"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2022/416 Esas, 2024/123 Karar
HÜKÜM : Kısmen kabul
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirket ile müvekkili şirket arasında ticari ilişki nedeniyle davalı şirketin müvekkili şirketten aldığı mallar karşılığında müvekkiline borçlandığını, davalı şirketin alım-satım işleminden kaynaklanan borcuna esas fatura bedellerinin müvekkili şirket tarafından tahsil edilemediğini, davalı ile yazılı ve sözlü uyarılara rağmen borcun ödenmemesi üzerine Trabzon İcra Müdürlüğünün 2016/30547 E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek haksız itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın yetkili mahkemede açılmadığını, müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığını, tüm borcunu ödediğini, müvekkili şirket ile davacı arasında yıllara dayanan yaş sebze meyve alımı olduğunu, davacı tarafından gönderilen malların karşılığının bazen açık hesap şeklinde elden ödendiğini, bir kısmının ise müvekkilinin oğlu Hüseyin Altan tarafından kredi kartı ile ödendiğini, yapılan ödemelerin tutarları ve tarihleri incelendiğinde davacının talep ettiği faturaların ödendiğinin görüleceğini, müvekkilinin oğlunun ticaret ile uğraşmadığını, söz konusu faturalara ilişkin borcun tamamının müvekkili tarafından alacaklı firmaya ödendiğini, davacı tarafın kötü niyetli şekilde gönderilmeyen mallara ilişkin faturaları icraya koyduğunu, davacı tarafın faturaların müvekkiline tebliğ ettiğine ve malları teslim eddiğine ilişkin herhangi bir delili bulunmadığını, davacı tarafından gönderilen malların bir kısmının bozuk çıktığını, bunun üzerine müvekkili tarafından 02.02.2016 tarih 51574 sayılı ve 18.06.2016 tarih, 51509 numaralı iade faturaları kesildiğini, mallar ve iade faturaların davacı firmaya gönderildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, bozma sonrası alınan her iki bilirkişi raporunda da anlaşılacağı üzere takip konusu faturalar üzerinden alacak miktarının tespitinin yapılamadığı, defter kayıtlarının açık hesap bölümünde bu faturaların görülmediği, fatura ve iade faturalarının tebliğ edilip edilmediğinin belli olmadığı, ancak taraflar arasında ticari ilişki söz konusu olduğu, zaruri olarak cari hesap ilişkisi içerisinde alacak miktarının bilirkişi raporları doğrultusunda değerlendirildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
IV. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, taraflar arasında yaş sebze meyve satımından kaynaklanan borca ilişkin alacaklı tarafından başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
Dava satım alışverişten kaynaklanan alacağın takibine yönelik ihbarın iptali talebine ilişkindir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak kısmen kabul kararı verilmiş ise de,
Dosyanın konusunda uzman mali müşavir bilirkişiye yeniden tevdii ile ticari defter kayıtlarının yerinde inceleme yapılması, davacının dayanağı faturalar ile davalının iade faturalarının esas alınarak, faturalar-iade faturalarının taraflara tebliğ edilip edilmediği, hem takip dayanağı faturaların hem de davalının dayandığı iade faturalarının tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığı tespit edilerek davalının ödeme savunması ve dayanak delillerinin değerlendirilmesi suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu cari hesap ilişkisi üzerinden yazılı şekilde İlk Derece Mahkemesince karar verilmesi doğru görülmemiş ve davacı yararına bozulması gerekmiştir.
V. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen kararın BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.