"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2194 Esas, 2024/48 Karar
HÜKÜM : Davanın kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Niğde 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla)
SAYISI : 2020/272 E., 2021/546 K.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili bankanın Niğde Şubesince ... Makina Tasarım Onarım İnşaat Taahhüt Ltd. Şti.'ne Genel Kredi Sözleşmesi gereğince ticari kredi kullandırıldığını, genel kredi taahhütnamesinde davalı ... Havuçcu ve ... 'ın da müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzası bulunduğunu, 04.02.2019 tarihli ihtarname ile hesabın kat edildiğini ve ihtarnamenin tüm borçlulara tebliğ edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine borçlular hakkında ilamsız takip yapıldığını, borçluların itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek itirazların iptali ile takibin devamına, davalılar aleyhine alacağın %20'si oranından aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; müvekkillerinin alacaklı bankaya herhangi bir borcunun bulunmadığını, zira bu icra dosyasında alacaklı konumunda bulunan ... A.Ş. Niğde Şubesindeki kredi hesabına kredi garanti fonu tarafından ödeme yapıldığını, ...'nun krediye müteselsil kefaleti bulunmadığını, el yazısı ile müteselsil sorumluluk üstlendiğinin yazılmadığını savunarak haksız davanın reddine, takibi yapmakta kötü niyetli olan davacının itiraz konusu alacağın %20'sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama masrafları ve vekâlet ücretlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
III. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, bozma ilamına uyulması halinde bozma ilamı gibi karar verilmesinin yasal zorunluluk olduğu, ayrıca dairelerince verilen kararın sadece davacı tarafça temyiz edildiği, öncesinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararın da sadece davalılardan ... tarafından istinaf edildiği, diğer davalılar tarafından istinaf edilmemesi nedeniyle usulen müktesep hak teşkil eden hususların ve bozma kapsamı dışında kalan hususların da gözetilmesi gerektiği, uyulmasına karar verilen Dairemizin bozma ilamında da belirtildiği üzere, dosya içerisinde yer alan genel kredi sözleşmesinin 21 inci sayfasında davalı ...'nun kefil olarak imzası bulunduğu, bu sayfada kefalet tutarı, kefalet tarihi, kefalet süresinin el yazısı ile yazılmış olup, matbu halde de "müteslesil kefil olmayı kabul, beyan ve taahhüt eder" ifadesinin bulunduğu, bu durumda, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 7 nci maddesinde düzenlenen ticarî teselsül karinesi uyarınca ticarî borçlara kefaletin müteselsil kefalet olduğunun kabulü gerektiği, her ne kadar “müteselsil kefalet” sözcükleri davalının kendi el yazısı ile yazılmamış ise de, somut olaydaki ticarî iş kapsamındaki kefaletin müteselsil kefalet olmadığına ilişkin aksine sözleşmede hüküm bulunmaması ve 6102 sayılı Kanun'un 7 nci maddesindeki özel düzenleme nedeniyle, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) müteselsil kefalete ilişkin düzenlemelerin somut olaya uygulanamayacağı gerekçesiyle davalı ...'nun da borca müteselsil kefaletinin bulunduğu gözetilerek değerlendirme yapılması gerektiği, İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunun ayrıntılı, bilimsel ve hüküm kurmaya elverişli olması nedeniyle sözkonusu raporda ayrıntılı olarak açıklanan sebep ve hesaplamalar dikkate alındığında, davacı bankanın davalılar hakkında başlattığı dava konusu Niğde İcra müdürlüğünün 2019/3094 E. sayılı icra takibinde istenen alacaklar yönünden davalıların davacı bankaya borçlu oldukları, davalı asıl borçlu şirketle birlikte diğer davalıların da bu borçtan müteselsil kefil olarak birlikte borçlu ve sorumlu oldukları, bu nedenlerle davalı borçluların dava konusu icra takibine ve borca yaptıkları itirazları haksız olup yerinde olmadığı, takip ve dava konusu kredi alacağının da belli, hesaplanabilir yani niteliği itibariyle likit bir alacak olduğundan davalıların, takibin devamına karar verilen asıl alacağın %20 si oranındaki icra inkâr tazminatına da mahkum edilmelerine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulüne, Niğde İcra Müdürlüğü'nün 2019/3094 E. sayılı icra takibine davalılar tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, takibin devamına karar verilen asıl alacağın %20'si oranındaki icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalılardan ... vekilince temyiz edilmiştir.
IV. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, ticari genel kredi sözleşmesi kapsamında kullanılan kredi borcunun ödenmemesi üzerine asıl borçlu ve müteselsil kefiller aleyhinde başlatılan takibe vaki itirazın iptali isteminden ibarettir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 67 nci maddesi.
3.6102 sayılı Kanun'un 7 nci maddesi.
4.6098 sayılı Kanun'un 100, 583 üncü ve 584 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Dava, ticari genel kredi sözleşmesi kapsamında kullanılan kredi borcunun ödenmediği iddiasıyla asıl borçlu ve kefiller hakkında başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, Bölge Adliye Mahkemesince Dairemizin bozma ilamına uyularak yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
6098 sayılı Kanun'un 100 üncü maddesinin birinci fıkrasında borçlunun faiz veya giderleri ödemede gecikmemiş olması halinde kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahip olduğu düzenlenmiştir.
Somut olayda davalı, takibe konu kredi kartı borcunun dava dışı Rafiye Harım tarafından ödendiğini savunarak bir kısmı takip tarihinden önce, bir kısmı ise takip tarihinden sonraki tarihli bir takım banka dekontu ibraz etmiştir.
Şu halde Bölge Adliye Mahkemesince, davacının takipten sonra ancak davadan önce yapılan ödemeler bakımından itirazın iptali davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı, davadan sonra yapılan bir ödeme varsa bu kısım yönünden ise davanın konusuz kalacağı dikkate alınarak bu cihette yapılacak inceleme ve değerlendirmenin sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın davalı kefil ... hakkında da yazılı biçimde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
2.Öte yandan davalı kefil ... vekili davaya konu kredinin Kredi Garanti Fonu tarafından ödendiğini, bu ödemeyle borcun sona erdiğini savunmuş, alınan bilirkişi raporunda da Kredi Garanti Fonu tarafından 09.10.2019 tarihinde 491.523,32 TL ödeme yapıldığı tespit edilmişse de söz konusu tahsilatın davalının toplam borcundan mahsup edilip edilmeyeceği ve ödenen bu miktar yönünden davacının takip ve dava hakkı bulunup bulunmadığı hususlarında herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın karar verilmesi de doğru olmamış kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
V.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın BOZULMASINA, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, 23.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.