Logo

11. Hukuk Dairesi2024/1162 E. 2025/1144 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı reasürans brokerinin, davacı sigorta şirketi adına tahsil ettiği prim iadelerini haksız şekilde alıkoyduğu iddiasıyla açılan itirazın iptali davasında, davalının borcunun olup olmadığı ve takibin devamına karar verilip verilmeyeceği noktasında yaşanan hukuki uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı brokerin, davacı sigorta şirketi adına tahsil ettiği prim iadelerini ödemediği ve bilirkişi raporuyla alacağın varlığının tespit edildiği gözetilerek, ilk derece mahkemesince verilen itirazın iptali ve takibin devamına ilişkin karar, bölge adliye mahkemesince onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1498 Esas, 2023/2054 Karar

HÜKÜM : Ret

SAYISI : 2018/462 E., 2021/380 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirket ile dava dışı Hindistan’da yerleşik General Insurance Corp. Of Indea (GIC Firması) arasında 1 Ocak 2015 başlangıç tarihli Reasürans Sözleşmesi bulunduğunu, sözleşme uyarınca, firmasının, davacı ... motorlu taşıt hasarları için yapacağı ödemelere dair, Reasürans Sözleşmesi'nde belirlenen oran ve miktarlarda yeniden sigorta ettiğini, davacı şirketin davalıyı Sigorta ve Reasürans Yönetmeliği'nin 15. maddesi gereğince, 07 Aralık 2016 tarihli yetkilendirme yazısı ile reasürans brokeri olarak görevlendirdiğini, bu kapsamda davalının GIC Firması ile yapılan Reasürans Sözleşmesi de dahil, çok katlı kota payı, motor hasar fazlası, motor kota payı ve risk hasar payı treteleriyle ilgili olarak davacı ... temsil etmeye, davacı şirket adına hasar talebi ödemesi, prim ödemesi veya iade prim almaya yetkili kılındığını, bu kapsamda, Reasürans Sözleşmesi'nden kaynaklanan 2.911.588,00 euro tutarındaki prim iade alacaklarının, GIC Firması tarafından davacı şirkete iletilmek üzere 21.06.2017 tarihinde davalı hesabına ödendiğini, ancak davalının, GIC Firması tarafından yapılan ödemeyi zimmetine girmiş olmasına rağmen emanet hükmünde olan bu tutarı haksız ve kötüniyetli bir şekilde davacı şirkete iletmediğini, başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek davalının itirazının iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; muaccel bir alacağın bulunmadığını, müvekkilinin, sigorta ve reasürans alanında faaliyet gösteren bir sigorta şirketi olduğunu, motorlu taşıt hasarlarına ilişkin Motor Kot-Par Trete (hasar) tahsilatları için plasman reasürörlerinden biri olan General Insurance Corp. Of Indea (GIC) şirketinden tahsilat yapmak üzere yetkili olduğunu, davacı şirket ile müvekkili arasında bu kapsamda bir çalışmanın söz konusu olduğunu, buna göre davacının, GIC şirketine ilettiği hasar tahsilat talepleri üzerine GIC tarafından yapılan onay ve hesaplama sonrası söz konusu tahsilatların müvekkiline gönderileceği ve taraflarca mutabakat yapıldıktan sonra kararlaştırılan periyotlarda ödemelerin yapılacağının kararlaştırıldığını, davacı ile ilgili periyot dönemlerine ilişkin mutabakat sağlanamadığını, bu nedenle davacının takip tarihi itibarıyla muaccel bir alacağının bulunmadığını, davacı şirket adına aracılık işlemlerini yürüten müvekkili şirketin hesabına ancak davacı şirketin namına ait olmamak kaydı ile 21.06.2017 tarihinde dava dışı General Insuarence Corp of Indıa Şirketi tarafından 2.911.588,00 euro yatırıldığını ve bunun üzerine müvekkili şirketin sözleşmeden kaynaklı kesintileri yaparak davacı hesabına 2.778.856,98 euro ödeme yapmak üzere gerekli işlemleri başlattığını, birçok sigorta şirketinin aracı kurumu rolünü üstlenen müvekkili şirketin, kendi hesabına yatan ve üzerinde ihtilaf bulunan 2.911.588,00 euroyu hiçbir araştırma yapmadan ve paranın kimin adına yatırılmak üzere müvekkili şirket hesabına yatırıldığını netleştirmeden davacı şirket adına ödeme yapmasının mümkün olmadığını, müvekkili şirketin dava konusu olaya ilişkin borcunun bulunmaması nedeni ile davacı şirket tarafından başlatılan takip haksız olmakla birlikte müvekkili şirket tarafından davacı şirket hesabına baskı altında ödeme yapıldığını, müvekkili şirketin davacı şirkete hiçbir borcunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan deliller ve aldırılan bilirkişi raporuna göre davacı ile dava dışı GIC firması arasında reasürans ilişkisi bulunduğu, bu ilişkide davalı JLT Sigorta ve Reasurans Brokerliği A.Ş.'nin işletme arasındaki tüm işlem ve iletişimlerde aracılık hizmeti vereceği ve komisyon ücretinin de %1,5 olacağının sözleşmenin tarafları, davacı ile dava dışı GIC firması arasında kararlaştırıldığı, davacının 15.11.2016 tarihinden itibaren davalı JTL Sigortayı Tek Reasurans Brokeri ve danışman olarak görevlendirdiği, aradaki uyuşmazlığın davalı broker tarafından davacı adına yatan paradan yaptığı kesintilerde haklı olup olmadığı hususundan kaynaklandığı, davacı tarafından dosyaya sunulan dekonta göre, dava dışı GIC firması tarafından 19.06.2017 tarihinde davalı JLT Sigorta hesabına 2.905.867,64 euro gönderildiği, davacı tarafından dosyaya sunulan havale belgesine göre, davalı tarafından davacıya 2.448.813,55 euro tutarlı havale işlemi yapıldığı, dava dışı GIC şirketi tarafından davacı şirket adına, davalı şirkete 19.06.2017 tarihinde yapılan ödemeden bir takım kesintilerin davalı tarafından yapılması suretiyle takip tarihinden sonra davacı şirkete yukarıda belirtilen ödemeyi yaptığının anlaşıldığı, aldırılan bilirkişi raporuyla davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 2.911.587,77 euro alacağı bulunduğunun tespit edildiği, bilirkişi tarafından davacı şirket adına, davalı şirkete gönderilen 2.905.942,64 euro tutarın gönderildiği 19.06.2017 tarihinde, davacının aslında 2.911.587,77 euro tutarlı alacağını göndermesi gerektiğinden, alacağın 19.06.2017 tarihinde muaccel hale geldiğinden yola çıkılarak 3095 sayılı Yasa'nın 4/a maddesine göre takip tarihine kadar yapılan işlemiş faiz hesabına göre davacının 10.050,96 euro işlemiş faiz talep edebileceği, ancak takip talebinde davacının 9.058,27 euro işlemiş faiz talep ettiğinden taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne, davalı borçlunun itirazının iptali ile borçlunun 27.10.2017 tarihinde yaptığı 2.448.813,55 euroluk ödeme nazara alınarak takibin bakiye 636.420,00 euro alacak üzerinden devamına, ödeme tarihi itibariyle o tarihe kadar işlemiş faiz ve masraflar ödenen tutardan düşülmüş olduğundan takipteki asıl alacağa ödeme tarihinden itibaren faiz işletilmesine, davalı aleyhine icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmiş, hüküm, davalı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, brokerlık yetkisi kapsamında aracı olarak tahsil edilen ve haksız şekilde sigorta şirketine ödenmediği iddia edilen prim iadesi ve sigorta tazminatından oluşan alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 20.02.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.