Logo

11. Hukuk Dairesi2024/1150 E. 2025/1765 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirketin, davacının şirkete borç olarak verdiği iddia edilen paranın ödenmesi talebine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı tarafından sunulan ibra belgesinin sahte olduğunun tespiti ve davacının borç verdiğine dair diğer delillerin varlığı gözetilerek, yerel mahkemenin davayı kabulüne ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2017/74 Esas, 2023/1139 Karar

HÜKÜM : Kabul

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 11.03.2025 günü hazır bulunan davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı şirkette ortak olduğunu, davalı şirketin faaliyetlerinin artırılması ve daha verimli hale getirilmesi amacı ile şirket yetkilisi ...'nın talebi üzerine müvekkilinin davalı şirkete borç verdiğini, müvekkili ile davalı arasında 28.02.2002 tarihli belgenin düzenlediğini ve 3.950.000,00 euronun müvekkilinden tahsil edildiğinin belirtildiğini, davalı şirketin borcu kabul ettiğine dair 21.06.2002 tarihli belgenin de bulunduğunu, vadesinde ödeme yapılmaması nedeni ile icra takibine girişildiğini ileri sürerek şimdilik 50.000,00 euronun tahsilini talep etmiş, 07.02.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 3.950.000,00 euro olarak ıslah etmiştir.

I. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; dayanılan belgelerin başka amaçlarla imzalanan sayfaların kesilerek sonradan tanzim edildiğini, böyle bir paranın şirkete verilmediğini savunmuş, sonraki beyanlarında şirket yetkilisi olan ve belgeleri imzalayan ...'nın temyiz kudreti yerinde olmadığından davanın reddini istemiştir.

III.MAHKEME KARARI

Mahkemece bozma ilamına uyularak dosyaya davalı vekilince sunulan 21.06.2002 tarihli ibra belgesine, davacı tarafça belgedeki imzanın davacının eli ürünü olmadığı ve belgenin sahte üretildiği şeklinde itiraz edildiği, Bakırköy 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/297 E. sayılı dosyasında alınan son raporda "21.06.2002 tarihli belgedeki imzanın katılan ...'nın eli ürünü olduğu, inceleme konusu belgenin daha önceden başka bir amaçla düzenlenmiş bir belgedeki metni onaylayan imzadan faydalanmak suretiyle oluşturulmuş sahte bir belge olduğu"nun belirtilmesi nedeniyle Bakırköy Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/297 E., 2021/124 K. sayılı ilamı ile sanıklar ... ve ...'nın suç konusu belgenin sahte olduğunu bilerek kullandıklarından cezalandırılmalarına, sanık ...'nın beraatine karar verildiği, tarafların istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 2021/1427 E. ve 2021/1967 K. sayılı ilamı ile sanıkların savunma hakkının kısıtlanması, sanık...'nın bipolar bozukluğu olduğu ve daha önceden tedavi gördüğünün savunulması karşısında; suç tarihi itibarıyla akıl hastalığı nedeniyle işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı konusunda rapor alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği ve belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma niteliğinin bulunup bulunmadığının takdiri mahkemeye ait olduğundan suça konu sahte belge incelenmek suretiyle özelliklerinin tutanağa yazılması, bu gözlem sonucunda gerekçeli kararda aldatma kabiliyetine haiz olup olmadığının tartışılması gerektiği kanaatıyla hükmünün bozulmasına karar verildiği, anılan ilamda dava konusu belgenin sahteliğine ilişkin İlk Derece Mahkemesinin tespitlerine ve alınan raporların içeriğine dair bir bozma sebebi ön görülmediğinden ceza yargılamasının sonucunun beklenilmesine gerek görülmediği, Mahkemece alınan 07.08.2023 tarihli bilirkişi raporunda da "dava konusu belgedeki imzanın davacı ...'nın eli ürünü olduğu; ancak söz konusu imzanın kağıt üzerinde mevcut ibareler yazılmadan önce kağıdın şu anda sol kenari gibi görünen kenarında yan duran imzanın evvelce dik olarak atıldığı, inceleme konusu kağıdın sol kenarındaki kanaatimizce evvelce alt kenar olan kenarında yıpranmanın fazla olduğu, dolayısıyla ... adına atılı imzanın evvelce başka bir amaçla ... tarafından atılmış olduğunun bildirildiği", söz konusu deliller ışığında, davalı tarafından dosyaya sunulan 21.06.2002 tarihli belgede davacı ... adına atılan imzanın evvelce başka bir amaçla atılan imza kullanılarak oluşturulduğu, bu nedenle işbu belgenin sahte olduğu kabul edilerek hükme esas alınmadığı, 28.02.2002 tarihli belge uyarınca davacının, davalı şirkete 3.950.000 euro borç verdiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, davalı şirkete borç olarak verildiği iddia olunan paranın tahsili istemine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

V. SONUÇ: Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 28.000,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 13.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.