Logo

11. Hukuk Dairesi2024/1871 E. 2025/412 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Teminat senedi olduğu iddia edilen bonoya dayalı icra takibine karşı borçlu olunmadığının tespiti davasında, bononun teminat senedi olup olmadığı hususunun tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Bonoda "teminat senedidir" ibaresinin bulunmasının bononun mücerretliğini bozmayacağı, neyin teminatı olduğunun ayrıca ispatlanması gerektiği ve davacıların bu ispatı sağlayamadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi

SAYISI :2020/2006 Esas, 2023/1368 Karar

HÜKÜM :Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ :İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI :2018/243 E., 2020/295 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketle davalı arasında 14.09.2007 ve 31.04.2014 tarihlerinde iki ayrı acentelik sözleşmesi imzalandığını, davalının sözleşmenin kurulduğu esnada, teminat amacıyla düzenlenen, tanzim ve vade tarihi boş olan ve malen kaydı içeren 50.000,00 USD bedelli bonoyu müvekkillerine imzalattığını, davalının sözleşmeyle yüklendiği edimleri yerine getirmediği gibi teminat olarak verilen senedin tanzim ve vade tarihini doldurarak kötü niyetle takip başlattığını, müvekkilinin davalı ile sözleşme imzaladığı sırada unvanının ... Lojistik Ltd. Şti. olduğunu, 20.03.2014 tarihinde unvanını ... İç ve Dış Tic. Ltd. Şti olarak değiştirildiğini, bononun unvan değişikliğinden sonra 01.04.2015 tarihli olarak davalı tarafından doldurulduğunu ileri sürerek müvekkilinin borçlu bulunmadığının tespitini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin 01.04.2015 tarihinde sona ermesi üzerine davacı acentenin, müvekkili şirketin kendisi adına yaptığı ödemeler için davaya konu senedi düzenleyerek müvekkiline verdiğini, senet üzerinde teminat senedi olduğuna dair herhangi bir ibare bulunmadığını, acentelik sözleşmesi 14.09.2007 tarihli iken senedin düzenleme tarihinin 01.04.2015 olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile takipte dayanılan 01.05.2015 vade tarihli ve 50.000,00 USD tutarlı bononun arka yüzünde “teminat senedidir” ibaresi bulunduğu, bonoda teminat kaydı varsa da neyin teminatı olduğu belirtilmediğinden bu ibarenin bononun mücerrettik vasfını ortadan kaldırmayacağı, bononun teminat amaçlı verildiğinin kabul edilebilmesi için neyin teminatı olarak verildiğinin bononun önündeki veya arkasındaki yazılar veya ayrı bir belge ile kanıtlanması gerektiği, taraflar arasındaki 14.09.2007 tarihli sözleşmenin 5. maddesinde acentenin sözleşmedeki yükümlülüklere uyacağının garantisi olarak 50.000,00 USD tutarında banka teminat mektubu veya ipotek rehini vereceği kararlaştırılmış ise de bu hususun da senedin teminat senedi olduğu hususunu ispat eder nitelikte olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacılar vekilince istinaf edilmiştir.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, teminat senedi niteliğinde olduğu iddia edilen bonoya dayalı olarak başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine, 03.02.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.