"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/242 Esas, 2023/415 Karar
HÜKÜM : Asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne
Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
1.Davacılar vekili asıl dava dilekçesinde; müvekkilinin şirket çalışanı olan ...’a banka işlemlerinde kullanılmak üzere imzalı, kısmen yazılı, kısmen boş olan belge bıraktığını, ...’ın imzalı olarak bırakılan bu belgeyi bono haline dönüştürüp ağabeyi ...’a verdiğini, sahte olarak düzenlenen bono nedeniyle ... tarafından müvekkili hakkında icra takibi yapıldığını ileri sürerek, bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
2.Davacılar vekili birleşen dava dilekçesinde; haksız olarak yapılan haciz nedeniyle müvekkillerinin kişilik haklarının saldırıya uğradığını ileri sürerek, ... ve ... için ayrı ayrı 5.000,00 TL, ... ve ... için ayrı ayrı 2.500,00 TL şirket için 15.000,00 TL olmak üzere toplamda 30.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... vekili asıl davaya cevap dilekçesinde; davacının davalı ... ile uzun yıllar süren arkadaşlıklarının olduğunu, davacının adı geçen davalıdan borç para istemesi ve miktarın da yüksek olması nedeniyle davacı tarafından dava konusu bononun tanzim edilerek verildiğini, asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmesini, birleşen dava cevap dilekçesinde ise manevi tazminat istemine konu icra takibinin tamamen haklı olduğunu, dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların doğru olmadığını, davacının tamamen kötü niyetli olarak borçtan kurtulmak için bu yollara başvurduğunu, borç paranın verildiği tarihlerde davalı ...'ın askerlik görevini yaptığını, manevi tazminat koşullarının oluşmadığını, haksız ve alacağı sürüncemede bırakmak için açılan ve şartları oluşmayan manevi tazminat davasının reddine ve %40'tan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmolunmasına karar verilmesini istemiştir.
2.Davalı ... vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde; davacı tarafın dilekçesinde belirtmiş olduğu hususların gerçeklerle uyuşmadığını, belirtilen tarihlerde asker olarak vatani görevini yaptığını, davanın haksız olarak açıldığını, dava ve takip konusu yapılan senedin davacı tarafından hazırlanmak suretiyle ve borca karşılık güvence olarak ağabeyi ...'a verildiğini, davacının takibin ilk safhasında böyle bir senet imzalamadığını, senedin sahte olduğunu iddia etmişse de, hiçbir imza itirazı davası açmadığını, borcu ödememek ve alacağı sürüncemede bırakmak için böyle bir dava açtıklarını, İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinden alınan ihtiyati haciz kararı sonucu İstanbul 8. İcra Müdürlüğünden haciz işlemlerinin yapıldığını, manevi tazminat koşullarının oluşmadığını savunarak yasal dayanaktan yoksun davanın reddini istemiştir.
III.MAHKEME KARARI
Mahkemece bozma ilamına uyularak, davalı ... tarafından, davacı ... hakkında bonoya dayalı olarak icra takibi başlatıldığı, davacının bononun sahte olduğunu ileri sürdüğü, Adli Tıp Kurumundan alınan bilirkişi raporunda senedin açığa imzanın kötüye kullanılarak oluşturulup oluşturulmadığı hususunda kesin bir kanaate varılamadığının belirtildiği, fakat senedin matbu ve üst kısmı forme kesim senetlerden olmadığı, yatay uzunluğunun A4 ebadı ile uyumlu olduğu, imza ve yazıların, farklı fiziki esvafta bir kalem ile atılmış olduğu hususlarının tespit edildiği anlaşıldığından davacının söz konusu senet nedeni ile borçlu olmadığı sonuç ve kanaatine varılarak asıl davanın kabulüne, senedin davalı tarafça kötü niyetli olarak doldurulup düzenlendiği anlaşıldığından şartları oluşan kötü niyet tazminatı talebinin kabulüne, birleşen davada, davacıların yukarıda belirtilen tüm olaylar sebebiyle ve sahte olarak oluşturulmuş bonodan dolayı aleyhlerine yapılan icra takibindeki hacizlerin başlangıcından itibaren haksız ve kötü niyetli olması sebebiyle manen zarar gördükleri ve manevi tazminat şartlarının oluştuğu, usuli müktesep haklara riayet edilmek kaydıyla birleşen davanın kısmen kabulüne, davacı ... için 2.000,00 TL, davacı ... için 2.000,00 TL manevi tazminatın 16.03.2009 haciz tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine, diğer davacıların manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekilince temyiz edilmiştir.
IV. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, asıl dava, kambiyo takibe konu edilen bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti, birleşen dava ise, manevi tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 72 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, asıl davada davalı ... vekilinin asıl davaya yönelik bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 427 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca "Miktar veya değeri 2.190,00 (İki bin yüz doksan) Türk Lirasını geçmeyen taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar kesindir." 01.01.2023 tarihinden itibaren temyiz kesinlik sınırı 12.950,00 TL’ye yükseltilmiştir.
Dosya içeriğine göre birleşen davada kabul edilen ve davalı ... tarafından temyize konu edilen toplam miktar 4.000,00 TL olup, Mahkemenin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 12.950,00 TL’nin altında kalmaktadır.
Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün, 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davalı ... vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz isteminin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.
V.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davalı ... vekilinin asıl davaya yönelik yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle birleşen davada davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edilen asıl dava yönünden davalı ...'a yükletilmesine, 07.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.