"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2085 Esas, 2024/638 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/125 E., 2021/191 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne, dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 369/2 hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
1.Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin 22.06.2012 tarihinden bu yana “limit” markası ve “lmt” ibareli ticaret unvanı altında basım-yayın ve eğitim hizmetleri üzerinde faaliyet gösterdiğini, şirket kurucu ortağı ...'ın “limit yayınları” markasını 2009 yılından beri kullandığını, bu markanın “limit grup”, “lmt limit yayınları”, “lmt limit” ibareli marka tescilleri kapsamında koruma altına alındığını, tüm bu markaların "basılı yayınlar" ve “eğitim hizmetlerini” de kapsayan 16. ve 41. sınıflar kapsamında tescil edildiğini, unvandaki iştigal konusu ile ilgili sektörel ibareler yanında "lmt" şeklindeki asli unsuru koruyarak mevcut ticaret unvanını aldığını, davalıların dava konusu "limit" "lmtsz" ve "limitsiz" ibarelerini eğitim hizmetleri, yayıncılık hizmetleri ve basılı yayınlar ve basılı yayınlar üzerinde fiilen ticari olarak kullanmak suretiyle markalarına tecavüz oluşturduğunu, ancak limit ve lmt ibareleri üzerinde gerçek hak sahibinin müvekkili olduğunu, müvekkili markalarının tanınmış olduğunu, davalının ise kötüniyetli olup taraf markaları arasında iltibas riskinin bulunduğunu ileri sürerek marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespitini, davalıların sosyal medya hesapları ve internet sitelerinde bu marka altında yürüttüğü tüm tanıtım faaliyetinin durdurulmasını, markanın kullanıldığı sosyal medya hesapları ve internet sitelerine erişimin engellenmesini ve bu sitelerin Google arama sonuçlarından çıkarılmasını, ürünlerin imha edilmesini ve toplatılmasını, davalı şirket unvanından "limit" ibaresinin terkinini, davalıya ait 2016/96711, 2016/50431 ve 2019/31775 nolu markaların hükümsüzlüğünü talep etmiştir.
2.Birleşen davada davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinden ...'ın 07/06/2016 tarihli "Limitsiz Vip" ibareli, 30/11/2016 tarihli Limitsiz + şekil, 28/03/2019 tarihli "limitsiz vip lmtsz" markalarının sahibi olduğunu, 2017/70002 başvuru numaralı "limitsiz özel öğretim kursu" markasının tescil işlemlerinin ise halen devam ettiğini, davalı tarafın devralmış olduğu 2017/79537 nolu "Lmtsz Limit sizsiniz limitsiz özel öğretim kursu" markasının kendi markaları ile birebir benzer olduğunu, devralan davalı tarafın markayı kullanımları nedeniyle müvekkillerinin ticari unvan ve marka tescil haklarından doğan kullanımlarına karşı haksız rekabette bulunduğunu, kötüniyetle iltibas yarattığını ileri sürerek markanın hükümsüzlüğünü, sicilden terkinini, haksız rekabetin tespitni, men'ini ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Asıl davada davalı ... vekili cevap dilekçesinde, dava konusu edilen markaların diğer davalı gerçek kişiye ait olduğunu, davalı şirketin bunu lisans sözleşmesine istinaden kullandığını, kendisine işbu davada husumet düşmeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
2.Asıl davada diğer davalılar vekili cevap dilekçesinde; müvekkillerinden ...’ın 2009/53013, 2019/96711, 2016/31775 başvuru numaralarıyla "limitsiz" markasının tescilli sahibi olduğunu, davacının markasının tanınmış olmadığını, diğer müvekkilinin ise ticari unvanını kullandığını, davacının markalarıyla karıştırılma ihtimalinin olmadığını, önceye dayalı kullanımların markasal olmadığı gibi dayanılan 2009 tarihli markanın lisans sözleşmesinin de geçersiz olduğunu, davacının kısaltma biçimindeki kullanımlarını engelleyemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
3.Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin şirket kurularak 22.06.2012 tarihinden bu yana “limit” ve “lmt” ibareli markaları ve ticaret unvanı altında basım-yayın ve eğitim hizmetleri üzerinde faaliyet göstermekte olduğunu, şirket kurucu ortağı ...'ın aynı marka ve işletme adı ile yürüttüğü faaliyetle birlikte 2009 yılına kadar uzandığını, davacının ise 2016 yılında faaliyete başladığını, davacı markasının kendi marka ve kullanımlarından türediğini, önceki tarihli alan adlarının da bulunduğunu, davacının tanınmış olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davada; davacı markalarının tanınmış marka kriterlerine ulaştığı konusunda yeterli kanaate ulaşılamadığı, taraf markaları arasında sınıfsal yönden ayniyet olduğu, taraf markaları arasında görsel ve anlamsal olarak benzer olmadığı ve fonetik açıdan da kısmi benzerlik olsa da farklılıklar arz eden unsurlar da olduğu, asıl dosya kapsamında davacının davasının yerinde görülmediği, oluşan zarar veya tecavüzde denetim görevini ihmal eden yöneticinin sorumlu olacağı, bu kapsamda davacının davalı ...'e dava yöneltmesinin yerinde olduğu, birleşen davada; davacının 2016/50431 ve 2016/96711 sayılı markaları ile davalının 2017/79537 sayılı markasının sınıfsal yönden aynı olduğu, davalının 2017/79537 sayılı markasında ön plana çıkarılan unsurun, birden fazla tekrarlanarak vurgulanması nedeniyle limitsiz sözcüğü olduğu, davacının 2016/50431 ve 2016/96711 sayılı markalarının esaslı sözcük unsurunu da limitsiz ibaresinin oluşturduğu, taraf markalarında semantik ve fonetik olarak aynı olan limitsiz sözcüğünün ortak unsur olarak yer alması nedeniyle şekil unsurundaki farklılığa rağmen, tüketicinin markalardaki ortak unsur olan limitsiz sözcüklerine odaklanacağı, tüm bu etkenler birlikte değerlendirildiğinde markalar arasında orta düzeyde benzerlik bulunduğu, tüketici her iki marka arasında bir şekilde bağlantı kurabileceğinden iltibas tehlikesinin doğabileceği veya markalar arasındaki figüratif farklılıklar nedeniyle bir kısım tüketici markaların farklı olduğunun ayrımına varsa bile müşterek limitsiz ibaresi nedeniyle ilişkilendirme anlamında markaların aynı veya bağlantılı kaynaktan geldiği yönünde yanılgıya düşebileceği gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen davada davalı adına tescilli 2017 79537 tescil numaralı "lmtsz limit sizsiniz...limitsiz özel öğretim kursu" ibareli markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine, davalı kullanımın haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, menine ve kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm, asıl dosyada davacı-birleşen dosyada davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiş, hüküm, asıl davada davacı birleşen davada davalı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Asıl dava davalı taraf adına kayıtlı markaların hükümsüzlüğü ve sicilden terkini, ticaret unvanından limit ibaresinin terkini, haksız rekabetin ve markaya tecavüzün tespiti, men'i ve sonuçlarının ortadan kaldırılması talebine ilişkin olup, birleşen dava ise asıl davada davacı-birleşen davada davalı tarafça kullanılan markanın hükümsüzlüğü, sicilden terkini, haksız rekabetin tespiti, men'i ve sonuçlarının ortadan kaldırılması talebine ilişkindir.
2. Değerlendirme
1.Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince asıl dava hakkında verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesinin asıl dava hakkındaki kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
2. Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince birleşen davaya ilişkin verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin karara yönelik birleşen davada davalı tarafın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
3.Birleşen davada davacı, birleşen dava davalısına ait tescilli markanın hükümsüzlüğü ile birlikte haksız rekabetin tespiti, meni ve refi isteminde bulunmuş olup mahkemece birleşen dava davacısının tescilli markası ile davalı markası arasında iltibas riski bulunduğundan bahisle davalı markasının hükümsüzlüğüne ve haksız rekabetin tespiti, meni ve refine karar verilmiştir.
Haksız rekabet, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 54. maddesinde, rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile gerçekleştirilen ticari uygulamalar olarak tanımlanmış olup aynı Kanun'un 55. maddesinde örnekleme yoluyla bu davranışların neler olduğu sıralanmıştır.
Bu hükümler uyarınca mahkemece yapılacak iş birleşen dava davalısının hükümsüz kılınan markasını kullanıp kullanmadığı yahut başkaca bir kullanım yoluyla haksız rekabette bulunup bulunmadığının araştırılması ve varılacak sonuca göre karar verilmesi iken; yalnızca davacının tescilli markası ile davalı markası arasında iltibas ihtimali bulunduğundan bahisle ve haksız rekabete ilişkin iddialar ve savunmalar hüküm yerinde tartışılıp değerlendirilmeksizin eksik araştırma ve değerlendirilmeyle karar verilmesi doğru olmamış kararın birleşen davada davalı taraf lehine bozulması gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davacının, asıl davaya ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın asıl dava yönünden HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle birleşen davada davalının diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle birleşen davada davalının temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesince birleşen davaya ilişkin verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK'nın 373/1 hükmü uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı harcın istek halinde ilgiliye iadesine, 05.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.