"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI :2022/1228 Esas, 2023/1874 Karar
HÜKÜM :Yeniden esas hakkında kurulan hüküm ile davanın kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ :Alanya Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI :2021/1939 E., 2022/788 K.
Taraflar arasındaki şirketin ihyası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili tarafından Alanya 1. İş Mahkemesi nezdinde 2021/94 Esas sayılı dosya ile açılan hizmet tespit davası sırasında .... Spor Yatırımı Hizmetleri ve Tic Ltd Şti'nin ticaret sicilinden resen terkin edildiğinin öğrenildiğini ileri sürerek, adı geçen şirketin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; şirketin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) geçici 7 nci maddesi kapsamında resen terkin edildiğini, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; şirket yetkilisinin 25.07.1996 ve 11.03.1998 tarihlerinde yeni adresini bildirmesine rağmen adına çıkarılan tebligatın bu adrese değil önceki adresine çıkarıldığı, oysa 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun (7201 sayılı Kanun) 10 uncu maddesinin birinci fıkrası gereğince şirket yetkilisinin bilinen son adresine tebligat gönderilmediğinden yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığı, başka bir ifade ile 6102 sayılı Kanun'un geçici 7 nci maddesinin dördüncü fıkrasının (a) bendinde gösterildiği gibi ihtarın ilgililere usulüne uygun gönderilmediği, dolayısıyla şirketin sicil kaydının usulüne uyulmadan silindiği gerekçesi ile dava konusu şirketin ihyası ile yeniden ticaret siciline tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafça şirketin ek tasfiyesi istenilerek tasfiye memuru atanmasının talep edilmesine rağmen mahkemece herhangi bir atamanın yapılmamasının hatalı olduğunu, yine sınırlı ihyaya hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek, kararın kaldırılarak şirketin Alanya 1. İş Mahkemesinin 2021/94 Esas sayılı dosyası üzerinden görülen dava ile sınırlı olmak üzere ihyasına ve ek tasfiye işlemlerinin tamamlanabilmesi için tasfiye memuru atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 7201 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin birinci fıkrasına uygun tebligat yapılması ve ihtarın da usulsüz olması nedeni ile hak düşürücü sürenin eldeki davada uygulanmasının mümkün olmadığı, iş davası ile sınırlı olmak üzere ihya kararı verilip, tasfiye memurunun atanması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davanın kabulüne, adı geçen şirketin Alanya 1. İş Mahkemesinin 2021/94 Esas sayılı dava dosyasındaki yargılama ile sınırlı olmak kaydıyla ihyasına, ihya edilen şirkete ek tasfiye işlemlerinin yapılabilmesi için şirketin son temsilcisi Markus Jeck'nın tasfiye memuru olarak atanmasına, kesinleştiğinde kararın ilk derece mahkemesince Alanya Ticaret Sicil Müdürlüğüne bildirilmesine ve Ticaret Sicil Gazetesinde ilanına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; 6102 sayılı Kanun'un 536 ncı maddesine göre temsile yetkili tasfiye memurlarından en az birinin Türk vatandaşı olması ve yerleşim yerinin Türkiye'de bulunması gerektiği, atanan tasfiye memuru yönünden bu şartların olup olmadığının değerlendirilmediğini ileri sürerek, gerek bu sebeple gerekse de kararda görülecek diğer hukuka aykırılıklar nedeni ile hükmün bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 6102 sayılı Kanun'un geçici 7 nci maddesi uyarınca kaydı terkin edilen şirketin ihyası istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.6102 sayılı Kanun'un 536 ncı maddesinin dördüncü fıkrasına göre, tasfiye işlerinin sağlıklı yürütülebilmesi için tasfiye memurlarından en az birinin Türk vatandaşı olması, bu kişinin Türkiye'de yerleşim yerinin bulunması ve şirketi temsile yetkili olması önemli bir gereklilik olup, aranan bu kanuni şartların tümünün aynı kişide gerçekleşmesinde zorunluluk bulunduğu, eldeki davada ise ek tasfiye işlemlerini gerçekleştirmek üzere tasfiye memuru olarak atanan Markus Jeck'in dosyada yer alan belgelerden Alman uyruklu olduğu görülmekle; öncelikle adı geçenin Türk vatandaşlığının bulunup bulunmadığı ile bulunuyorsa diğer şartları da taşıyıp taşımadığı araştırılarak, gerekli tüm koşulları sağlamadığının anlaşılması durumunda, adı geçenin yerine anılan kanun maddesindeki şartların tümünü birlikte taşıyan başka bir kişinin tasfiye memuru olarak atanması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı vekilinin bozma kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının REDDİNE,
2.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.