"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/506 Esas, 2023/1383 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2018/725 E., 2020/524 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde: ... ile davalı arasında 28.09.2015 tarihli aracılık sözleşmesi bulunduğunu, müvekkilinin bu aracılık sözleşmesinden kaynaklanan alacağı temlik aldığını, temlik aldığı alacağının tahsili amacıyla Ankara 20. İcra Müdürlüğü'nün 2018/10368 E. sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi yaptığını, davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve müvekkili lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; ...'in davalı firma yetkilisini alkollü bir ortama davet ettiğini ve elindeki matbu sözleşmeyi doldurmasını ve imzalamasını aksi halde iki firmayla asla ticari iş yapmayacağını beyan ettiğini, ...'in zorlaması ile davalının sözleşmeyi el yazısıyla yazdığını, ancak imzaladığını hatırlamamakta olduğunu, sözleşmedeki imzanın davalıya ait olmadığını, imzaya açıkça itiraz ettiklerini, sözleşmenin kelepçeleme sözleşmesi olduğunu ve ahlaka aykırılık nedeniyle geçersiz olduğunu, ayrıca irade sakatlığı nedeniyle geçersiz bir sözleşme olup geçersiz sözleşmeye dayalı olarak bir alacağın varlığından da söz edilemeyeceğini, davacının bu sözleşme gereğince ücrete hak kazanmadığını, talep edilen miktarın fahiş ve hatalı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları ile 28.09.2015 tarihli sözleşme başlıklı belge aslı üzerinde ... Ltd. Şti adına atfen atılan imzanın şirket yetkilisi olan ...'nin eli ürünü olmadığının tespit edildiği, aracılık hizmeti alacağı iddiasına dayanak olan 28.09.2015 tarihli sözleşmenin davalı yönünden bağlayıcı olmadığı, bu kapsamda 28.09.2015 tarihli sözleşmeden kaynaklanan alacağı temlik alan davacının davalıdan bu sözleşmeye dayalı olarak aracılık hizmetine ilişkin alacak talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davalı yanın hükmün tamamlanmasına ilişkin talebi yönünden ise 27.01.2021 tarihli ek karar ile davalı tarafça cevap dilekçesinde ve ön inceleme aşamasında dilekçe teatisi tamamlanıncaya kadar kötü niyet tazminatı talebinde bulunulmadığı, bilirkişi raporuna beyan dilekçesi içeriğindeki kötü niyet tazminatı talebi savunmanın genişletilmesi niteliğinde olduğu, davalının 12.11.2020 tarihli dilekçesi ıslah dilekçesi niteliğinde bulunmadığı ve bu talebe davacı yan açıkça muvafakat etmediği belirtilerek davalının HMK 305/A maddesi kapsamında kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, karar taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, Ankara 20. İcra Müdürlüğü'nün 2018/10368 E. sayılı takip dosyasında, alacaklı ... Grup Mimarlık Emlak İnş. Gıda Oto. San ve Tic. Ltd. Şti tarafından borçlu ... hakkında 28.09.2015 tarihli aracılık sözleşmesine dayalı olarak 460.112,38 TL alacak talebi ile ilamsız takip başlatıldığı, borçlunun itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, davaya esas olan ... Ltd.Şti ile ...'in imzasını içeren 28.09.2015 tarihli sözleşme başlıklı belgenin ikinci maddesinde birinci maddede belirtilen firmalara satımı yapılan ürün ve hizmetler için kesilen fatura bedelinin KDV hariç %12,5 kadar tutarının aracılık hizmeti ücreti olarak ...'e ödeneceğinin ifade edildiği, davacı yanın sunmuş olduğu 01.08.2017 tarihli temlik sözleşmesinin tetkikinde ... tarafından 28.09.2015 tarihli aracılık sözleşmesinden kaynaklanan 550.000,00 TL tutarındaki alacağın ... Grup .. Ltd. Şti'ne temlik edilmiş olduğu, davalı tarafça davanın ve icra takibinin dayanağı olan 28.09.2015 tarihli sözleşmede davalıya atfen atılan imzaya itiraz edilmiş olmakla grafolog bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonucu düzenlenen rapora göre 28.09.2015 tarihli sözleşme başlıklı belge aslı üzerinde ... Ltd.Şti adına atılı bulunan imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasen ... elinden çıkmadığı kanaatine varıldığı, bu rapora yönelik itirazlar değerlendirilerek Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucu düzenlenen rapora göre de inceleme konusu sözleşmede ... Ltd.Şti kaşe izi üzerine atılı imzalı ile ...'nin mukayese imzaları arasında ...'nin eli ürünü olmadığının belirtildiği, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarının denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunması ve icra takip dayanağının 28.09.2015 tarihli sözleşme olması ile davalı yanca süresi içerisinde ya da usulüne uygun şekilde kötü niyet tazminatı talep edilmemiş olması gerekçesiyle davacı vekilinin asıl karara karşı, davalı yanın 27.01.2021 tarihli ek karara ve karşı istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava dışı ... ile davalı arasında düzenlendiği iddia edilen 28.09.2015 tarihli sözleşme kapsamındaki aracılık ücretinin tahsilinden kaynaklanan alacağı temlik alan davacı tarafından başlatılan ilamsız takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, davacının temlik aldığı aracılık sözleşmesi kapsamında davalıdan talep edilebilir bir alacağın bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 10.12.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.