"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2021/41 Esas, 2021/1085 Karar
DAVA TARİHİ :
HÜKÜM : Kabul
KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Taraf vekilleri
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Taraf vekilleri tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında Basın 53 Reklam ve Tanıtım Hizmetleri A.Ş.'nin müvekkiline ait %20 hissesinin satışı konusunda bir protokol imzalandığını, protokolün IV. maddesi gereğince müvekkilinin şirketteki ilk %10'luk hissesini davalı borçluya devrettiğini, davalının da müvekkiline ait ilk %10'luk hissenin bedeli olan 200.000,00 USD'yi ödeyerek kendi adına kaydını yaptırdığını, ancak protokolün 5 ... maddesinden sonra gelen ve müvekkilinin anılan şirkette kalan ikinci %10'luk hissenin satışını ve bu satışa ilişkin şartları içeren bölümdeki taahhüdünü yerine getirmediğini, protokolün 6 ncı maddesinde bakiye %10'luk hisseyi 450.000,00 USD karşılığında almayı açıkça kabul ve taahhüt ettiği halde bu taahhüdüne uymayıp hisse bedelini ödemediğini, davalının müvekkilinde kalan %10'luk hissesinin satın alınmasına ilişkin taahhüdünü yerine getirmesi için 15.000,00 USD 'nin tahsili talepli kısmi davanın kabul edildiğini, 435.000,00 USD tutarındaki alacak için ıslah yapılmışsa da Yargıtay aşamasından sonra ıslah mümkün olmadığından ıslahla ilgili kısım yönünden hüküm kurmaya yer olmadığına karar verildiğini, davalı hakkında ... İcra Müdürlüğünün 2011/2688 sayılı dosyası ile başlatılan takibe yapılan itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkâr tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının dava şartlarından olan gider avansı yatırmaması nedeniyle davanın usul yönünden reddi gerektiğini, davacının iddialarının ... dışı olduğunu, itirazın yerinde olduğunu beyanla davanın reddine ve davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının takip dosyasında, 435.000,00 USD asıl alacak ile 388.002,00 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 823.002,12 USD talepte bulunduğu görülmüşse de bozma ilamında belirtildiği üzere davacının, kısmi davasında alacağını dava tarihindeki TL karşılığını istemekle artık USD cinsinden tahsilini talep edemeyeceği, davacının 17.01.2001 tarihli kısmi davasının 15.000,00 USD karşılığı 10.045,00 TL olduğu, esas alınan bu kura göre toplam alacağın 450.000,00 USD (450.000 x 0,6696) =301.320,00 TL ettiği, bu tutardan ilk davada tahsiline karar verilen 10.045,00 TL'nin düşülmesi ile davacının asıl alacak olarak 291.275,00 TL talep edebileceği, bu tutara temerrüdün oluştuğu 10.07.1999 tarihinden 27.07.2011 takip tarihine kadar işlemiş faizin mahkemece resen hesaplanarak 1.475.559,25 TL olarak bulunduğu, davacının dava dilekçesinde itirazların iptalini talep ettiği, takipte hem asıl alacak hem işlemiş faiz talep ettiği ancak harcını yatırırken sadece asıl alacak üzerinden harç yatırdığı görüldüğünden mahkemece davacıya talebini açıklaması için süre verildiği, davacının açıklama dilekçesi ile işlemiş faiz kalemi yönünden de itirazın iptalini talep ettiği ve 388.002,00 USD işlemiş faiz alacağı için itirazın iptali davasının açıldığı tarihteki kur olan 1,77 üzerinden 686.764 TL'nin harcının yatırıldığı, davacının bakiye ana para alacağı olan 291.275,00 TL alacak için temerrüt tarihinden takip tarihine kadar faizi 1.475.559,25 TL bulunmuşsa da, davacının işlemiş faiz kalemi olarak belirttiği ve harcını yatırdığı tutardan daha fazlasına hüküm kurulamayacağından davacının takibinin 291.275,00 TL asıl alacak ve 686.764,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 978.039,00 TL üzerinden devamı gerektiği, davaya konu takip tarihi 27.07.2011 olduğundan 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun ile yapılan değişiklik öncesi 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 67 nci maddesine göre icra inkâr tazminatı yüzde ... ... olamayacağından asıl alacağın %40'ı oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerektiği, eldeki davanın açıldığı tarihte davacının sadece asıl alacak kalemi üzerinden harç yatırdığı, talebinin mahkemece açıklattırılmadığı, yargılama bu şekilde devam ettirilerek 2013/437 K. ile 435.000,00 USD asıl alacak üzerinden takibin devamına karar verildiği, bu kararın davacı tarafça temyiz edilmediği, bu bakımdan artık işlemiş faiz kalemi yönünden harç yatırması için davacıya süre verilip verilmeyeceğinin, davalı yararına usuli kazanılmış hak olup olmadığı tartışıldığı, davalı yararına usuli kazanılmış hak oluşmadığının kabul edildiği, zira ilk kararda işlemiş faiz ile ilgili olumlu olumsuz bir hüküm kurulmadığı, bu sebeple olmayan bir hükümden dolayı davacının temyiz etmemiş olmasının davalı yararına kazanılmış hak oluşturmayacağı, son bozma ilamında da açıkça davacı yararına hükmün bozulduğu, ana paraya temerrüt tarihinden itibaren işletilecek faiz ile birlikte takibin devamının sağlanması gerektiğinin belirtildiği, mahkemece bu bozma ilamına uyulduğu, gereği icabı davacıya işlemiş faiz kalemi yönünden itirazın iptali talebi olup olmadığı varsa harçlandırması için kesin süre verildiği, işlemiş faiz kalemi için yatırılan harç miktarının nazara alındığı, talepten fazlasına da hükmedilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne, ... İcra Müdürlüğünün 2011/2688 sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin 291.275,00 TL asıl alacak, 686.764,00 TL işlemiş faiz üzerinden devamına, takip tarihinden tahsil tarihine kadar asıl alacağa 3095 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca avans faizi uygulanmasına, asıl alacağın %40'ı oranında icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Yargıtay Kararı
Dairenin 27.02.2023 tarih, 2022/5863 E. ve 2023/1169 K. sayılı kararıyla, Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
V. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
1.Davacı vekili; müvekkilinin 435.000,00 USD alacağını aynen tahsil iradesine rağmen TL üzerinden hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan ilk davada 15.000,00 USD'nin tahsilinin talep edildiğini, usul işlemleri gereği davanın açılışında alınacak harç miktarının dava dilekçesinde TL cinsinden belirtildiği, aksi olsaydı vade tarihi veya fiili ödeme tarihindeki kurun talep edilmiş olacağını, ancak TL üzerinden verilen kararın onandığı, ilk davanın dilekçesinde "... kalan 435.000,00 USD'lik alacağımız şimdilik saklı tutuyoruz" denilerek alacağın TL ile değiştirilme iradesinin olmadığının ortaya konulduğunu, ilk davanın yargılamasında da borcu aynen ifa taleplerinin olduğunun açıkça belirtildiğini, işbu davaya konu takipte de USD alacakları ve faizinin talep edildiği, taraflar arasındaki protokolde de alacağın USD olarak belirlendiğini, davalının da alacağın aynen ödenmesi hususunda bir itirazı olmadığı halde mahkemenin yorum yoluyla TL üzerinden karar verdiğini, bozma ilamında mülga 818 sayılı Kanun'un yanlış yorumlandığını, bu Kanun'un 83 üncü maddesine göre borçlunun seçim hakkının olmadığını, aynen ödemek zorunda olduğunu, sözleşmede aynen ödeme ya da bu anlama gelen bir ifade ile borcun yabancı para üzerinden ödeneceği kararlaştırıldığı takdirde ... bir yabancı para borcundan söz edileceğinden alacaklının alacağını aynen isteme dışında bir imkanın olmadığını, faiz konusundaki talepleri 388.002,12 USD olmasına rağmen mahkemece harç yatırmak üzere hesaplanan 686.764,00 TL'nin faiz talepleri olarak değerlendirilmesinin hukuka aykırı olduğunu, mahkeme taleple bağlı olduğunu belirtmesine rağmen talepleri gibi 388.002,12 USD faiz alacağına hükmedilmediğini, 435.000,00 USD alacak TL'ye çevrilip hüküm kurulduğu gibi temerrüt tarihi ile takip tarihi arasında TL üzerinden belirlenen asıl alacağa işleyecek ticari faizin de hüküm altına alınması gerektiğini, zira bozma kararında kalan bakiye ana paraya temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmek üzere icra takibinin devamının sağlanması şeklinde ibareye yer verildiğini, asıl alacak TL'ye çevrildiği takdirde işletilecek faiz türünün de değişeceğini ve TL üzerinden faiz hesabı yapılması gerektiğini, asıl alacak TL'ye çevrildiği halde dolar üzerinden hesaplanan işlemiş faize karar verilemeyeceğini, eksik inceleme ile karar verildiğini, 17.02.2021 tarihli dilekçeleri ile TL üzerinden karar verildiği takdirde alacaklarına 10.07.1999 tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek ticari faiz uygulanmasını talep ettikleri halde mahkemece bu hususun dikkate alınmadığını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın düzeltilmesini ve Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı vekili; mahkemenin bozma ilamı öncesinde işlemiş faize ilişkin bir hüküm bulunmadığı ve karar davacı tarafından temyiz edilmediği halde bozma sonrası müvekkili aleyhine karar verilmesinin davalının kazanılmış hakkını ihlal ettiğini, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı itirazlarını mahkemece dikkate alınmadığını, davanın genişletilmesine muvafakatlerinin olmadığını, davacının dava miktarına ilişkin artırımı ve yatırdığı harcın dikkate alınmamasını, ilk davada TL cinsinden verilen kararın davacı tarafından temyiz edilmediğini, alacak likit olmadığından icra inkâr tazminatına hükmedilemeyeceğini, icra takibinde alacak USD cinsinden istenildiğinden usulüne uygun takip olmadığından davanın usulden reddi gerektiğini, davanın süresinde açılmadığını, ihtara rağmen gider avansı süresinde yatırılmadığından davanın reddi gerektiğini, dava dilekçesi ve eklerinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini, delillerinin toplanmadığını savunma haklarının ihlal edildiğini, bilirkişi incelemesi yaptırılmadan karar verildiğini, davacı takip öncesinde temerrüde düşürülmediğinden takip öncesi işletilen faize itirazlarının dikkate alınmadığını, ödeme emrinde faiz başlangıç tarihi yazılmadığını, ödeme emrinin usulüne uygun düzenlenmediğini, ödeme emrinin iptali gerektiğini, mahkemece İstanul 8. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen karar dayanak alınarak karar verilmesinin doğru olmadığını zira o kararın 15.000,00 USD alacak ile ilgili olduğunu, işbu dava ile ilgili verilmiş bir karar olmadığını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın düzeltilmesini ve Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, taraflar arasındaki protokole dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı ve 442 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, taraf vekillerinin 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteminin reddi gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin karar düzeltme isteminin 1086 sayılı Kanun'un 442 nci maddesi gereğince REDDİNE,
Aşağıda yazılı 328,85 TL karar düzeltme ret harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen 1086 sayılı Kanun'un 442 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca takdiren 2.505,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenlerden ayrı ayrı alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine,
22.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.