Logo

11. Hukuk Dairesi2024/1631 E. 2024/9424 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından yapılan marka başvurusunun kısmen reddine ilişkin YİDK kararının iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Marka başvurusunun, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun 5. maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentleri kapsamında ayırt edici niteliğe sahip olduğu ve tanımlayıcı olmadığı, redde mesnet marka ile de benzerlik bulunmadığı gözetilerek, YİDK kararının iptaline ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1589 Esas, 2023/1530 Karar

HÜKÜM : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/236 E., 2021/134 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2019/28925 sayılı ve "..." ibareli marka başvurusunun, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nuın (6769 sayılı Kanun) 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (b), (c) ve (ç) bendleri uyarınca kısmen reddedildiğini, bu karara karşı yaptıkları itirazlarının da dava konusu YİDK kararı ile reddine karar verildiğini, oysa müvekkilinin başvurusunun, reddedilen hizmetler yönünden 6769 sayılı Kanun'un 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (c) bendleri uyarınca tescili engeli bulunmadığı gibi redde mesnet marka ile de benzer olmadığını, müvekkilinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından kurulduğunu, İstanbul’da toplu taşımada kullanılan elektronik ücret toplama sisteminin kurucusu olduğunu, ön ödemeli kart olan İstanbul Kart aracılığı ile sisteme entegre noktalarda güvenli ve hızlı ödeme yapıldığını, BBDK’dan alınan izin ile elektronik para kuruluşu olduğunu, müvekkilinin günlük hayatta neredeyse her vatandaşın kullandığı akıllı telefonlara yüklenecek bir uygulama ile toplu taşıma noktalarında ödeme yapılmasına imkan verecek bir sistem ürettiğini ve davaya konu olan markanın sistem için kullanmak istediğini, müvekkilinin markasının sarı zemin üzerine konumlandırılan akbil şeklindeki "İ" harfi ile "kart" ibaresinden oluştuğunu ve ayırt edici bulunduğunu ileri sürerek, YİDK'in 2020-M-4509 sayılı kararının iptalini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu "...+şekil " ibareli başvurunun kapsamında yer mal/ hizmetler açısından hedef kitle yani ortalama tüketici kitlesi nazarında marka olarak, yani bir ticari işletmenin mal/hizmetini tanıtan ve diğer işletmelerin aynı tür mal/hizmetlerden ayırt edildiğini algılamasına yol açan şekilde ayırt ediciliğinin bulunduğu gibi tanımlayıcı da olmadığı, ayrıca redde mesnet 2012/71108 sayılı ve "KART" ibareli marka ile dava konusu başvuru arasında SMK'nın 5/1-ç maddesi anlamında benzerlik bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu YİDK kararın iptaline karar verilmiş , hüküm davalı vekilince istinaf edilmiştir.

IV.BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, 6769 sayılı Kanun'un 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine göre, herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretlerin marka olarak tescil edilemeyecekleri, madde gerekçesinde de açıklandığı üzere bu hükme göre, sicilde gösterilebilir olmasına rağmen ilgili mal veya hizmetler için ayırt ediciliğe sahip olmayan, dolayısıyla tüketiciler tarafından marka olarak algılanmayacak işaretlerin, marka olarak tescil edilmelerinin mümkün olmadığı, aynı Kanun'un 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde de ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretlerin marka olamayacaklarının hüküm altına alındığı, bir işaretin anılan bu madde kapsamında değerlendirilebilmesi için, mal veya hizmetin karakteristik bir özelliğini hiçbir özel zihni çabaya mahal bırakmadan derhal düşündürmesi ve akla getirmesi gerektiği, bir mal veya hizmeti doğrudan çağrıştırmayıp akla getirmeyen ancak imada bulunan kelimelerin tescilinin bu maddeye göre engellenmesinin mümkün olmadığı, tüketici işareti gördüğünde kesin olarak mal veya hizmetin niteliğini tanımlayamıyor fakat olasılıkları zihninde birkaç seçeneğe kadar indirebiliyorsa o markanın tescilinin mümkün olduğu buna göre yapılan değerlendirmede "..." ibareli başvurunun, uyuşmazlık konusu 9. sınıf mallar bakımından 6769 sayılı Kanun'un 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca soyut ayırt ediciliği haiz bulunduğu gibi aynı Kanun'un 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi anlamında tanımlayıcı da olmadığı, ayrıca dava konusu başvuru ile, başvurunun uyuşmazlık konusu 36. sınıf hizmetler yönünden, 6769 sayılı Kanun'un 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi anlamında reddine mesnet alınan 2012/1108 sayılı ve "KART" ibareli marka işaretleri arasında anılan madde kapsamında bir benzerliği bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.

V.TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, YİDK kararının iptali talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.6769 sayılı Kanun'un 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (b), (c) ve (ç) bendleri.

3. Değerlendirme

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 25.12.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.