Logo

11. Hukuk Dairesi2024/1645 E. 2025/599 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tanınmış bir markanın itibarına zarar verebilecek şekilde benzer bir markanın tescil başvurusuna karşı açılan davanın reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı markasının tanınmışlık düzeyi ve taraf markaları arasındaki benzerlik gözetilerek, davalı başvuru markasının davacı markasının itibarına zarar verebileceği ve tüketicilerde yanılgıya yol açabileceği değerlendirilerek bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1541 Esas, 2023/1501 Karar

HÜKÜM : Red

İLK DERECE MAHKEMESİ: Ankara 3. Fikri ve Sınayî Haklar Hukuk Mahkemesi

Bölge Adliye Mahkemesi kararı Yargıtayca duruşma istemli olarak davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne, dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili Şirketin "..." esas unsurlu tanınmış markalarının sahibi olduğunu, davalı gerçek kişinin bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki "... kimya+şekil" ibaresini 02, 03, 07, 16, 40, 42. sınıflarda marka olarak tescil ettirmek üzere diğer davalı Kuruma başvurduğunu, 2019/64043 kod numarasını alan başvurunun, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 5/1-ç hükmü gereğince 42. sınıftaki hizmetler ile bir kısım diğer mal ve hizmetler yönünden müvekkilinin itirazı üzerine başvurunun reddine karar verildiğini, ancak davalı başvurusunun tüm sınıflar yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu'nun (YİDK) 2020-M-8347 sayılı kararın iptaline, dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, başvuru kapsamında kalan malların, davacı markalarının kapsamlarında bulunan mal ve hizmetlerden farklı bulunduğunu, dolayısıyla markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, davacının diğer iddialarının da yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkili başvurusu ile davacı markalarının kapsamlarındaki emtianın benzer olmadığını, diğer hükümsüzlük şartlarının da oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile başvuru kapsamında kalan ve dava konusunu oluşturan çekişmeli 02, 03, 07. sınıftaki malların davacının itirazına mesnet markaların kapsamlarındaki mal ve hizmetlerden farklı olduğu, taraf markalarının esas unsurunun "..." ibaresinden oluştuğu, marka işaretlerinin benzerliği hususunda bir uyuşmazlık olmadığı gibi davaya konu YİDK kararında da markaların benzer olduğunun ifade edildiği, davaya konu markayı gören tüketicilerin aklına davacının markalarının gelebileceği, tüketicilerin dava konusu markayı davacının seri markalarından birisi zannedebilecekleri veya davacı ile bir bağlantısı olduğu yanılgısına düşebilecekleri, markanın tescili halinde davalının haksız bir kazanç sağlaması, markanın daha kolay hatırlanır olması yahut markanın itibarına zarar verilmesi, özellikle "..." ibaresinin ayırt ediciliğinin düşmesi tehlikelerinin bulunduğu, bu kapsamda SMK'nın 6/5 hükmü kapsamında tescil engeli olduğu, davacı markalarının tanınmışlığının, başvuru kapsamındaki tüm mallara sirayet edeceği, davalı şahsın kötü niyetli olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, YİDK'nun 2020-M-8347 sayılı kararının iptaline, dava konusu marka henüz tescil edilmemiş olduğundan hükümsüzlük talebi ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm, davalılar vekillerince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar dava konusu işaret ile davacı markaları arasında yüksek düzeyli bir benzerlik bulunmakta ise de davacı markalarının tanınmışlık düzeyleri, davacı markalarının asli unsurunu oluşturan "..." ibaresinin, günlük hayatta sıklıkla kullanılan ve bu itibarla ayırt edicilik seviyesi çok yüksek olmayan bir işaret niteliğinde bulunması, davacı markalarının tanınmış olduğu "süt ve süt ürünleri" emtiası ile başvuru kapsamındaki mallar arasında hiçbir yakınlık olmaması, diğer bir deyişle başvuru kapsamındaki malların, davacı markalarının tanınmış olduğu sektöre son derece uzak ve farklı bulunması hususları birlikte gözetildiğinde, somut olayda 6769 sayılı SMK'nın 6/5 hükmü koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına, davanın reddine karar verilmiş, karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Davaya konu başvuru markası “... kimya+şekil” ibaresinden oluşmakta olup, davacının itiraza mesnet markaları ise "..." esas unsurunu içermektedir. Davalı Kurum kararında da benimsendiği gibi taraf markaları arasında benzerlik bulunduğu konusunda uyuşmazlık yoktur. Davacı markasının Türkiye'de ulaştığı tanınmışlık düzeyi göz önüne alındığında davalı başvurusunda bulunan sınıfların davacının tanınmış markasının itibarına zarar verebileceği, davaya konu markayı gören tüketicilerin aklına davacı gelerek tüketicilerin başvuru markasını davacının seri markalarından birisi zannedebileceği ve davacı ile bir bağlantısı olduğu yanılgısına düşerek davalının haksız bir kazanç sağlayabileceği kabul edilerek SMK'nın 6/5 hükmü kapsamında tanınmışlığın tüm marka kapsamındaki mallara sirayet ettiği kabul edilerek sonucuna göre karar vermek gerekirken hatalı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'un 373/2 hükmü uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.