Logo

11. Hukuk Dairesi2023/6887 E. 2024/4606 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İthal edilen emtialara ilişkin TSE uygunluk belgelerinin sahte olarak düzenlenmesi nedeniyle Türk Standartları Enstitüsü'nün açtığı tazminat davasında, maddi ve manevi tazminat miktarının belirlenmesi ve haksız rekabet hükümlerinin uygulanabilirliği.

Gerekçe ve Sonuç: Davalıların eyleminin 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun haksız rekabet hükümlerine aykırı olduğu ve davacı Enstitü'nün maddi ve manevi zararının tazmini gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin tazminata hükmeden kararı, davacı vekilinin manevi tazminatın reddedilen kısmına ilişkin temyiz itirazlarının reddine ve kararın onanmasına, davalıların miktar itirazlarının reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/58 Esas, 2023/84 Karar

HÜKÜM :Davalı ... hakkında davanın reddine dair karar kesinleştiğinden, bu davalı yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davalılar ... Çelik Halat San ve Tic. A.Ş. ile ... yönünden davanın kısmen kabulüne

Taraflar arasındaki tazminat davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda Mahkemece davalı ... hakkında davanın reddine dair karar kesinleştiğinden bu davalı yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davalılar ... Çelik Halat San. ve Tic. A.Ş ile ... yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, davacı vekili, davalı şirket ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle, kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca eldeki uyuşmazlığa uygulanması gereken 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 427 nci maddesinin üçüncü fıkrasında, "Miktar veya değeri 2.190 (İki bin yüz doksan) Türk Lirasını geçmeyen taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar kesindir." düzenlemesine yer verilmiştir.

24.11.2022 tarihli ve 32023 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğine göre 2023 yılı temyiz sınırı, yeniden değerleme oranına göre 12.950,00 TL’ye yükseltilmiş olup dosya içeriğine göre, davacı tarafça 19.042,88 TL maddi tazminat, 58.208,65 TL manevi tazminat talep edildiği, temyize konu kararla 6.500,00 TL maddi tazminatın, 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, buna göre davalıların temyizine konu, aleyhlerine hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarları ile davacının maddi tazminat talebinin reddine dair kısmın kesinlik sınırının altında kaldığı anlaşılmaktadır.

Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 tarihli ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden, davacı vekilinin maddi tazminat talebinin reddedilen kısmı ile davalıların alehylerine hükmedilen maddi ve manevi tazminata yönelik temyiz taleplerinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı vekilinin manevi tazminat taleplerinin reddedilen kısmında yönelik gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilerek Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde, yurtdışından ithal edilen mallar gümrük alanına geldikten sonra gümrük kapısında kurulmuş olan TSE bürosuna başvuruda bulunularak tarifeye göre muayene deney ücreti, taban ücreti, maktu belge ücreti ve nispi ücret alındığını, ürün üzerinde inceleme yapıldığını, Türk Standartlarına uygunluğunun saptandığını ve TSE belgesi verildiğini, ürünü ithal eden firma tarafından diğer gümrük işlemleri yapıldıktan sonra ürünün Türkiye'ye girişinin sağlandığını, müvekkilince Türk Standartlarına Uygunluk Belgesi verilmediği taktirde ürünün ithal edilemediğini, davalı şirketin 1996-1999 yılları arasında Türk Standartlarına Uygunluk Belgesi gerekli malları ithal ederken sahte TSE uygunluk belgeleri kullandığını, müvekkilini maddi ve manevi zarara uğrattığını, TSE markasının müvekkili adına tescilli olduğunu, davalı şirketin ithal eden firma olarak, diğer davalıların sahte belgelerin düzenlenmesini sağlayan kişiler olarak müvekkilinin maddi ve manevi zararından sorumlu olduklarını ileri sürerek, 19.402,88 TL maddi ve 58.208,65TL manevi tazminatın temerrüt faiziyle birlikte tahsiline, davaya konu ürünlerin imhasına, kararın ilanına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... Çelik Halat San. ve Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde, müvekkilinin ithalat yapmak üzere ...'ı ve ...'i yetkili kıldığını, davalı ...'ın müvekkilinin haberi olmadan sahte TSE belgeleri düzenlediğini öğrendiğini, Kadıköy 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2000/332 E. sayılı dosyası ile müvekkili şirketin yetkilisinin berat ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, zamanaşımı süresinin dolduğunu, sorumluluğun TSE' ye aykırı ürün ithal eden ithalatçı ... Çelik Halat San. ve Tic. A.Ş.'ye ait olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Davalı ..., hakkında açılmış davalardan beraat ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Mahkemece Verilen İlk Karar

Mahkemece 13.10.2008 tarih, 2003/305 E. ve 2008/233 K. sayılı kararı ile 29.05.2008 tarihli oturumda taraflarca takip edilmeyen davanın işlemden kaldırıldığı, 3 ay içinde yenilenmediği gerekçesiyle 1186 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1186 sayılı Kanun) 409 uncu maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

B. Birinci Bozma Kararı

Dairemizin 07.06.2010 tarih, 2009/505 E. ve 2010/6483 K. sayılı kararıyla; taraflarca takipsiz bırakılması nedeniyle dosyanın yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verilebilmesi için öncelikle tarafların usulüne uygun şekilde oturuma çağrılması gerektiği, usulüne uygun çağrıda bulunulmadığı takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilemeyeceği, somut olayda, davacı vekilinin istifası üzerine davacı asile çıkarılan duruşma gününü bildirir davetiyenin üzerine davayla ilgisi bulunmayan ... ... Line Tıp Merkezi Ltd. Şti.nin adının yazılması nedeniyle tebliğ edilmediğinin anlaşıldığı, bu durumda davacı tarafın duruşma gününden haberdar olmaması nedeniyle, davanın takipsiz bırakılması şartı gerçekleşmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle kararın davacı yararına bozulmasına karar verilmiş, davalı vekilinin karar düzeltme talebi reddedilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 21.12.2012 tarihli ve 2011/43 E., 2012/311 K. sayılı kararı ile ceza davasında davalı şirketin görevlendirdiği komisyoncu davalı ...'ın evrakta sahtecilik yaparak TSE markasını içeren sahte belgeler düzenlediği hususunun kanıtlandığı, davalı şirket yetkilisinin beraatine karar verilmiş ise de ürünler şirkete ait olup bir şirketin çalışanının şirketin yönlendirmesi olmaksızın şirketin bilgisi dışında sahte TSE uygunluk belgesi düzenlemesinin hayatın olağan akışı içinde mümkün olmadığı, ceza davasında delil yetersizliğinden beraat kararı verilmiş olmasının hukuk hakimini bağlamayacağı, bir an için şirketin bilgisi dışında gerçekleşmiş olsa bile 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (818 sayılı Kanun) adam çalıştıranın sorumluluğu kapsamında davalı şirketin sorumlu olduğu, davalı şirketin, ürünlerinin standarlara uygunluğunu kendisinin kanıtlamakla yükümlü olduğu, bu yükümlülüğü yerine getirmediği gibi görevlendirdiği yardımcısının bu işi sahtecilikle temin etttiği, dolayısıyla davalı şirketin yasanın öngördüğü özen ve dikkati gösterdiğinin ispatlanmadığı, davalı şirketin, zarardan diğer davalı ... ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğu, davalı ...'in ceza davasında fiile katılmadığının kabul edildiği, davacı tarafça da aksinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle, davalı ... hakkındaki davanın husumetten reddine, diğer davalılar hakkındaki davanın kısmen kabulü ile markanın haksız kullanımı nedeniyle 19.402,88 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline, hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminata 19.03.1999 tarihinden yasal ticari faiz yürütülmesine, ürünlerde TSE markasının çıkartılmasına, çıkartılması mümkün değilse imhasına karar verilmiş, davacı vekili, davalı ... Çelik Halat San. ve Tic. A.Ş. vekili ve davalı ... vekilince temyiz edilmiştir.

D. (İkinci) Bozma Kararı

Dairemizin 10.12.2013 tarihli ve 2013/5503 E., 2013/22505 K. sayılı kararı ile; davacı vekilinin, davalı ... Çelik Halat San. ve Tic. A.Ş. vekilinin ve davalı ... vekilinin sair temyiz itirazları reddedilmiş ancak, davalıların eyleminin gümrükten ithal edilen çelik halat emtiasının ithali için zorunlu olan TSE uygunluk belgelerinin sahte olarak düzenlenmesi suretiyle gerçekleşmesinden kaynaklandığı, davalı şirket ile davalı ... Sağılcak'ın eyleminin, davacı TSE adına tescilli markanın izinsiz kullanımına ilişkin olmayıp, davacı kurumdan alınması gereken TSE uygunluk belgelerinin sahte olarak düzenlenip kullanılması sonucu 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6762 sayılı Kanun) 57 nci maddesi kapsamında ticari faaliyetleri hakkında yanıltıcı malumat vermek, şahadetname almadığı halde bunlara sahipmişçesine hareket etmek ve yine başkasının iş mahsulleri ile iltibas meydana getirmek suretiyle haksız rekabet yapmaktan ibaret olduğu, bu durumda, dava konusu eylemin 6762 sayılı Kanun'un 56 vd. maddelerine tabi olduğu ve uyuşmazlıkta 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (556 sayılı KHK) hükümlerinin uygulanma imkanı bulunmadığı halde, marka hakkına tecavüz oluşturduğundan bahisle 556 sayılı KHK'nın 62 ve 66 ncı maddeleri uyarınca maddi ve manevi tazminata hükmedilmesinin doğru görülmediği, kararın, davacı, davalı ... Çelik Halat San. ve Tic. A.Ş. ve ... yararına bozulması gerektiği, ayrıca, davalı ... vekilinin, davacı tarafın çizelge şeklinde bildirdiği listedeki bazı ürünlerin TSE uygunluk belgesi gerektirmeyen emtia olduğu, gerektiğinde gümrük bilirkişisi vasıtasıyla da bu husususun tespitini savunup, bilirkişi raporuna itirazda bulunulduğu halde, mahkemece, bu savunma üzerinde durulmaksızın tazminat hükmü kurulmasının doğru görülmediği, kararın bu bakımdan mümeyyiz davalı ... yararına bozulması gerektiği, kabule göre davalıların eylemi TSE uygunluk belgelerini sahte olarak düzenlenmesinden ibaret olup, TSE markasının ithale konu mallar üzerinde kullanıldığı yönünde iddia ve belge bulunmamasına rağmen ürünlerden TSE markasının çıkartılmasına, çıkartılması mümkün değilse imhasına şeklinde hüküm kurulmasının da isabetsiz olup, kararın temyiz eden davalı şirket yararına kararın bozulması gerektiği, bozma sebep ve şekline göre, davalı ... Çelik Halat San. ve Tic. A.Ş. vekili ve davalı ... vekilinin maddi tazminatın hesaplanmasına ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmediğine karar verilmiştir.

E. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 15.05.2014 tarih, 2014/75 E. ve 2014/66 K. sayılı kararı ile bozma gerekçesine göre kesinleşen konularda yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, davalılar ... Çelik Halat San. ve Tic. A.Ş. ile ... hakkındaki davanın reddine, ... hakkındaki dava yönünden karar kesinleştiğinden onun hakkında yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

F. Üçüncü Bozma Kararı

Dairemizin 15.10.2015 tarihli ve 2014/13966 E., 2015/10609 K. sayılı kararı ile davacı vekilinin sair temyiz itirazları reddedilmiş ancak mahkemece uyulan bozma kararının 2 ve 3 no.lu bentlerinde belirtilen hususlar üzerinde durulmadan bozma gereği yerine getirilmeden karar verildiği gerekçesiyle kararın davacı yararına bozulmasına karar verilmiş davalı şirket vekilinin karar düzeltme talebi reddedilmiştir.

G. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Temyize Konu Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 6762 sayılı Kanun'da tacir olmaya bağlanan hükümlerden birinin de "basiretli olma" yükümlülüğü olduğu, davalılar ... Çelik Halat San ve Tic. A.Ş. ile ...'ın eylemlerinin haksız rekabet oluşturduğu, bu nedenle 6762 sayılı Kanun hükümleri gereği maddi tazminat talebinin yerinde olduğu, bilirkişi heyeti maddi tazminat miktarını net olarak belirleyemediğinden somut olayın özellikleri ve 818 sayılı Borçlar Kanunu hükümlerine göre takdiren 6.500,00 TL maddi tazminatın 19.03.1999 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesi gerektiği, haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimsenin kusur varsa zarar ve ziyanın tazmini ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat isteyebileceği, somut olayın özelliği ile hak ve nesafet kuralları gereği takdiren 5.000,00 TL manevi tazminatın 19.03.1999 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesi gerektiği gerekçesiyle davalı ... hakkında davanın reddine dair verilen karar kesinleştiğinden, bu davalı yönünden karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili, davalı şirket vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı şirket vekili temyiz dilekçesinde özetle; 28.02.2022 tarihli bilirkişi raporunda davalı şirketin sahte TSE belgesi ile ithalatı yapılan beyannamelere göre 1996-1999 arası müvekkilinin toplam zararı 22.268,490 TL olarak tespit edilmişken raporun devamında yer alan savcılık iddianamesinde geçen ... beyanına itibar edilerek 6.500,00 TL maddi tazminata hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, haksız eylem halinde somut olayın özelliklerine göre uygun bir tazminata karar verilmesi gerektiğini, yine hükmedilen manevi tazminat miktarının, davalı şirketin iş hacmi, müvekkili şirketin statüsü, eylemin aynı zaman da suç teşkil ettiği ve süresi dikkate alındığında düşük olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

2.Davalı şirket vekili temyiz dilekçesinde özetle; eldeki davada asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu, davanın zaman aşımına uğradığını, haksız rekabetten söz edilecekse bile bunun müvekkili tarafından gerçekleştirilmediğini, müvekkilinin sahtecilik olayından haberi olmadığı için belgelerin gerçek bedelini gümrükçüsüne ödediğini, müvekkilinin davalı ... ile sadece vekalet ilişkisinin olduğunu, bu sebeple vekilinin eylemlerinden sorumlu tutulamayacağını, ürünler TSE belgeli olarak satılmadığından müvekkilinin ticari faaliyetleri hakkında yanıltıcı bir beyanından söz edilemeyeceğini, davacının yurt dışı ücret çizelgesine göre maddi tazminat talep ettiğini, temyiz dilekçesinde ise müvekkilinin kârını talep ettiğini, ancak davacının zarar talebinin sahte hazırlandığı iddia edilen TSE İthal Malı Uygunluk Belgesi bedeli olduğunu, zaten bilirkişilerin de zarar hesabını tam olarak belirleyemeyip ceza dosyasındaki ... beyanına göre rapor tanzim ettiklerini, müvekkilinin de ...'a, gerçekmiş gibi bildirdiği bu belge bedellerini ödediğini, ayrıca davacı Kurumun zararda müterafik kusuru olduğundan tazminat miktarının düşülmesi gerektiğini, zira davacı Kurumun kaşesinin davalı ... tarafından alındığını, kaşenin kaybolmasından sonra bu durumla ilgili olarak Kurumun herhangi bir bildirimde bulunmadığını, davacı Kurumun kaşenin korunması hususunda kusurunun bulunduğunu, somut olayda davacının itibarını zedeleyecek herhangi bir durumun söz konusu olmadığını, zira ürünler üzerinde TSE ibaresinin yer almadığını, bu şekilde ticarete konu edilmediğini, ya da standartlar altında olan belgeler için TSE belgesinin alınmadığını, manevi tazminata ticari faiz uygulanmasının doğru olmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

3.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle, davanın zaman aşımına uğradığını, maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi ile bunlara ticari faiz yürütülmesinin hukuka aykırı olduğunu, zararın sebebinin açıklanmadığını, TSE belgesi alınması gerekmeyen ürünler için bir zarardan bahsedilemeyeceğini, hizmet verilmeyen konuda zarar talep edilemeyeceğini, müşavir firma iade faturası ile ilgili firmaya kazancın iadesinin usulsüzlükten haberdar olunduğu anlamına geldiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, ithal edilen emtialara ilişkin TSE uygunluk belgelerinin sahte olarak düzenlenip kullanılmasından kaynaklanan tazminat ve imha istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.1086 sayılı Kanun'un 427 nci maddesi.

2.818 sayılı Kanun'un 58 inci maddesi.

3.6762 sayılı Kanun'un 57 nci maddesi.

3. Değerlendirme

Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin manevi tazminatın reddedilen kısmında yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı temyizi yönünden;

Maddi tazminatın reddedilen kısmına yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

Manevi tazminatın reddedilen kısmına yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

2.Davalılar temyizi yönünden;

Davalı ... Çelik Halat San ve Tic. A.Ş. vekilinin ve davalı ...'ın temyiz dilekçelerinin miktardan REDDİNE,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde davalılar ... ve ... Çelik Halat San. ve Tic. A.Ş.'ye iadesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,

03.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.