Logo

11. Hukuk Dairesi2024/2832 E. 2025/1188 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Benzer markaların tescili ve kullanımından kaynaklanan marka hükümsüzlüğü, unvan terkini ve kullanımının önlenmesi taleplerine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı markasının davalı markasından önce tescilli olması, taraf markaları arasında karıştırılma ihtimalinin bulunması ve davalının marka kullanımının davacı markasına tecavüz oluşturması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/61 Esas, 2024/303 Karar

HÜKÜM : Başvurunun esastan reddi

SAYISI : 2019/21 E., 2020/239 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı/karşı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA VE KARŞI DAVAYA CEVAP

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin kuru gıda, bakliyat, kuruyemiş ve kuru meyve sektöründe etkin olarak ve şirket yetkilisinin annesinin ismi olan isminden de esinlenerek, kabul edilen, beğenilen, hoş karşılanan anlamlarına gelen markasını 1990'lı yıllardan bu yana kullandığını ve 05, 29, 30 ve 31. sınıflarda 2004/39557 sayı ile adına tescil ettirdiğini, "makbul" esas unsurlu birçok markanın da müvekkili adına tescilli olduğunu, müvekkili markasının sektöründe tanınmış olduğunu, ancak davalı şirketin yetkilisi de olan diğer davalı ... tarafından 2016/04613 sayı ile markasının 29 ve 30. sınıflarda 20.01.2016 tarihinde tescil ettirildiğini ve davalının söz konusu markayı müvekkili ile aynı sektörde kullanmaya başladığını, davalının haksız kullanımı nedeniyle müvekkili markasının bilinirliğinin zarar gördüğünü, bu durumun markanın ayırt ediciliğini olumsuz yönde etkilediğini, tek harf değişikliğinin markaya ayırt edicilik katmadığını ileri sürerek davalı ... adına tescilli 2016/04613 numaralı markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, diğer davalı şirket unvanından “ibaresinin terkinine, davalının hükümsüzlüğü ve sicilden terkini talep edilenmarkasını esasa ilişkin karar tarihinden itibaren kullanımının önlenmesine, bu çerçevede davalının söz konusu markayı ürün veya hizmetler üzerinde kullanılmasının, bu markayı taşıyan ürünleri veya hizmetleri depolamasının, elde bulundurmasının, satışa arzının, ithal ve ihracının önlenmesine, markanın davalı tarafından reklam ve tanıtım malzemelerinde, antetli kağıtlarda, irsaliyelerde, fiyat listelerinde, faturalarda ve sair basılı evraklarda kullanılmasının önlenmesi ile hükmün ilanına karar verilmesini talep etmiş, karşı davaya cevabında; karşı davanın reddini istemiştir.

II. CEVAP VE KARŞI DAVA

Davalılar vekili cevap dilekçesinde; ibaresinin müvekkilinin faaliyetlerinde aktif olarak kullanıldığını, müvekkilinin 2016/04613 numaralı markasının 29. ve 30. sınıflarda tescilli olduğunu ve bu ibareli çok sayıda markası bulunduğunu, davacı karşı davalının piyasaya hakim olmak ve tekel yaratmak çabası ile müvekkillerine ait markanın birebir aynısını tescil ettirmesinin kötüniyetli olduğunu, taraf markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunduğunu ve tüketiciler nezdinde iltibasa yol açacağını, davacı/karşı davalının markayı kullanması halinde müvekkillerinin sektördeki tanınmışlıklarından yararlanarak haksız kazanç elde edileceğini ve bu durumun müvekkillerine ait markanın ayırt ediciliğini zayıflatacağını, markasının sektörel anlamda da belirli bir tanınmışlığa ulaştığını, davacı/karşı davalı tarafın tüm tabelaları ve ticari faaliyetinde markasını kullanırken markasının tescilini de almasının kötü niyetin açık göstergesi olduğunu ve aynı zamanda haksız rekabet oluşturduğunu; davacı/karşı davalının markasının tanınmış olduğunu iddia etmesine rağmen bu hususa ilişkin dosyaya delil sunmadığını, huzurdaki davada davacının marka hakkına tecavüzün şartlarının oluşmadığını, markasının 2013 yılından beri kullanıldığını ve 2016 yılında tescil edildiğini, davacı karşı davalının uzun süre sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğradığını, müvekkillerinin faaliyet konusunun kuruyemiş, baharat ve bakliyat olduğunu, bu nedenle işyeri girişine “kuruyemiş, bakliyat ve şekerleme” yazdırmasının doğal olduğunu, markalardaki tek bir harf farklılığının bile ayırt edicilik kattığını, müvekkili markasının görselinin de farklı olduğunu savunarak asıl davanın reddini istemiş, karşı dava dilekçesinde; davalının 2017/110498 numaralı markasının hükümsüzlüğüne ve ticari her türlü kullanımının önlenmesi ile hükmün ilanına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamına göre, alınan ve Mahkemelerince de hükme elverişli görülen bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davalı ...’a ait asıl davaya konu 2016/04613 numaralı markanın tescilli olduğu 29 ve 30. sınıflarda davacının eski tarihli esas unsurlu davacı markaları ile karıştırılma ihtimaline sebep olacak derecede benzerlik bulunduğu, davaya konu markalar arasında doğrudan karıştırma ihtimalinin var olduğu, her ne kadar davalı/karşı davacı sessiz kalma yolu ile hak kaybı iddiasında bulunmuş ise de davacının sessiz kalmasının kabulü yönünden davalının markasal kullanımının şart olduğu, somut olayda davalının tescil tarihinden önce markasal kullanımını ispatlayamadığı, kullanımlarının ticari unvan kullanımı mahiyetinde kaldığı; karşı dava yönünden yapılan değerlendirmede ise karşı davacının hükümsüzlük iddiasına dayanak sunduğu markasının asıl davada hükümsüz kılınması karşısında karşı davanın da reddinin gerektiği gerekçesiyle, asıl davanın kabulüyle davalı yana ait 2016/04613 tescil numaralı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, davalı Maksul Gıda İnşaat Giyim ve Ticaret Limited Şirketinin unvanından ibaresinin terkinine, davalılarınmarkasının kullanımının önlenmesine, bu ibareyi içeren ürünleri veya hizmetleri depolamasının, elde bulundurmasının, satışa arzının, ithal ve ihracının önlenmesine, reklam ve tanıtım malzemelerinde, antetli kağıtlarda, irsaliyelerde, fiyat listelerinde ve tüm basılı evraklarda kullanılmasının önlenmesine, hüküm özetinin masrafı davalılarca karşılanmak suretiyle ulusal çapta yayın yapan tirajı en yüksek üç gazeteden birinde ilanına, karşı davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davalı karşı davacılar vekilince istinaf edilmiştir.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun(SMK) 155. maddesine göre marka, patent veya tasarım hakkı sahibinin kendi hakkından daha önceki rüçhan veya başvuru tarihine sahip hak sahiplerinin açmış olduğu tecavüz davasında sahip olduğu sınai mülkiyet hakkını savunma gerekçesi olarak ileri süremeyeceği, somut olayda davalının markasında dağ keçisine yer verme biçimi sebebiyle ve ibaresinin ile tek bir harf dışında farklılık arz etmediği de dikkate alındığında, davalının markasal kullanımının davacı markasına yakınlaşmasına mahal vereceği, her iki tarafın da gıda sektöründe iştigal ettikleri, davacının ilki 2004 tarihli ve davalı markasından yaklaşık 12 yıl önce aynı/benzer emtialarda tescilli markası bulunduğu, davacı ve davalı markası arasında doğrudan karıştırma ihtimali olduğu, diğer davalının ticaret unvanındaki ibaresini markasal kullandığı ve davacı markası ile karıştırılma ihtimali oluştuğu, buna göre asıl davada Mahkemece davalıya ait 2016/04613 numaralı markanın hükümsüzlüğüne ve diğer davalının ticaret unvanının terkinine karar verilmesinin yerinde olduğu, hükümsüzlük geriye etki doğuracağından ve asıl davada davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verildiği için davalı yönünden marka koruması sağlamayacağından karşı davanın reddine dair verilen kararın da usul ve yasaya uygun görüldüğü gerekçesiyle davalı karşı davacılar vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davalı karşı davacılar vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Asıl dava, davalı karşı davacı şahıs adına tescilli 2016/04613 numaralı markanın hükümsüzlüğü ile diğer davalı karşı davacı Şirketin ticaret unvanının terkini ve asıl dava konusu davalı karşı davacı markasının kullanımının önlenmesi; karşı dava ise davacı karşı davalı şirket adına tescilli 2017/110498 numaralı markanın hükümsüzlüğü ile karşı dava konusu davacı karşı davalı markasının kullanımının önlenmesi istemine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı karşı davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 24.02.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.