"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/522 Esas, 2023/1546 Karar
HÜKÜM : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2020/559 E., 2022/1025 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalı ... ve davalı ...'un 05.09.2012 tarihli devirden önce müvekkili şirketin %50'şer hissedarı olduğunu, hisse devri ile hisselerinin ..., ... ve müvekkili ...'e geçtiğini, ...'ın hisselerini devretmesiyle en son Halil Koçak % 46, ... %49 ve müvekkili ...'in % 5 pay sahibi haline geldiğini, müvekkili şirketin yaptığı işlerle ilgili olarak hazinece tanınan % 5 işveren SGK desteğinin idareler tarafından hak edişlerden kesinti yapılarak eksik ödendiğini, bu konuda açılan davaların müvekkili şirket lehine sonuçlandığını, bu konudaki alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibi sırasında noterde düzenlenen temliknameyle bu alacakların müvekkili şirket tarafından o tarihteki şirket hissedarı olan davalı ... ve davalı ...'e temlik edildiğinin öğrenildiğini, temliknamede bu hissedarların şirketten alacaklarına istinaden temlikname verildiği belirtilmiş olsa da söz konusu alacakları ispatlar nitelikte herhangi bir evrak veya kayıt bulunmadığını, davalıların herhangi bir şekilde kâr payı ya da tasfiye halinde bir alacaklarının söz konusu olmadığını, temliknamenin muvazaalı olarak hazırlandığını, bu muvazaalı işlem nedeniyle müvekkili şirket ve müvekkili şirket ortağının zarara uğratıldığını, müvekkili şirket ile idareler arasında yapılan sözleşmenin 12. maddesinde alacağın idarenin izni olmaksızın başkalarına devir veya temlik edilemeyeceğinin belirtildiğini, bu şekil şartına da uyulmadığını ileri sürerek, İzmir 9. Noterliğinin 26.06.2012 tarihli temliknamesinin muvazaa nedeniyle iptaline, alacakların müvekkili şirket hesabına yatırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; müvekkillerinin tüm hisselerini devretmeden önce noterde dava konusu temliknameyi düzenlediğini, "Hisse Devir ve Sorumluluk Sözleşmesi" başlıklı protokolün temlikler başlıklı 8/2. maddesinde, dava konusu edilen işveren katkı payı ile ilgili davalardaki hak ve alacakların temlik edildiğini, buna aykırı hareket edilmeyeceğinin kararlaştırıldığını, davacı şirket yetkilisi Hüseyin'in temliknameden haberdar olmadığı iddiasının gayrı ciddi olduğunu, hisse devir alıcıları ile satıcıları arasında düzenlenen "Ek Sözleşme" başlıklı belgenin 3 maddesinde hisse devir alıcılarının ortağı olduğu şirket hisse devir protokolü hükümlerine özellikle 5510 sayılı Kanun'un 81. maddesindeki teşviklerin devreden alıcılara temliki konusunda uyuşmazlık yaratması halinde doğacak zararların tazmini için ... adına her biri 500.000,00 TL tutarında iki adet açık vade tarihli senet düzenlenerek alındığının yazıldığını, bu ek sözleşmeyi davacı ..., ... ve ...'ın imzaladığını, bu kapsamda keşidecisi davacı şirket olan senetlerin müvekkillerine verildiğini, bu senetlerin tahsili için takibe girişildiğini, müvekkillerden hisse devralan şirket ortağı ve yöneticilerin baştan itibaren kötü niyetli hareket ettiklerini, hisse devir bedelini ödemedikleri gibi, temliknameye konu alacağı ele geçirmek için danışıklı işleme giriştiklerini, şirketin muhasebe çalışanı ...'yı şirketten alacaklıymış gibi göstererek üç adet senet düzenlediklerini, bu kişinin başlattığı takipler neticesinde davaya konu edilen temliklerdeki alacakların borçlu şirketin alacağı olduğu farz edilerek kurumlara 1. haciz ihbarnamesi gönderildiğini, davacıların haksız ve kötü niyetli olarak dava açtığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı doğrultusunda yapılan yargılama sonucunda, 12.09.2022 tarihli bilirkişi raporu uyarınca, davacının muvazaa ve geçersizlik iddialarının Mahkemenin kaldırma kararından önceki kararıyla değerlendirildiği üzere hakkın kötüye kullanılması teşkil ettiği, taraflar arasında yapılan protokolün hem davacı, hem de davalıları bağladığı, protokolün edimlerinin ifasının karşılıklı olarak yaklaşık bir yıl sürdüğü belirlendiğinden, bilirkişi raporunda da yer aldığı üzere muvazaa iddiasının yerinde olmadığı, davacılardan ...'in 06.02.2017 tarihli dilekçesiyle davadan feragat ettiği gerekçesiyle davacı Şirket'in davasının esastan davacı şahsın davasının ise feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm, davacılar vekilince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davacı şirketle davalılar arasında akdedilen 26.06.2012 tarihli temlik sözleşmesinin muvazaa nedeniyle iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 26.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.