Logo

11. Hukuk Dairesi2024/1989 E. 2024/6878 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ticaret sicili memurunun, mahkeme kararının kesinleşmeden tescil talebini reddetmesi üzerine açılan itiraz davasında, ilk derece mahkemesinin ek kararının kaldırılıp kaldırılmayacağı ve davanın esasının in olup olmayacağı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: İnşai nitelikteki mahkeme kararlarının kesinleşmeden infaz edilemeyeceği ve tescil edilemeyeceği, dolayısıyla ilk derece mahkemesinin ek kararının kaldırılması ve davanın konusunun kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığı gözetilerek, direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi

SAYISI :2023/395 Esas, 2024/40 Karar

HÜKÜM :Yeniden esas hakkında kurulan hüküm ile karar

verilmesine yer olmadığına

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar Yargıtayca duruşma istemli olarak davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne, dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile ... babası ... ... tarafından Delta Petrol Ürünleri Otomotiv İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.'nin ortak ve hissedarları olan ... ve ... ... ile birlikte mevcut durumda ortak olmayan ... ..., ... ... ve ... ... aleyhine limited şirket pay devirlerinin iptali, olmadığı takdirde nominal değerden piyasa rayiç değerinin ödenmesi istemiyle açılan davada Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesince, adı geçen şirkette ... ...'a ait 160 pay ile ...'a ait 4160 adet payın 1960 payının iptaline karar verilerek, bu paylardan 1820 payın davacı ... ...'a, 300 payının ise davacı ...'a ait olduğunun tespitine, 2200 payın davalı ... uhdesinde bırakılmasına karar verildiğini, ancak kararın henüz kesinleşmediğini, bu süreçte mahkeme kararının tescili için yaptıkları başvurunun haksız şekilde reddedildiğini ileri sürerek itirazlarının kabulü ile Eskişehir Ticaret Sicil Müdürlüğünün 22.11.2019 tarih ve 16277 sayılı red kararının kaldırılmasına, Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/465 E., 2018/939 K. sayılı kararın yer alan payların tescil ve ilana ilişkin işlemlerinin devamına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının Delta..Ltd. Şti.'nin ortağı olmaması nedeni ile davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddinin gerektiğini, her ne kadar davacı payların tescil ve ilanına karar verilmesini talep etmiş ise de müdürlük kararının 24.04.2019 tarihinde şirket ortaklarından ... ...'a tebliğ olduğunu, muhatabın Ticaret Sicil Yönetmeliğinin 39 uncu maddesine dayanarak karara 8 gün içinde itiraz etmemesi nedeniyle de davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/465 E. ve 2018/939 K. sayılı kararının tescil ve ilanına ilişkin müvekkilinin itiraz edilen 18.04.2019 tarih, 6809 ve 6802 sayılı kararlarına karşı açılan davalarda Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/210 E. ve 2019/229 E. sayılı dosyalarında kurumun 18.04.2019 tarihli kararının iptaline karar verildiğini, ancak mahkeme kararının kesinleşinceye kadar durdurulmasına karar verilmiş olmasının Delta Petrol ... Ltd. Şti'nin tüm ortaklarına gönderilen farklı sayı aynı içerikteki müvekkili kurum yazılarının uygulanmasına imkan sağlamayacağını, keza mahkemenin 2019/210 E ve 2019/229 K. sayılı kararlarının kesinleştiğini, 18.04.2019 sayılı kararın iptaline karar verilmesine bağlı olarak konu ile ilgili kesinleşmiş yargı kararı bulunduğundan aynı içeriğe sahip 6812 sayılı yazının uygulanmasına dair açılan davanın reddinin gerektiğini, kaldı ki davacının söz konusu mahkeme kararının tescili için yapmış olduğu ilk başvurunun reddi kararına karşı 8 günlük hak düşürücü sürede dava açmadığını, davacının aynı konudaki talebiyle ilgili olarak dava konusu edilen ikinci başvurusunun süre yönünden reddi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, ilk derece mahkemesince hükmün kurulmasından sonra ilgili sıfatı ile istinaf talebinde bulunan ...'ın kanun yoluna başvurma hakkının bulunduğu, bu itibarla mahkemenin 23.09.2020 tarihli ek kararının kaldırılması gerektiği, bu kapsamda inşai nitelikte olan kararların kesinleşmeden infaz edilemeyeceği, tescil ve ilanı istenilen Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/465 E. ve 2018/939 K. sayılı ilamının henüz kesinleşmediği, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 32 nci maddesi ve Ticaret Sicil Yönetmeliğinin 34 üncü maddesi gereğince Ticaret Sicil Müdürlüğünün, tescil için aranan yasal şartların var olup olmadığını inceleme yükümlülüğünün bulunduğu, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 350 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince kişiler hukuku, aile hukuku ve taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin kararların kesinleşmeden infazlarının mümkün olamayacağı, dosya kapsamına göre de dayanak ilamın inşai dava niteliğinde olduğu, kesinleşmeden infazının da mümkün olamayacağı gerekçesi ile ilgili ... vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin ek kararının kaldırılmasına, davanın konusu kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

IV. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, ticaret sicili memurunun kararına itiraz istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.6102 sayılı Kanun'un 350 nci maddesinin ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

Dosyadaki yazılara, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.

V. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 30.09.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.