"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2022/35 Esas, 2023/565 Karar
HÜKÜM : Davanın kısmen kabulü, karar verilmesine yer olmadığı
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davalı Müflis banka vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Almanya’da çalışarak biriktirdiği paraları gurbetçiler için Türk gazetelerinde verdiği Dövize Yüksek Faiz başlıklı ilanına aldanarak ... Bankası'na yatırdığını ve hesap cüzdanı aldığını, bankanın 03.07.2003 tarihli kararla TMSF’ye devredildiğini, ayrıca BDDK tarafından Off Shorre’a para yatıranlara paranın ödenmeyeceğinin belirtildiğini, oysa ki müvekkilinin parayı ...’a değil bankaya yatırdığını, cüzdan üzerine ... yazılmasının müvekkilinin talimatı dışında olduğunu, davalı banka yanında bu bankanın ve ... Ltd’nin hakim ortağı olan ...’ın da doğan zarardan sorumlu olduğunu, ayrıca BDDK çalışanı ... Bankası A.Ş. yönetim kurulu üyesi ve daha sonra Müflis ... Bankası A.Ş. genel müdürü olan ... ve temsil ettiği BDDK’nın da zarardan sorumlu olduğunu, TMSF’nin de el koyarak müvekkilini zarara uğrattığını ileri sürerek ... Ltd. adlı bankanın dava tarihinde bankacılık izninin ve hiçbir ticari faaliyetinin bulunmadığını ve bu nedenle bu bankadan paranın tahsil edilmesinin mümkün olmadığının ve paranın ... Bankası A.Ş. bünyesinde bulunduğunun ve ...’ye aktarılmadığının tespitine, 121.177,94 Euro karşılığı olan 209.795,37 TL’nın davalılardan faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı BDDK vekili cevap dilekçesinde, öncelikle kurum aleyhine açılacak davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddine talep etmiştir.
2.Davalı ... vekili cevap dilekeçsinde, kendisinin el konulmadan önce bankaya BDDK tarafından yasa gereği yönetim kurulu üyesi olarak atandığını, daha sonra genel müdürlük ve yönetim kurulu üyeliğine getirildiğini, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini zira, 4389 sayılı Bankalar Yasası’nın değişik 24/6 md gereğince BDDK tarafından atanan görevlilere dava açılamayacağını, yine 5411 sayılı yasanın 127/5 maddesi uyarınca müvekkili hakkında soruşturma izninin verilmesinin ilgili bakana ait olduğunu ve haklarında dava açılamayacağının belirtildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
3.Davalı TMSF vekili cevap dilekçesinde, müvekkilinin Bankalar Yasası’ndan kaynaklanan yetkileri gereğince ... Bankası’na el koyduğunu, ayrıca idari işlem olması nedeniyle davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
4.Davalı Müflis Türk ... Bankası T.A.Ş iflas idaresi vekili cevap dilekesinde, davacının iflas masasına alacağı için başvurduğunu, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 235 inci maddesinde belirtilen 15 günlük sürenin geçtiğini, ... Bankası Off Shorre’nin ayrı bir tüzel kişilik olduğunu ve husumetin ona yöneltilmesi gerektiğini, davacının talimatı ile işlemlerin yapıldığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
5. Diğer davalı davaya yanıt vermemiştir.
III.MAHKEME KARARI
Mahkemece bozma ilamına uyularak tüm dosya kapsamına göre, dosyanın incelenmesinde uyuşmazlığa ilişkin Mahkemenin 31/03/2016 tarih, 2014/1053 E., 2016/317 K. kararının taraflardan davalı müflis ... Bankası vekili ile davacı vekili tarafından temyiz edildiği diğer taraflarca temyiz edilmediği, yine uyuşmazlığa ilişkin Mahkemenin 02.06.2009 tarihli kararına karşı taraflardan ... Bankası ... Limited Şti.'nin temyiz talebinde bulunmadığı ve bu taraf yönünden verilen kararın daha önce kesinleştiği, bu nedenle daha önce verilen kararlara karşı yapılan temyiz başvuruları sonucunda yargılamanın davacı ile davalılardan müflis Türkiye ... Bankası T.A.Ş. arasında görülmeye devam ettiği; kayıt kabul davalarının alacağın iflas masasına kaydı istemine ilişkin olup, belirli bir miktarın tahsiline yönelik olmadığı, bu davalarda sadece alacağın iflas masasına kaydına karar verilmekle yetinileceği, alacağın ödenmesinin ancak tasfiye sonunda masa mevcudunun sıra cetveline uygun biçimde dağıtımı aşamasında gerçekleşeceği ve alacakların tam olarak ödenip ödenmeyeceğinin ancak bu aşamada anlaşılabileceği, alınan bilirkişi raporu ile dava tarihi olan 19.11.2007 itibariyle davacının alacağının 115.883,95 Euro olduğu, bu tarihteki TCMB efektif satış kurunun 1,7384 TL olduğu (115.883,95 x 1,7384 = 201.452,66 TL), döviz tevdiat hesaplarına vade bitiminden itibaren devlet bankalarının 1 yıl vadeli Euro cinsinden mevduata uyguladıkları en yüksek faiz oranının tahakkuku neticesi 08.06.2005 iflas tarihi itibariyle hesaplanan alacak bakiyesinin 101.911,08 Euro olup bu tarihteki TCMB efektif satış kuru 1,6875 olduğundan TL karşılığı (101.911,08 x 1,6875 = ) 171.974,95 TL olduğunun bildirildiği, bu hesaba itibar edilerek davacının davasının kayıt kabul davasına dönüştüğü kabul edilerek davalı Müflis ... Bankası yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davacının davasının kısmen kabulüne;171.974,95 TL'nin davacı alacağı olarak iflas masasına kaydına, fazlaya ilişkin talebin reddine, diğer davalılar yönünden daha önce verilen kararların kesinleşmiş olduğu anlaşıldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı Müflis Banka vekilince temyiz edilmiştir.
IV. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davalı müflis ... Bankası aracılığıyla ... Bankası ... Bankası'nda açılan hesapta bulunan paranın ödenmemesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 297 nci maddesi.
2.818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 41, 55 ve 60 ıncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Dava, davalı müflis Banka aracılığıyla ... Bankası ... Bankası'nda açılan hesaba yatırıldığı ileri sürülen paranın davalılardan tahsili istemine ilişkin olup, açılışında davalı müflis Türkiye ... Bankası T.A.Ş., ... Bankası ... Limited, BDDK, TMSF, ... ve ...'a yöneltilmiş, daha sonra davalı ... hakkındaki dava tefrik kararıyla aynı Mahkemenin yeni bir esasına kaydedilmiştir.
Eldeki davada Dairemizin son bozma ilamından sonra Mahkemece, 28.06.2022 tarihli celsede bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra yurtdışı tebligat harcını yatırmak üzere davacıya süre verildiği, takip eden 20.12.2022 tarihli celsede Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğünün cevabi yazısı doğrultusunda, davalı ... Bankası ... Limited Şirketine yeniden tebligat çıkartılmasına, yurt dışı tebligat harcını yatırmak üzere davacı vekiline kesin süre verilmesine; 06.01.2023 tarihli ara kararla duruşmanın 19.09.2023 gününe ertelenmesine ve yeni duruşma gününün ara karar ile birlikte taraflara tebliğine; nihayet 19.09.2023 günlü duruşmada alınan ara kararda ise "her ne kadar 06.01.2023 tarihli ara kararla ... Ltd., TMSF, BDDK ve ... kişilerine davetiye gönderilmesi yönünde ara karar kurulmuş ise de bu kişilerin dosyada taraf olmadıkları anlaşılmakla iş bu dosya kapsamında UYAP'tan taraf kayıtlarının silinmesine, adlarına davetiye çıkartılmasına ilişkin ara karardan dönülmesine" karar verildiği ve aynı duruşmada yargılama sona erdirilerek 171.974,95 TL'nin davacı alacağı olarak iflas masasına kaydına, fazlaya ilişkin talebin reddine, diğer davalılar yönünden daha önce verilen kararların kesinleşmiş olduğu anlaşıldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği; karar başlığında ise davacı dışında sadece davalılardan müflis Banka'nın yer aldığı ve gerekçeli kararın da yine davacıyla birlikte davalı müflis Banka vekiline tebliği ile yetinildiği anlaşılmıştır.
6100 sayılı Kanun'un yargılamaya hakim olan ilkeler ile ilgili "Hukuki dinlenilme hakkı" başlıklı 27 nci maddesinden, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgililerinin, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları, bu hakkın; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerdiği anlaşılmaktadır.
Yine öte yandan, aynı Kanun'un 297 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi, hükmün tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini içermesi gerektiğini belirtmiş, aynı maddenin ikinci fıkrası ise hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiğini düzenlemiştir.
Şu halde Mahkemece, davanın açılışında davalı olarak gösterilen ve haklarındaki davada tefrik kararı da verilmemiş olan ... Ltd., TMSF, BDDK ve ... hakkında daha önce verilen kararlar neticesinde bir kısım usuli müktesep haklar oluşmuşsa da, eldeki davanın tarafı oldukları gözetilmeden belirtilen davalıların karar başlığında gösterilmemesi doğru olmadığı gibi, karar başlığında gösterilmeyen bu davalılar hakkındaki davada karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması ve buna rağmen kararın adı geçen davalılara tebliğ dahi edilmemesi de hukuki dinlenilme hakkının ihlali mahiyetinde olduğundan bozmayı gerektirmiştir.
2. Bozma sebep ve şekline göre davalı Müflis Banka vekilinin tüm temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bend uyarınca Mahkeme kararının BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı Müflis Banka vekilinin tüm temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.