"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/150 Esas, 2023/1459 Karar
HÜKÜM : Esastan ret; davanın usulden reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/225 E., 2022/181 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ve davalının arasında imzalanan lisans sözleşmesinin feshedilmesine rağmen davalının, lisans bedeli ödemeksizin, davacıya ait repertuvarı kullanmaya ve alt lisanslama yapmaya devam ettiğini, bu durumun açıkça 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun (5846 sayılı Kanun) 66 ve 68 inci maddelerine göre davacının haklarına tecavüz teşkil ettiğini ileri sürerek yapılacak yargılama sonunda davalının mevcut tecavüzünün kaldırılmasına, 5846 sayılı Kanun'un 68/1 maddesi uyarınca davacının telif hakkını ihlali nedeniyle ödenmesi gereken rayiç bedelin üç katı tazminata karşılık şimdilik 50.000,00 TL'nin ihlal tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı ile akdedilen 21.01.2019 tarihli sözleşme uyarınca tahkim anlaşması yapıldığını, esasa girilmeden davanın usulden reddi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davalı yanca sunulan ve davacı ile davalı Şirket arasında imzalanan 21.01.2019 tarihli lisans sözleşmesinin "Geçerli Kanun ve Yargı Yetkisi" başlıklı 13 üncü maddesi uyarınca uyuşmazlığa UNCITRAL Tahkim Kuralları doğrultusunda İtalya kanunları uygulanacak olup, tahkimin üç hakemli bir heyet tarafından Londra, İngiltere'de görülmesi gerektiğine ilişkin olarak özel bir yargı yolu düzenlemesi yapıldığı, taraflar arasındaki uyuşmazlıkların çözümünde hakem şartı kararlaştırıldığından, huzurdaki bu davanın mahkeme görevinde olmadığı, zira bilindiği üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 412/1 maddesine göre tahkimin, uyuşmazlığın tamamının veya bir kısmının çözümünün hakem veya hakem kuruluna bırakılması hususunda tarafların yaptıkları bir anlaşma olduğu ve ilk itiraz olarak ileri sürüldüğünde mahkemenin görevi sona erip uyuşmazlığın hakemde görülmesi gerektiği, aynı Kanun'un 413 üncü maddesindeki ''Tahkim sözleşmesinin konusunu oluşturan bir uyuşmazlığın çözümü için mahkemede dava açılmışsa, karşı tarafa tahkim ilk itirazında bulunabilir. Bu durumda tahkim sözleşmesi hükümsüz, tesirsiz veya uygulanması imkansız değil ise mahkeme tahkim itirazını kabul eder ve davayı usulden reddeder.'' hükmü gereğince, taraflar arasında geçerli ve uygulanabilir bir tahkim şartı olduğunun sözleşmenin 13 üncü maddesinde ayrıntılı olarak düzenlendiği, dolayısıyla davacının hakeme /tahkime başvurmadan doğrudan dava açmasının usule aykırı olduğu, davalı tarafından ileri sürülen tahkim ilk itirazı dikkate alınarak aynı Kanun'un 116 ncı maddesince davanın usulden reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, sözleşmenin 13 üncü maddesinde "sözleşmeden ya da işbu Sözleşmenin müzakere edilmesinden, yorumlanmasından, geçerliliğinden, ihlalinden veya feshinden kaynaklanan ya da bunlarla bağlantılı olan ve tarafların ilk bildirimin gönderildiği tarihi izleyen 60 (atmış) gün içerisinde dostane yollarla çözüme kavuşturamadıkları bir anlaşmazlık, fikir ayrılığı ya da dava, kesin ve münhasır olarak tahkim yoluyla çözüme kavuşturulacaktır" hükmüne göre, dava konusunun sözleşmeden kaynaklı hususlara ilişkin olduğunun kabulünün gerektiği, bu halde, kamu düzeni ve istinaf sebepleri çerçevesinde dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön ile kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, taraflar arasındaki lisans sözleşmesinin sona erdirilmesine rağmen davalı tarafından lisans bedeli ödenmeden davacıya ait repertuvarın kullanımı ididasına dayalı tazminat davası olup, uyuşmazlık sözleşmedeki tahkim şartının olaya uygulanıp uygulanamayacağına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 116 ncı maddesi, 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 412 nci maddesi, 413 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 24.12.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.