Logo

11. Hukuk Dairesi2023/6949 E. 2024/707 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı tarafından imzalandığı iddia edilen protokollere dayanılarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebinin reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kefalet sözleşmesinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 583. maddesinde öngörülen şekil şartlarının gerçekleşmediği, kefilin sorumlu olduğu azami miktarın ve müteselsil kefaletin kefilin el yazısıyla belirtilmediği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/1763 Esas, 2021/1729 Karar

HÜKÜM : Esastan red

İLK DERECE MAHKEMESİ : Turgutlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

(Ticaret Mahkemesi sıfatıyla)

SAYISI : 2013/479 E., 2018/175 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının alacağının tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine davalının itiraz ettiğini, davalı ve dava dışı Süleyman Turgut'un, müvekkilinin Aktad Gıda Limited şirketindeki alacaklarının ödenmesine ilişkin düzenlenen 03.12.2012 ve 06.12.2012 tarihli protokolleri borçlu-müteselsil kefil olarak imzaladıklarını ileri sürerek, Turgutlu İcra Müdürlüğünün 2013/3307 E. sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve borçlunun % 40 tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; protokolü kabul etmediklerini, bahsi geçen protokollerdeki imzaların müvekkiline ait olmadığını, aynı alacağa birden fazla takip yapıldığını savunarak, davacının %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; geçerli olmayan kefaletten dolayı davalının icra takibindeki borçtan sorumlu olmadığı, takibe itirazın yerinde olduğu, davacının takipte kötüniyetli olduğunun ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının, her iki protokolde de dava dışı Aktad şirketinin müvekkile olan borçlarının tasfiyesi ve davacının alacaklarının teminat altına alınması için müteselsil kefil olduğunu, bu protokollerde şirketin yetkilisinin imzası ile şirket kaşesinin bulunduğunu, kefaletler el yazısı ile belirtilmemiş ise de borçlara kefil olduğunun ilgili metinlerde yer aldığını, limited şirket yetkilisinin ve tacir sıfatını haiz bir kimsenin okumadan bir metne imza atmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, dava dışı şirketin toplam borcunun 697.940,15 TL olduğu hususunda taraflar arasında mutabakat bulunduğunu, davalı şirket ve dava dışı Süleyman Turgut'un müteselsil kefil olarak altına imza attıkları toplam borç miktarının da 697.940,15 TL olduğunu, mahkemece tarafların müteselsil kefil olarak altına imza attıkları borç miktarı ve tarafların tacir sıfatları gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının hatalı olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davaya konu sözleşmelerde davalı şirket müteselsil kefil olarak yer almakta ise de sözleşmelerin yapıldığı 03.12.2012 ve 06.12.2012 tarihlerinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 583 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca, kefilin sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısı ile belirtmesi gerektiği, sözleşme içeriğinde borçlar belirtilmiş olup müşterek borçlu müteselsil kefillerin tüm borçları kefil olarak ödemeyi taahhüt ettikleri görülmüş ise de kefalete ilişkin ayrı bir sözleşmenin yapılmadığı, mevcut sözleşmede de müteselsil kefaletin el yazısı ile yazılmadığı ve kefil olunan miktarın açıkça belirtilmediği, dolayısıyla anılan kanun maddesinde öngörülen şekil koşullarının gerçekleşmediği anlaşıldığından, kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğu gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirttiği sebep ve gerekçelerle hükmün bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, protokollere dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6098 sayılı Kanun'un 583 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.