"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2082 Esas, 2023/2157 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2018/29 E., 2022/542 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin davalı şirketin %10,29 oranında hissesine sahip olduklarını, davalı şirketin müvekkillerinin babası ... tarafından kurulduğunu, onun ölümünden sonra şirket yönetiminin tek erkek çocuğu olan ... tarafından devralındığını, müvekkillerinin şirketin işleyişi ve muhasebesi konusunda bilgi edinme hakkını kullanamadıklarını, şirketin usulsüz işlemlerle içinin boşaltıldığını, önemli mal varlıklarının devredildiğini, şirket işlerinin ...'na ait başka bir şirkete aktarıldığını ileri sürerek davalı şirketin fesihine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı şirketin kuruluş aşamasından beri ...'nun şirketin ortağı olduğunu ve şirketi babasıyla yönettiğini, şirketin faal durumda olup kar eden bir şirket olduğunu, şirketin fesih koşullarının bulunmadığını, aksinin kabulü halinde davacıların çıkma payının hesaplanarak şirket ortaklığından çıkarılmalarına karar verilmesini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davalı şirkete ait defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, buna göre davalı şirketin faaliyetinin bulunmadığı, ekonomik konularda ortaklar arasında ciddi anlaşmazlıkların bulunduğu, 31.12.2017 tarihindeki öz sermayesi 17.085.784,12 TL olan şirketin 31.12.2019 tarihinde öz sermayesinin azalarak 8.615.906,83 olduğu, icra borçlarının güncel 31.323.538,38 TL olduğu dikkate alındığında 31.12.2019 tarihi itibariyle yapılan hesaplamada -22.601.076.84 TL borca batık durumda olduğu, taraflar arasında ortak bir güven ve itimadın kalmadığı, ilişkilerinin yargıya yansıdığı, bu hali ile şirketin feshinin istenmesinin haklı sebeplere dayandığı, davacının ayrılma akçesi ödenerek şirket ortaklığından çıkarılması talep edilmişse de davalı şirketteki tek sorunun şirket ortaklarının arasında yaşanan güven problemi olmayıp, şirketin tümüyle ticari faaliyette bulunmasının mümkün olmadığı ve borca batık durumda olduğu bilirkişi raporlarıula tespit edildiğinden davacının ayrılma akçesi ödenerek şirket ortaklığından çıkarılması isteminin uygun görülmediği ve şirketin feshine karar verilmesinin yerinde olacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı şirketin haklı nedenlerle feshine, tasfiye memuru atanmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı şirketin feshine ilişkin talebin haklı nedenlere dayandığına ilişkin ilk Derece Mahkeme kararındaki değerlendirmelerde bir isabetsizlik bulunmadığı, bilirkişi raporuna göre davalı şirketin gayri faal durumda olduğu, borca batık hale geldiği, şirketin amaç ve gayesini gerçekleştirmeye yarar nitelikteki araç ve envanterlerin büyük oranda elden çıkarıldığı, hacizli olduğu, şirketin işlerinin başka şirketlere yönlendirildiği, bu durumda 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 636. maddesi uyarınca şirketin feshi yerine diğer alternatif çözümlerin uygulanması yoluna gidilmesine de gerek bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, şirketin feshi ve tasfiyesi, bu talep kabul görmediği taktirde çıkma payının hesaplanarak şirket ortaklığından çıkarılması istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.6102 sayılı Kanun'un 636. maddesi.
3. Değerlendirme
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 25.12.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.