Logo

11. Hukuk Dairesi2024/1644 E. 2025/512 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalının "Madra" ibareli marka başvurusuna davacının, kendi tescilli "... ... Su" markasıyla benzerlik ve iltibas yarattığı iddiasıyla yaptığı itirazın reddi üzerine açılan marka hükümsüzlüğü davasında, YİDK kararının iptali ve hükümsüzlük talebinin reddine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: "Madra" ibaresinin davacının "... ... Su" markası ile ayırt edilebilir nitelikte olduğu, iltibas ve benzerlik oluşturmadığı, başvurunun kötüniyetli olduğuna dair de ispat bulunmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi'nin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1319 Esas, 2023/1457 Karar

HÜKÜM : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/314 E., 2021/253 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne, dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 369. maddesinin ikinci fıkrası gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin çeşitli sınıflarda tescilli ve önceki tarihlerden beri kullanılmakta olan “... ... Su” ibareli markası bulunduğunu, markanın 99/004268 numara ile tescil edildiğini, davalının 2019/48649 numaralı "Madra" ibareli marka başvurusuna müvekkili tarafından yapılan itirazların reddedildiğini, oysa davalı başvurusunun 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 5. maddesinin birinci fıkrasının (a) (b) (c) (ç) (d) ve (f) bentlerine açıkça aykırı olduğunu, davalının "Madra" ibaresini esas unsur olarak kullandığını, 32. sınıfta yer alan ve su içermesi zorunlu bulunan tüm emtia yönünden "Madra" ibaresinin aslında ... Dağı’ndan su elde edilmediği halde kullanılmasının tüketiciyi yanıltıcı nitelikte olacağını, davalı başvurusunun kötüniyetli olduğunu ve haksız rekabet hükümlerine de aykırı olduğunu, müvekkili şirket markalarının tanınmış marka olduğunu, ayrıca dava konusu “Madra” markasının, müvekkilinin tanınmış “... ... Su” markaları ile ayırt edilemeyecek şekilde benzer olduğunu ileri sürerek Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararının iptali ile 2019/48649 sayılı "Madra" ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin hak sahipliğinin çok daha eskiye dayandığını, çok sayıda tescilli" Madra" ibareli markasının bulunduğunu, taraf markalarının benzerlik göstermediğini, yanıltıcı nitelikte olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının başvuru konusu yaptığı "Madra" ibaresi ile davacının itirazına mesnet markası arasında aynılık veya ayırt edilemeyecek düzeyde benzerlik ve iltibas bulunmadığı, diğer yandan SMK’nın 5. maddesinin birinci fıkrasının (a) (b) (c) (ç) (d) ve (f) bentlerinin uygulama şartları oluşmadığı gibi marka başvurusunun kötüniyetle yapıldığının da ispatlanamadığı, davacının tek başına “...” ibaresi üzerinde tanınmışlığının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafça istinaf edilmiştir.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu başvurunun "Madra" ibaresinden oluştuğu, bu ibarenin tüketicilerce de "..." olarak algılanmayacağı, dolayısıyla değerlendirmenin anılan "Madra" ibaresi dikkate alınarak yapılmasının gerektiği, buna göre "Madra" ibaresinin, başvuru kapsamındaki mallarda tescili yönünden bir mutlak tescil engelinin bulunmadığı, "..." asıl unsurlu davacı markası ile "Madra" ibareli davalı başvuru arasında iltibas bulunmadığı, başvurunun kötüniyetli olarak yapıldığı iddiasının da ispat edilemediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, YİDK kararının iptali ve hükümsüzlük istemine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 04.02.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.