Logo

11. Hukuk Dairesi2024/1973 E. 2024/3673 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı bayinin, davalı tedarikçiden teslim edilmeyen malların bedel iadesi ve haksız teminat mektup tahsili nedeniyle istirdat talebinde bulunması, ayrıca davalının icra takibine konu çekin karşılığında mal teslim edilmediği iddiasıyla menfi tespit isteminde bulunması.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı vekilinin karar düzeltme isteminin, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440. maddesinde sayılan karar düzeltme sebeplerini içermemesi gözetilerek reddedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2020/51 Esas, 2021/825 Karar

HÜKÜM : Asıl dava ret, birleşen dava yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığı

Taraflar arasındaki istirdat (asıl dava) ve menfi tespit (birleşen dava) davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece asıl davanın reddine, birleşen davanın reddine dair karar bozma kapsamında kesinleştiğinden birleşen dava yönünden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizce Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Asıl davada davalı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; müvekkilinin davalının bayisi olduğunu, mallar daha sonra teslim edilecektir kaydı ile düzenlenen ve bedeli ödenen 21 adet faturaya konu malların teslim edilmediğini, bu nedenle müvekkilinin bayilik sözleşmesini feshettiğini, yapılan ödemelere göre davalıdan alacaklı olmalarına rağmen toplam 2.000.000,00 TL bedelli teminat mektuplarının da haksız olarak nakde çevrildiğini ileri sürerek dava konusu faturalar nedeniyle ödenen meblağın şimdilik 5.000,00 TL'sinin ve haksız olarak nakde çevrilen teminat mektuplarının şimdilik 5.000,00 TL'sinin faizleriyle birlikte davalıdan tahsiline ve davalı haksız icra takibi yaptığından aleyhine icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiş, 17.06.2014 tarihli dilekçesi ile talebini 12.910.000,00 TL olarak ıslah etmiştir.

2.Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde, müvekkili hakkında icra takibine konu edilen çek karşılığı olan malların müvekkiline teslim edilmediğini, faturalarda malların teslim edilmediğinin yazılı olduğunu, ayrıca müvekkilinin nakde çevrilen 2.000.000,00 TL bedelli teminat mektubu tutarının borçtan mahsup edilmediğini ileri sürerek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile müvekkili lehine tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı vekili asıl davaya cevap dilekçesinde; müvekkilinin bazen iskontolu ön satış yaptığını, bu durumda faturada ön satış yazılı olup tüm bu işlemlerin kayıt altına alındığını, bu nedenle malların teslim edilmeme ihtimalinin bulunmadığını, dava konusu faturalara konu malların davacıya teslim edildiğini, dava konusu faturaların 2005-2006-2007 yıllarına ait olduğu gözetildiğinde davacının müvekkiline olan borçlarını ödememek için 6 yıl sonra kötü niyetle bu davayı açtığını, müvekkilinin alacağının tahsili için giriştiği icra takibine davacının itiraz etmediğini, takibin kesinleştiğini ve müvekkili tarafından açılan tasarrufun iptali davalarının müvekkili lehine sonuçlandığını, alacak davasında icra inkar tazminatı talep edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

2.Davalı vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Mahkemece Verilen Karar

Mahkemenin 13.06.2016 tarihli 2011/271 E. ve 2016/558 K. sayılı kararı ile asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

B. Bozma Kararı

Yargıtay (kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 30.05.2017 tarihli 2016/18917 E. ve 2017/4332 K. sayılı ilamı ve 10.10.2019 tarihli 2018/271 E. ve 2019/4711 K. sayılı ilamı ile birleşen davaya yönelik temyiz ve karar düzeltme itirazlarının reddine, asıl davaya yönelik itirazların kabulü ile uzman bilirkişi heyetinden denetime elverişli ve itirazları karşılar şekilde rapor alınması gereğine işaret edilerek karar taraflar yararına bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararı ile 11.03.2021 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamınına göre yapılan değerlendirmede davalının dava konusu 21 adet faturaya konu ürünü davacıya teslim ettiği, davacının herhangi bir iade alacağının bulunmadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/951 E. sayılı davanın reddine yönelik kararın kesinleştiği gerekçesi ile birleşen dava yönünden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Yargıtay Kararı

Dairemizin 10.04.2023 tarihli 2022/3705 E., 2023/2195 K. sayılı kararıyla Mahkemenin 13.06.2016 tarihli 2011/271 E. ve 2016/558 K. sayılı kararının Dairece tarafların itirazlarını karşılayacak ve denetime elverişli "uzman bilirkişi heyetinden" rapor alınması gereğine işaret edilerek bozulduğu, Mahkemece bozmaya uyulduğu halde yalnızca bir bilirkişiden oluşan görevlendirmeyle alınan yetersiz raporun sonucuna göre eksik incelemeye dayalı hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle Mahkeme kararı bozulmuştur.

V. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairemizin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davalı ...Ş. vekili; Mahkemece bozma ilamına uyulduğunu, talimat yoluyla davacının ticari defter ve kayıtlarında inceleme yaptırılıp rapor alındığını, rapor alınması için ara karar kurulurken davacının defterleri incelendikten ve rapor ibraz edildikten sonra davalının defterlerinin de incelenerek birleştirici rapor alınıp alınmayacağının değerlendirilmesine şeklinde ara karar oluşturulduğunu, davacı defterlerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen rapor yeterli ve denetime elverişli görülerek birleştirici rapor alınmadığını, müvekkilinin gerekli belgeleri zaten Mahkemeye daha önce ibraz ettiğini, kararda 10.10.2019 tarihli bozma ilamının son paragrafında belirtilen hususların tartışılıp değerlendirildiğini, davacının defterler ve kayıtlarında inceleme yapılıp düzenlenen son rapor ile müvekkilinin defterlerinin incelendiği 03.02.2014 tarihli raporun uyumlu olduğunu, hukuki değerlendirme de Mahkemece yapılacağından bilirkişi heyeti marifetiyle birleştirici rapor alınmadan karar verilmesinde bir eksiklik bulunmadığını ileri sürerek karar düzeltme talebinin kabulü ile Mahkeme kararının onanmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Asıl dava, istirdat, birleşen dava menfi tespit istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı ve 442 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere ve Dairemizin 10.04.2023 tarihli bozma ilamının "Değerlendirme" bölümünde "yetkisiz rapor" ibaresi yazılması maddi hata mahiyetinde olup anılan ibarenin "yetersiz bilirkişi raporu" olarak anlaşılacak olmasına göre davalı ...Ş. vekilinin 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteminin reddi gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ...Ş. vekilinin karar düzeltme isteminin 1086 sayılı Kanun'un 442 nci maddesi gereğince REDDİNE,

Aşağıda yazılı bakiye 328,85 TL karar düzeltme ret harcının ve 3506 sayılı Kanun ile değiştirilen 1086 sayılı Kanun'un 442 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca takdiren 2.505,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine,

08.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.