"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1138 Esas, 2022/1535 Karar
DAVA TARİHİ :
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1.Tüketici Mahkemesi
SAYISI :2021/354 E., 2022/353 K.
Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 11.11.2021 tarihinde, gün içerisinde hesap hareketlerinde bir yanlışlık olduğunu fark ettiğini, herhangi bir bilgisi, talimatı, işlemi ya da doğrulaması olmadan müvekkili hesabından kredi kullandırıldığını, aynı zamanda yine bilgisi ve rızası dışında onayı alınmadan bu çekilen kredilerin dakikalar içerisinde çeşitli hesaplara eft ve havale edildiğini, müvekkilinin ise bu durumdan ancak günün sabahında haberdar olduğunu, hemen adli makamlara ve bankanın kendisine başvurularda bulunduğunu, bu işlemlerin tamamen müvekkilinin bilgisi ve rızası dışında gerçekleştiğini, işlemlerin hiçbirinde müvekkilin ne mobil onayının ne de başka bir şekilde onayı bulunmadığını, müvekkili tarafından gerçekleştirilen herhangi bir eylemin de bulunmadığını, müvekkilinin bilgisi ve iradesi dışında yapılan toplamda 125.000,00 TL'lik işlemler sebebiyle davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davaya görev yönünden itiraz ettiklerini, müvekkili banka anonim ortaklık olduğundan tacir sıfatına haiz olduğunu, bu nedenlerle işbu davanın Asliye Ticaret Mahkemelerinde açılması gerektiğini, davaya konu edilen bedellerin gönderildiği kişilerin kimlik ve iletişim bilgileri belirli olduğu için işbu davanın olaydan menfaat sağlayan kişiye dönük açılması gerekirken, müvekkili bankaya yönelik husumet yöneltilmesinin kabulünün mümkün olmadığını, bu nedenle davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, banka kayıtları ve sunulan hesap ekstresi incelendiğinde tüm işlemlerin davacının internet bankacılığı kanalıyla şifre-parola girerek yapılmış olmasına rağmen, müvekkili bankanın kusurluğu olduğu iddiası ile borçlu olmadığının tespiti yönünde dava açıldığını, davacının kendi kusuru ile yapmış olduğu havale-EFT işlemlerinin hangi hesaplara kimler adına yapılmış olduğu belli olan işlemlerden dolayı müvekkili Bankayı sorumlu tutarak haksız ve mesnetsiz olarak açmış olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hükme esas alınan bilirkişi raporu ile tespit edildiği üzere, davaya konu işlemler 11.11.2021 tarihinde günün ilk saatlerinde başlamasına rağmen davalı bankanın davacıyı hesabına yapılan saldırılarla ilgili SMS ya da telefonla bilgilendirme yapmadığı, davacının aramasıyla mevcut durumun ortaya çıktığı, davalı bankanın internet bankacılığı ile ilgili sistemleri üzerinde son teknolojik gelişmeler kapsamında alınabilecek tüm önleyici ve güvenlik tedbirlerini almayarak davacının hesaplarına yapılan saldırıyı engellemede yetersiz kaldığı, davacının somut olayda kusurunun bulunmadığı, davalı bankanın kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının 11.11.2021 tarihli 75.000,00 TL kredi, 30.000,00 TL kredi ve 20.000,00 TL nakit avans olmak üzere toplam da 125.000,00 TL bedel yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili bankanın İzmit Şubesi müşterisi olan davacı tarafından yapılan davaya konu işlemlerin kendi bilgisi dışında yapıldığından bahisle, söz konusu işlemlere ilişkin borçlu olmadığının tespitinin istendiğini, banka kayıtları ve hesap ekstresi incelendiğinde tüm işlemlerin davacının internet bankacılığı kanalıyla şifre-parola girerek yapılmış olmasına rağmen müvekkili bankanın kusurluğu olduğu iddiası ile borçlu olunmadığının tespiti yönünde dava açıldığını, davaya cevap dilekçelerinde ayrıntılı olarak belirttikleri ve dosyaya sunmuş oldukları ses kayıtlarından da açıkça anlaşılacağı üzere, kendi kusurlu davranışı neticesinde söz konusu zararın meydana gelmesine sebebiyet veren davacının bu işlem nedeniyle uğradığı zarardan müvekkili bankanın sorumlu tutulamayacağını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacının davalı banka nezdinde bulunan hesabından bilgisi dışında, internet bankacılığı yoluyla para havalesi işlemi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti talep edilmekle görevli Mahkeme Tüketici Mahkemesi olduğundan davalı vekilinin bu yöndeki istinaf isteminin yerinde görülmediği, davacının davalı bankaya ait hesabına ilişkin olarak 11.11.2021 tarihinde, mesafeli sözleşme olarak internet şube kanalıyla saat 01:58'de 75.000,00 TL bireysel kredi kullanımı, 393,75 TL tahsis ücreti, 1.715,89 TL hayat sigortası kesintisinin yapıldığı, aynı gün saat 03:20'de dava dışı İninal A.Ş hesabına 20.000,00 TL havale; saat 04:35'de davadışı ... ... Sakallı adına 40.000,00 TL havale; 05:29'da 30.000,00 TL tutarında ikinci kredi işlemi, aynı saatte 20.000,00 TL tutarında nakit avans kullanımı yapılıp, havale/EFT limitinin ayrı ayrı limitinin 250.000,00 TL'ye yükseltildiği, işlem saati ve ardarda yapılması itibariyle işlemlerin hayatın olağan akışına aykırı işlemler olduğu, para çıkışı olduğuna dair SMS bilgilendirmesi yapıldığını ve davacının onayının alındığının davalı bankaca ispatlanamadığı, hükme dayanak bilirkişi raporuna göre söz konusu işlemlerin "sosyal mühendislik" yönteminin kullanılarak gerçekleştirildiği, işlemlerini internet ortamına taşıyarak daha fazla müşteri kitlesine ulaşmak ve dolayısıyla daha fazla kâr elde etmek isteyen bankanın, buna paralel olarak gerekli teknolojik ve yazılımsal önlemleri alması, gelişen teknoloji karşısında kötü niyetli üçüncü kişilerin internet bankacılığı sistemine girişimlerini anında engelleyecek güvenlik mekanizmasını oluşturması gerektiği, davalı bankanın, davacının korunması gereken bilgileri saklama yükümlülüğünü kasten ihmal ettiğini de ispatlayamadığı gibi davacının yapılan işlemleri öğrenir öğrenmez davalı bankayı arayarak bloke koydurduğu, dolayısıyla, davacının hesabından yapılan işlemlerin mevzuat hükümlerine uygun bir şekilde ve davacının bilgisi ve rızası dahilinde yapıldığı hususu davalı banka tarafından ispat edilemediğinden mahkemece davanın kabulü yönünde verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı banka nezdinde açılmış olan hesaptan davacının bilgisi ve izni dışında internet yolu ile yapılan kredi çekim ve 3. kişiler hesabına havale/EFT işlemleri sonucu borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 946 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 ... maddesinde yer ... sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Alınmadığı anlaşılan 427,60 TL temyiz ilam harcı ile 2.107,80 TL temyiz başvuru harcının temyiz eden
davalıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.