"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1347 Esas, 2023/1376 Karar
DAVALILAR : 1- ...
2- ...
DAVA TARİHİ :
HÜKÜM : Davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 10 Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2022/310 E., 2022/510K.
Taraflar arasındaki şirketin ihyası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; ASKİ Genel Müdürlüğü tarafından dava dışı işçi Hilmi Urlu'ya ödenen işçilik alacaklarının işçiyi bünyesinde çalıştıran alt işverenlerden rücu edilmesi amacıyla söz konusu şirketlere Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2021/776 E. sayılı dosyası ile rücuen tazminat davası açıldığını, mahkemenin 29.04.2022 tarihli ara kararında taraflarına Tasfiye Halinde SSB Enerji Peyzaj İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited şirketinin ihyası için dava açmak üzere süre verildiğini, ihyası talep edilen şirketin 20.12.2018 tarihli karar ile tasfiye kapanışının yapıldığını, 26.12.2018 tarihinde silindiğini ileri sürerek Tasfiye Halinde SSB Enerji Peyzaj İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... Sicil Müdürlüğü temsilcisi cevap dilekçesinde; ihyası istenen şirketin 26.04.2018 tarihli genel kurulunda tasfiyeye girme kararı aldığını ve şirketin tasfiye memurluğuna ...'nın seçildiğini, 20.12.2018 tarihli şirketin tasfiyesinin sonlandığına dair aldığı genel kurul kararının tescilinin 26.12.2018'de yapıldığını ve şirketin terkininin 31.12.2018 tarihli Türkiye Ticaret Sicili gazetesinde ilan edildiğini, şirketin hukuka uygun bir şekilde kapatıldığını, şirketin terkin tarihinde; şirketin derdest davalarının, alacak ve borçlarının Müdürlükleri tarafından bilinmesinin mümkün olmadığından işbu davanın açılmasına sebebiyet verilmediğini savunarak Müdürlüğün yasal hasım olduğundan aleyhe vekalet ücreti, yargılama giderine hükmedilmemesi gerektiğini istemiştir.
2. Davalı ..., cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının davayı açmakta hukuki menfaatinin bulunduğu, davalı tasfiye memurunun pasif husumet ehliyetinin olduğu, davacının rücuen tazminat davası sonucunda verilen kararda belirtilen alacak tasfiye edilmeden şirketin sicilden kaydının silinmesinin yerinde olmadığı, ek tasfiye için şirketin yeniden sicile kaydolması gerektiği kanaatine varılmakla davanın kabulü ile söz konusu şirketin ihyasına, ek tasfiyeyi yapmak için davalı ...'nın yeniden tasfiye memuru atanmasına, davalılar işbu davanın açılmasına sebebiyet vermediklerinden yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davacı lehine vekalet ücreti taktir edilmemesine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne rağmen davalılar aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini ileri sürerek kararın davalılar aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi sebebiyle kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı vekilinin istinaf başvurusu kamu düzenine aykırılık yönünden incelendiğinde, Dairelerince istinaf incelemesi yapılan emsal 2022/1418 E., 2022/1474 K. sayılı dosya içerisinde bulunup işbu dosyaya da eklenen Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 12.01.2022 tarih ve 2021/308 E., 2022/20 K. sayılı kararında davacı ... tarafından Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülen 2020/448 E. sayılı rücuan tazminat davasında ihya davası açmak üzere süre verildiği belirtilerek davalılar ... ve ... aleyhine SSB En. Peyz. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti'nin ihyası istemiyle açılan davanın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 547 inci maddesindeki ek tasfiye hükmü gereğince kabulü ile anılan şirketin ek tasfiye amacıyla ihyasına ve son tasfiye memuru ...'nın tasfiye memuru olarak atanmasına karar verildiği, ihya istemine dayanak Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen rücuan tazminat davasının infazı ile sınırlı olmak üzere şirketin ihyasına karar verilmemiş, bu karar istinaf edilmeksizin 09.03.2022 tarihinde kesinleştiği, bu durumda dava tarihi itibarıyla ihyası talep olunan şirket ticaret sicilinden terkin edilmiş durumda ise de karar tarihinden önce ihya istemine konu şirket faal, eş deyişle ticaret sicilinden terkin edilmemiş duruma geldiğine göre davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık gözetilerek kabulüne, İlk Derece Mahkemesi hükmünün kamu düzenine aykırılık gözetilerek kaldırılmasına, davanın hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme tarafından davada hukuki menfaatlerinin bulunduğu tespit edilerek davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasalara uygun olduğunu, ancak, yasal hasım olması sebep gösterilerek davalılar aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasalara aykırılık teşkil ettiğini, eksik işlemler ile tasfiyenin sonuçlandırılması halinde usulüne uygun yapılmış bir tasfiyeden söz etmek mümkün olamayacağından şirketin yeniden ihyası gerektiğini, huzurdaki davada kurumlarının hukuki menfaati olduğunu Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasına davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının ihya istemekte hukuki yararı bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1.Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 141 inci maddesi.
2.6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile aynı Kanun'un 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi ve 30 uncu maddesi.
3.6102 sayılı Kanun'un 547 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Dosya kapsamından ve aynı taraflar arasında görülüp Dairemize intikal eden dava dosyalarından, davacı Kurumla ihyası talep edilen şirket arasında alt işveren üst işveren ilişkisi bulunduğu, ihyası talep edilen şirkette çalışan işçilerin işçilik alacaklarını üst işveren sıfatıyla davacı Kurumdan tahsil ettikleri, davacı Kurumun, ihyası talep edilen şirkete karşı işçilik alacaklarını ödediği her bir işçi için ayrı ayrı olmak üzere birden fazla rücuen tazminat davası açtığı, yargılama sürecinde, davalı şirketin ticaret sicilden terkin edildiğinin anlaşılması üzerine davaların görüldüğü Mahkemelerce, davacı Kuruma şirketin ihyasını sağlamak için dava açmak üzere önel verildiği ve davacı Kurumun bunun üzerine Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğüne ve tasfiye memuru ...'ya karşı şirketin ihyası için birden fazla ihya davası açtığı anlaşılmaktadır.
Zikredilen ihya davalarından birisi olup tarafları da huzurdaki davanın taraflarıyla aynı olan ve Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12.01.2022 tarih, 2021/308 E. ve 2022720 K. sayılı kararıyla hükme bağlanıp sonuçlandırılan davada, SSB Enerji Peyzaj...Ltd. Şti.'nin, herhangi bir derdest davayla sınırlı olmaksızın ihyasına karar verildiği ve kararın taraflarca istinaf edilmeksizin 09.03.2022 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakta olup zikredilen kararın kesinleşmesiyle birlikte şirketin ticaret sicil kaydı tekrardan faal hale gelmiştir. Bu nedenle, Bölge Adliye Mahkemesi kararında da isabetli bir şekilde belirtildiği üzere davacı Kurumun, bu kararın kesinleşmesinden sonra açtığı işbu dava ile halihazırda faal olan şirketin ihyasını istemekte hukuki yararı bulunmamaktadır.
Bunun yanında, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 141 inci maddesinin dördüncü fıkrasında, davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının, yargının görevi olduğu belirtilmiş, keza 6100 sayılı Kanun'un 30 uncu maddesinde de, hâkimin yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olduğu düzenleme altına alınmıştır. Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin yukarıda zikredilen kararıyla ihyası talep edilen şirketin herhangi bir derdest davayla sınırlı olmayacak şekilde tamamıyla ihyasına karar verildiği gözetildiğinde davacı Kurumun ihyası talep edilen şirkete karşı açtığı ve açacağı rücuen tazminat davalarında taraf teşkilinin sağlanması için artık ihya davası açmasına gerek bulunmadığı gibi sözü edilen davalara bakmakla görevli olan Mahkemelerin bu hususu gözetmesi de zikredilen Anayasa ve Yasa hükmüyle düzenleme altına alınan usul ekonomisi ilkesinin ve davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması görevinin bir gereğidir.
Bu itibarla, davacı vekilinin belirtilen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.