Logo

11. Hukuk Dairesi2024/2786 E. 2025/1347 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı şirketin daha önce kullandığı "SELKUR" ibaresinin davalı tarafından marka olarak tescil ettirilmesi nedeniyle, marka tescilinin hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesi talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı şirketin, "SELKUR" ibaresini marka tescilinden önce kullanmış olduğunu ispatlayamaması ve marka ile aynı sınıfta faaliyet gösterdiğine dair delil sunamaması gözetilerek, ilk derece mahkemesinin marka hükümsüzlük davasının reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/219 E., 2024/546 K.

HÜKÜM : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/248 E., 2020/342 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2011 yılından bu yana ticaret unvanında yer alan “SELKUR” ibaresini ticari faaliyet alanında kullandığını, işbu ibareyi işletme adı, logo, internet ortamında alan adı olmak üzere tüm alanlarda ve ayırt edici tanıtım vasıtalarında bu şekilde kullanmaya devam ettiğini, müvekkilinin Türkiye genelinde bu işletme adı ve ticaret unvanına tanınmışlık kazandırdığını, 2019/17615 numarası ile müvekkili şirketin eski logosu da olarak kullanılmak sureti ile “SELKUR” ibaresinin marka olarak 27.06.2019 tarihinde davalı adına tescil edildiğini, öncelik hakkının müvekkiline ait olmakla birlikte, ilgili mevzuat çerçevesinde müvekkiline ait ticaret unvanın ayırt edilemeyecek ve iltibas yaratacak biçimde aynısı/benzerinin davalı tarafça marka olarak mal/hizmet alanında kullanılmasının haksız ve 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6/6 hükmü ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 52. maddesine de aykırılık teşkil ettiğini ileri sürerek davalı adına 2019/17615 numarasıyla tescil edilmiş bulunan “SELKUR” ibareli markanın tescil edildiği tüm sınıflardaki mal ve hizmetler yönünden hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu markanın hitap ettiği tüketici kitlesi dikkate alındığında, herhangi bir karışıklığın söz konusu olmayacağını, müvekkilinin “selkur” markası altında hizmet sunduğunu, müvekkilinin faaliyet alanı doğrultusunda 29. sınıf için haklı ve hak sahibi olarak "selkur" markasının tescilini yaptığını, davalının marka ibaresiyle birlikte ayırt edici hale getirdiği "selkur" ibaresi altında sunacağı bu sınıftaki mal ve hizmetlerin, davacıya ait ticaret unvanında bulunan "selkur" ibaresi ile farklılaştığından dolayı herhangi bir karışıklığın ortaya çıkmayacağını, davalının isminin "selman", faaliyet gösterdiği alanın ise "kuruyemiş" olduğunu, dava konusu markanın "selman" ismi ile kuruyemiş kelimesinin ilk üç harflerinin birleştirilmesi neticesinde "selkur" olarak belirlendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı şirketin ticaret sicil kayıtları incelendiğinde başlangıçta şirket ana sözleşmesinin amaç ve konularını düzenleyen üçüncü maddesine göre, faaliyet alanı "Yaş ve kuru sebze, meyve her nevi gıda maddesi." olarak belirtilmiş iken, şirketin 03.10.2011 tarihli genel kurul kararıyla unvan değişikliğine de giderek ana sözleşmenin 3.maddesinin şirketin amaç ve konusunun "maden sanayi inşaat turizm ve ticaret" olarak değiştirildiği, dava konusu markanın tescilli olduğu sınıftaki mal ve hizmetleri kapsamadığı, davacı tarafın fiili kullanıma dair herhangi bir delil ibraz edemediği, dava konusu markanın hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça istinaf edilmiştir.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, davalı adına 2019/17615 sayı ile tescilli ibareli markanın tescil edildiği tüm sınıflardaki mal ve hizmetler yönünden hükümsüzlüğü ve sicilden terkini taleplidir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 27.02.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.