Logo

11. Hukuk Dairesi2024/2898 E. 2025/972 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirketin, davacı şirketin ticaret unvanının bir kısmını içeren bir markayı tescil ettirmesinin haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı ve davalı şirketin kötüniyetli olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirketin, davacı şirketten önce faaliyette bulunduğu, marka kullanım hakkını saklı tuttuğu ve davacı şirketin marka üzerindeki kullanımını sınırlayan bir protokolün varlığı gözetilerek, davalı şirketin kötüniyetli olmadığı ve haksız rekabet oluşturmadığı gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2047 Esas, 2024/212 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/302 E., 2021/123 K.

Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde;davalı Şirket hissedarları olan 4 kardeş ile dava dışı ... A.Ş.’nin, davalı Şirketin 07.04.2017 tarihli Yönetim Kurulu toplantısında oybirliği ile şirketin bölünmesi kararı aldığını, 25.04.2017 tarihli protokol ve 22.08.2017 tarihli ek protokollerin imzalandığını, bu protokoller ile davacıya "... Traktör" unvanı verilerek traktör üretimi faaliyetleri göstereceğinin kararlaştırıldığını, bölünme sonrası sadece davacının traktör üretimi faaliyeti göstermesinin kararlaştırılarak, bölünme sözleşmesi sonucunda 06.07.2017 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde de ilân olunduğu üzere, traktör üretimi imalatı ve satışı ile ilgili olan emtia ve markalar davacıya devredilirken, davalı şirkete sadece tarım el alet ve el makineleri alanındaki faaliyetlerin bırakıldığını, "... TRAKTÖR" ibaresi üzerinde üstün ve gerçek hak sahibinin davacı olduğunu, dava konusu markanın kullanılması halinde taraf mal ve emtiaları bakımından karışıklığa sebebiyet verileceğini, davacının "..." ibaresini marka olarak kullanma hakkının bulunmamasının davalıya davacının ticaret unvanının klavuz unsuru olan "... TRAKTÖR" ibaresini marka olarak tescil ettirme hakkı tanımadığını, başvurunun kötüniyete dayandığını ve bu eylemin haksız rekabet teşkil ettiğini, Yargıtay ve doktrin görüşlerine göre ticaret unvanının aynısını veya benzerini, bilerek ve haklı sebep olmaksızın salt rakiplerini engellemek amacıyla tescil başvurunda bulunmanın engelleme amaçlı kötüniyetli başvuru olarak değerlendirildiğini ileri sürerek 2019-M-3813 sayılı YİDK kararının iptali ile tescil edilmiş ise 2017/80655 sayılı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı Şirket vekili cevap dilekçesinde; davalı şirketin tarım makinaları, traktör ve motor üretimi üzerine kurulmuş bir şirket olduğunu, "..." markasının davalı şirketçe tasarlanmış, 40 yıllık geçmişi ile tarım makinaları sektöründe maruf hale gelmiş bir marka olduğunu, ilk kez 1997’de tescile bağlandığını, davalının kardeş olan 4 hissedarının 4 fabrikayı paylaşarak Şirket'in bölünmesi kararını aldığını, protokolün hiçbir maddesinde faaliyet kısıtlaması hükmünün bulunmadığını, keza davacı şirketin faaliyet alanının halen ticaret sicilde tarım sektöründe kullanılan her türlü makina, motorlu alet, iş makinaları (Nice Kodu: Traktörlerin ve yaya kontrollü traktörlerin imalatı) olarak kayıtlı olduğunu, işe başlama tarihinin 01.01.1981 olduğuna dair 25.09.2019 tarihli İstanbul Ticaret Odası faaliyet belgesinin sunulduğunu, bölünme öncesinde 3 ayrı model traktör üretimi yapıldığını ve protokol eki bilanço paylaşım tablosunda gösterildiği gibi bunlardan biri olan "AGRIFOX" model traktör kalıplarının markasıyla birlikte davacıya bırakıldığını, davalı şirketin bölünmesine ilişkin 25.04.2017 tarihli protokolün 6. maddesine göre; “EK-2’de yeralan marka paylaşım tablosunda açıkça gösterildiği üzere "..." markasının kullanım haklarının münhasıran ... Tarım Makinaları San. ve Tic. AŞ’e ait olacaktır. Yeni kurulacak olan ... Traktör A.Ş, ... Motor A.Ş ve ... A.Ş unvanlı şirketlerin üretecekleri ve pazarlayacakları ürünlerde ... markasını kullanım hakları olmayacaktır.” hükmünün bulunduğunu, davalının "..." markası üzerinde hem kullanım hem de protokolden kaynaklanan gerçek hak sahipliğini haiz olduğunu, davacının ... markası üzerinde markasal kullanım hakkı olmadığından haksız rekabettin söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2.Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı şirketin 30.06.2017 tarihinde tüzel kişilik kazandığı da gözetildiğinde dava konu "... TRAKTÖR" ibaresini ayırt ediciliği sağlanmış olarak dava konusu markanın başvurusunun yapıldığı 14.09.2017 tarihinden önceki zamana ait 12. sınıfta tescilsiz olarak Türkiye hudutları dahilinde markasal şekilde işlevine uygun kullanımının kanıtlanmadığı, aksine 1981 yılında kurulan davalı firmanın "..." ibaresi üzerinde önceye dayalı ve gerçek hak sahibi olduğu, 25.04.2017 tarihli protokol ile davalı Şirketin 7 ve 12. sınıfa konu malları kapsayan "..." ibareli markalarını devretmediği gibi, “...” markasının kullanım haklarının münhasıran davalı Şirkete ait olacağı” hükmüyle davalı Şirketin halihazırda tescilli markaları ile edineceği ... ibareli markalara ilişkin haklarını saklı tutmuş olduğu, 30.06.2017 tarihinde ... Traktör Sanayi ve Ticaret A.Ş. şeklinde tüzel kişilik kazandığı anlaşılan davacı firmanın 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 6/6 maddesine göre davaya konu "... TRAKTÖR" ibaresinin tescilini engelleyebilmesi için klavuz unsuru ile davaya konu markanın aynı olması yanında ana sözleşmesinde yer alıp da fiilen iştigal alanı ile davaya konu markanın kapsadığı emtiaların aynı olması gerektiği, davacının şirket ana sözleşmesinde geçip de davalı firmanın başvuru markasının kapsamındaki 12/01-03-04-05-06-07 sınıf ve grubunda yer alan emtiaları fiilen ürettiği veya sattığına yönelik delil sunulmadığından SMK 6/6 maddesindeki koşulun da davacı yararına oluşmadığı, 1981 yılında yani davacıdan önce var olan davalı firmanın "... TRAKTÖR" şeklinde 12. sınıfta 14.09.2017 tarihinde başvurusunu yaptığı markadan dolayı markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde davacıyı baskı altında tutma, ona şantaj yapma veya onun faaliyetini engelleme amacı güttüğü yani kötüniyetli olduğunun söylenemeyeceği, protokol hükümlerine göre davalının değil davacının bu markayı kullanamayacağı, davalının kötüniyetli olduğunun söylenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafça istinaf edilmiştir.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, YİDK kararının iptali ile markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 18.02.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.