"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1321 Esas –2023/1217 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 3. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/401 E., 2021/236 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin 2000/17287, 2012/79747, 2012/07872, 2015/08678, 2004/01100, 2004/27738, 2004/23861, 2002/02061, 2000/18009, 2014/05712 sayılı ve "cep", "...", "... wifi", "kariyer ...", "ceptavsiye", "ceppartner", "ceparkadaş", "cepaile", "cepchange", "cepkart", "cepten" ibareli markaların sahibi olduğunu, davalı şirketin, bu marka ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki "...+şekil" ibaresini 35, 41, 42, 45. sınıfta marka olarak tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu, 2019/07268 kod numarasını alan başvurunun, Markalar Dairesinde resen incelenmesi sonucu 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (6769 sayılı Kanun) 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi uyarınca 42.sınıftaki emtianın çıkartılmasına karar verildiğini, başvuru sahibi şirketin, kısmen yayın kararına itiraz ederek, başvurunun tüm mal ve hizmetler yönünden yayınlanmasını talep ettiğini, 2019-M-7458 sayılı Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun (YİDK) kararı ile kısmen ret kararının kaldırılmasına karar verildiğini, bu karara müvekkili tarafından yapılan itirazın reddedildiğini, davalı markası ile müvekkili şirket adına tescilli ve tanınmış “cep” ve “...” ibaresi taşıyan markaları ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu ve bu benzerliğin iltibasa neden olduğunu, yoğun tanıtım ve kullanım nedeniyle “cep” ibaresinin müvekkili ile özdeşleştiğini, marka başvurusunun kötü niyet taşıması nedeniyle tüm mal ve sınıflar açısından hükümsüz kılınması gerektiğini belirterek YİDK'nun 2020-M-8531 sayılı kararının iptaline ve 2019/07268 sayılı "...+şekil" ibareli markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde; başvuruya konu “...” ibaresi ile itiraza mesnet markalar arasında ortalama tüketicinin görsel, işitsel ve kavramsal algısı bakımından benzerlik bulunmadığını, “cep” kelimesinin herkes tarafından kullanılan bir ibare olduğunu, başvuru konusu markanın bir bütün olarak itiraza mesnet markalarla ortalama tüketici tarafından aynı işletmeye ait olacağı kanısı oluşturmadığını, aralarında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, davacının davalının kötü niyetli olduğunu ispatlayamadığını, YİDK kararının usule ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
2.Davalı Şirket vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirkete ait 2018/84815 sayılı “...” ibareli markası hakkında açtığı Ankara 5. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/292 E. sayılı davada davanın reddine karar verildiğini, “CEP” ve “...” ibarelerinin ayırt ediciliği zayıf olması sebebiyle ticari hayatta herkes tarafından kullanılabilecek mahiyette olup, herhangi bir şahsın tekeline bırakılamayacağını, davacı şirketin markalarının tanınmış olduğu iddialarının mesnetsiz olduğunu, müvekkili şirketin marka müracaatı ile itiraz sahibi şirketin tanınmışlığından yararlanmaya çalıştığı/çalışacağı iddiasının hukuka aykırı olduğunu, davacı yanın kötü niyet iddiasının dayanaksız olduğunu, itiraz aşamasında belirtilmeyen markaların ve belgelerin YİDK kararının değerlendirilmesinde esas alınamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu marka kapsamında yer alan hizmetler, davacıya ait markalar kapsamında yer alan mal ve hizmetler ayniyet taşımakla birlikte, bu hizmetlerin ilgili tüketicisinin bilinç düzeyinin yüksek olduğu, taraf markalarının görsel, işitsel, kavramsal ve bütünsel değerlendirmede benzer olmadığı, markalar arasındaki ortak olarak işaretlenen “...” ibaresinin marka vasfı ve ayırt edici niteliği zayıf bir ibare olduğu, markaların karıştırılması/ilişkilendirilmesi ihtimaline dayalı olan nispi tescil engeline ilişkin şartların oluşmadığı, taraf markaları arasında 6769 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesinin birinci fıkrası anlamında karıştırılma tehlikesi bulunmadığından, tanınmışlığın bu duruma bir etkisinin olmayacağı, hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı, kötü niyet iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV.BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı Şirketin "...+Şekil" ibareli marka başvurusu ile davacının "CEP" ve "... " esas unsurlu itirazına mesnet gösterdiği tescilli markaları arasında, biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle, bütünsel olarak 6769 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinin birinci fıkrası anlamında ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, zira, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, mesnet marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki tüketici kitlesinin, yargılama konusu mallar/hizmetler için ayırdığı satın alma/faydalanma süresi içinde, davalının başvuru konusu markasını gördüğünde, derhal ve hiç düşünmeden bunun davacının itirazına mesnet markalarından farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, diğer yandan tanınmışlığa ilişkin kanuni şartların oluşmadığı, dava konusu marka açısından 6769 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinin dokuzuncu fıkrası anlamında kötüniyetli başvuru yapıldığı iddiasının da kanıtlanmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
V.TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü talebine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6769 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinin birinci fıkrası.
3. Değerlendirme
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 06.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.