Logo

11. Hukuk Dairesi2023/6950 E. 2024/1099 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından satın alınan dorselerin ayıplı çıkması nedeniyle açılan davada, davacının menfi tespit talebinde bulunup bulunmadığı ve davanın kısmi kabulü ile davacıya ödenmesine karar verilen tazminatın miktarı uyuşmazlığa konu olmuştur.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının ön inceleme duruşmasındaki beyanları ve harcın tamamlanması ile menfi tespit talebinde bulunduğu, davayı aydınlatma yükümlülüğü kapsamında yaptığı açıklamaların dava talebini genişlettiği ve mahkemenin bu talebi değerlendirerek hüküm kurmasının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2022/738 Esas, 2023/87 Karar

vekili Avukat ...

vekili Avukat ...

DAVA TARİHİ :

HÜKÜM : Direnme

Taraflar arasındaki ayıplı satıma dayalı tazminat davasıdan dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesince bozulmuştur.

Mahkemece bozmaya direnme kararı verilmiştir

Mahkemenin direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı arasında dorse alımı konusunda anlaşma yapıldığını, bedelin bir kısmının peşin ödendiğini, bir kısmı için ise çekler verildiğini, çeklerden günü gelenlerin ödendiğini, dorselerin teslim alındığını; ancak dorselerin zamanla deforme olduğunu, bir takım arızalar meydana geldiğini, durumun davalıya bildirildiğini, cevap alınamadığını, dorselerdeki yapım hatalarının Mahkeme aracılığıyla tespit ettirildiğini, dorselerin şasi ve kasa saclarının yasal istihap haddini taşıyamayacak derecede zayıf olduğunu, bükülme meydana geldiğini ve birtakım arızalarının tespit edildiğini belirterek taraflar arasındaki satım akdinin feshi ile davalı tarafa ödenen 116.000,00 TL'nin tahsilini, davalı tarafa verilen ve henüz keşide tarihleri gelmediği için ödenmemiş olan 5 adet çek için ödeme yasağı kararı verilmesini talep etmiş, 27.12.2011 tarihli celse dava dilekçesini tekrar ederek davalıdan satın alınan dorselerin zamanla çatladığını, ayıplı olduğunu, şu anda da müvekkilince kullanılamadığını, istihap haddi nedeniyle tehlike arz ettiğini, müvekkkiline ait depoda olduklarını, bu nedenle borçlu olmadığının tespitini talep ettiklerini bildirmiş, Mahkemece, 207.000,00 TL üzerinden eksik harcın tamamlanması için verilen sürede tamamlama harcı yatırılmıştır.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını, tespit davası ile alınan bilirkişi raporunda belirlenen arızaların davacının kullanımından kaynaklandığını, davacının teslim tarihinden üç ay sonraki çek bedellerini ihtirazi kayıtsız ödediğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 26.04.2016 tarihli 2014/477 E., 2016/323 K. sayılı kararıyla davacının davalıdan satın aldığı dorselerin imalattan kaynaklanan sebeplerle ayıplı olduğu, davacının hatalı kullanımının söz konusu olmadığı, ayıbın gizli ayıp vasfında olduğu, davacının ayıp ihbarında bulunduğu, mevcut haliyle dorselerin kullanılmasının mümkün olmadığı, dorselerin davacı nezdinde kalması gerektiği kanaatiyle hurda değerlerinin de davacı tarafın istirdada ilişkin alacağından mahsubu gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, dava konu dorseler davacı tarafta kalmak kaydıyla davacının davalıya hükümde ayrıntısı yazılan toplam 147.000,00 TL çekler ile peşin ödenen 60.000,00 TL olmak üzere toplam 207.000,00 TL'den 28.032,00 TL dorselerin hurda maliyeti ve 7.422,50 TL dorselerden faydalanma bedelinin mahsubu sonucu neticeten 171.545,50 TL borçlu olmadığının tespitine, yapılan ödeme olan (60.000,00 TL peşin hesaba ödeme ve 56.000,00 TL çek ödemesi olmak üzere üzere) 116.000,00 TL'den dorselerden faydalanma bedeli olan 7.422,50 TL'nin ve dorselerin hurda değeri olan 28.032,00 TL'nin mahsubu sonucu bakiye 80.545,50 TL'nin davalıdan istirdadı suretiyle tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 13.12.2018 tarihli, 2018/2766 E., 2018/6597 K. sayılı kararıyla davacının dava dilekçesindeki talebi alacak istemine ilişkin olup çekler yönünden tedbir talebinde bulunulduğu, davacının menfi tespite yönelik herhangi bir istemi bulunmadığı, bu hususta dava açılmadığı, hem miktar hem de menfi tespit davası varmışçasına talep aşılarak 171.545,50 TL yönünden davacının borçlu olmadığının tespitine yönelik hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

3.Mahkemenin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

4.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 20.09.2022 tarihli, 2020/11-355 E. ve 2022/1101 K. sayılı kararı ile direnmeye ilişkin usulüne uygun bir kısa karar bulunmadığı gerekçesiyle Mahkemece verilen direnme kararı usulden bozulmuştur.

B. Mahkemesince Verilen Direnme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı vekilinin 27.12.2011 tarihli ön inceleme celsesinde dorselerin ayıplı olduğuna dair dava konusuna ilişkin beyanına devamla borçlu olmadıklarının tespitini talep ettiklerini beyan ettiği, 21.06.2012 tarihli celsede davacı vekiline, çek bedelleri ile talep edilen istirdada konu bedel toplamı olan 207.000,00 TL yönünden eksik harcı tamamlamak üzere süre verildiği, verilen sürede davacı vekilince eksik harcın tamamlanmasıyla başlangıçta ihtiyati tedbiren ödeme yasağı kararı verilmesi talep edilen istirdat talebi dışındaki çekler yönünden de harçlandırılmış bir davanın meydana geldiği, ön inceleme duruşmasında iddianın genişletilmesi niteliğinde olarak kabul edilebilecek menfi tespit istemini dile getiren davacı vekiline karşı davalı vekilince bu hususta muvafakatinin bulunmadığının ileri sürülmediği gözetildiğinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 141 ... maddesi kapsamında değerlendirilerek usulünce harcın da tamamlatılması ile esas davaya konu menfi tespit talebine dönüşen çekler yönünden de işin esasına girilerek yargılama yapılması gerektiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle önceki hükümde direnilmesine, davanın kısmen kabulü ile dava konu dorseler davacı tarafta kalmak kaydıyla davacının davalıya hükümde ayrıntıları yazılan toplam 147.000,00 TL çekler ile peşin ödenen 60.000,00 TL olmak üzere toplam 207.000,00 TL'den 28.032,00 TL dorselerin hurda maliyeti ve 7.422,50 TL dorselerden faydalanma bedelinin mahsubu sonucu neticeten 171.545,50 TL borçlu olmadığının tespitine, yapılan ödeme olan (60.000,00 TL peşin hesaba ödeme ve 56.000,00 TL çek ödemesi olmak üzere üzere) 116.000,00 TL'den dorselerden faydalanma bedeli olan 7.422,50 TL'nin ve dorselerin hurda değeri olan 28.032,00 TL'nin mahsubu sonucu bakiye 80.545,50 TL'nin davalıdan istirdadı suretiyle tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının menfi tespit talebinin bulunmadığını, ön inceleme celsesine katıldıklarını, davacının iddialarını genişletmesine açık muvafakatları bulunmadığını, davacının süresinde ayıp ihbarının olmadığını, ayıp ihbarının tanıkla ispat edilemeyeceğini, dava konusu dorselerin davacının talep ve siparişi üzerine üretildiğini, dorselerin kullanım hatası ve aşırı yükleme sebebiyle deforme olduğunu, davacının söz konusu dorseleri ağır şartlarda çalıştırdığını ileri sürerek ve resen nazara alınacak sebeplerle kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tarafın menfi tespit talebi bulunup bulunmadığı, dava konusu ürünlerin ayıplı olup olmadığı, ayıbın niteliği, ayıp ihbarı olup olmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 207 nci vd. maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Dairemizce yapılan incelemede; dava dilekçesinde, ödenen çeklerin istirdadı talebi yanında davalıya teslim edilen; ancak henüz keşide tarihleri gelmediği için ödenmemiş olan keşide tarihi, meblağı ve diğer ayrıntıları bildirilen çekler için tedbiren ödeme yasağı kararı verilmesinin talep edildiği, ön inceleme duruşmasında davacı vekilinin menfi tespite ilişkin beyanın 6100 sayılı Kanun'un 31 ... maddesi kapsamında davayı aydınlatma yükümlülüğü çerçevesinde verilmiş bir beyan olduğu ve bilahare harcının da tamamlandığı anlaşılmakla Mahkemece verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğu kanaatine varılmıştır.

2.Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, Mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan direnme kararının ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

14.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.