedin 600.000,00 TL tutarındaki kısmından dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini, kötü niyet tazminatının tahsilini talep etmiştir.

2.Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde; müvekkilinin, düzenleyicisi ve borçlusu davalı, lehdarı ... olan, ciro yoluyla kendisine devir ve teslim edilen 605.000,00 TL bedelli senedi iyi niyetli üçüncü kişi ve son hamil olarak Bursa 15. İcra Müdürlüğünün 2015/3735 E. sayılı dosyası ile takibe koyduğunu, davalının “senedin aslında 5.000,00 TL olarak düzenlendiğini” ileri sürerek tahrifat iddiasıyla dava açtığını, Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/593 E. sayılı dosyasındaki menfi tespit davasının halen derdest olduğunu, senedin orijinal fotokopisi olduğu iddiasıyla davalının sunduğu suret ile takibe konu senedin farklılık taşıdığını, davalının sunduğu senet fotokopisinin sağ üstündeki “no” bölümünde 6 ve 7 yazılı olduğu halde takibe ve davaya konu senette bu numaraların yer almadığını, davalının lehtara ikiden fazla senet verdiğini ileri sürerek 600.000,00 TL’nin senetteki vade tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili asıl davaya cevap dilekçesinde; davaya konu senet hakkında müvekkili aleyhine Bursa 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/258 E. sayılı dosyasında sahtelik iddiasıyla dava açıldığını, derdestlik nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, sunulan fotokopinin dava konusu senetten farklılık taşıdığını, müvekkilinin senedin lehtarı değil iyi niyetli üçüncü kişi olduğunu savunarak davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.

2.Diğer davalı, asıl davaya cevap dilekçesi vermemiştir.

3.Davalı vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde; davaya konu senet için menfi tespit davası açtıklarından derdestlik ve hukuki yarar yokluğu itirazını ileri sürdüklerini, senedin sahteliğini ispatlayan çeşitli raporların alındığını, sahteliği bile davacının kötü niyetli olduğunu, davacının 605.000,00 TL gibi büyük bir meblağın nasıl alacaklısı olduğunu açıklayamamasının hayatın olağan akışına aykırılık taşıdığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, ceza mahkemesi kararı ile sanık ...'in senet üzerinde oynama yaparak sahtecilik suçunu gerçekleştirdiği subut bulduğundan indirimler sonrası 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, davacının davalılar aleyhine Bursa 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/141 E. sayılı dosyasında açılan takibin iptali davasında yapılan yargılamada Adli Tıp Kurumundan (ATK) aldırılan rapora göre, takibe konu senette “60” ve “Altıyüz” ibarelerinin bulundukları konumlara sonrada ilave edildiğinin kabul edildiği, takibin 600.000,00 TL tutarındaki kısmının durdurulduğu, kararın onandığı, 29.05.2019 tarihli bilirkişi raporunda; dava konusu senedin düzenlendikten sonra fotokopisinin çekildiği, daha sonra da fotokopisi üzerinde olmayan kısımların, aslı üzerine aynı ya da benzer bir kalemle tahrifen ilave edilerek/ yazılarak, senet miktarı önceden “5.000/ Beşbin” TL iken ilave yolu ile “605.000/ AltıyüzBeşbin” TL'ye dönüştürüldüğünün bildirildiği, dolayısıyla Ağır Ceza Mahkemesinde, İcra Hukuk Mahkemesinde ve mahkemece aldırılan 3 ayrı bilirkişi raporu birbirini doğruladığından ağır ceza mahkemesi dosyasının kesinleşmesinin beklenilmesine ve yeni bir rapor aldırılmasına lüzum görülmediği, davalı ...’ün takibe konu senedi ciro yoluyla aldığı, senedin sahte olduğunu bildiği ispatlanmadığı, iyi niyetli üçüncü kişi olduğundan davacının kötü niyet tazminatı isteminin yerinde olmadığı gerekçesiyle asıl davada davanın kabulü ile dava konusu bononun 600.000,00 TL tutarındaki kısmından, davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine, davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine, birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm asıl davada davalı, birleşen davada davacı ... vekili ile asıl davanın davacısı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince, asıl dava davalısı, birleşen dava davacısı ... vekili ile asıl dava davacısı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar asıl davada davalı, birleşen davada davacı ... vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Asıl dava, menfi tespit, birleşen dava alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 67 nci ve 72 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, asıl dava davalısı, birleşen dava davacısının temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 12.09.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.