Logo

11. Hukuk Dairesi2024/2981 E. 2025/1207 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından tasarlanıp davalıya teslim edilen içki standının, davalı tarafından izinsiz olarak üçüncü kişilere ürettirildiği iddiasıyla açılan tecavüzün ref'i, maddi ve manevi tazminat davası.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu stant tasarımının FSEK kapsamında eser olarak nitelendirilemeyeceği, tescilsiz olması nedeniyle 554 sayılı KHK ve 6769 sayılı SMK kapsamında da korumadan yoksun olduğu, haksız rekabet yönünden ise ayrı bir dava açıldığı gözetilerek, ilk derece mahkemesinin reddine ilişkin kararının Bölge Adliye Mahkemesi tarafından onanması doğru bulunmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/82 Esas, 2024/227 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/310 E., 2022/92 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında 06.01.2015 tarihinde imzalanan sözleşme uyarınca özel tasarım içki stantının müvekkili tarafından üretilerek davalıya teslim edildiğini, davalının, müvekkilinin tasarladığı tasarımın aynısını müvekkilinden izinsiz başka üreticilere imal ettirip kullandığının öğrenilmesi üzerine gönderilen ihtarnameye verilen cevapta, tasarım için ayrı ücret alınarak tasarım haklarının satın alındığının ve üretilen stantın ayıplı olduğunun bildirildiğini, ancak tasarımın yazılı şekilde devredilebileceğini, buna yönelik bir ücret tahsilinin de söz konusu olmadığını, davalıya kesilen faturanın da stant üretimine ilişkin olduğunu, mülga 554 sayılı Tasarımların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'de (554 sayılı KHK) yer alan hükümler uyarınca müvekkilinin tasarım hakları ihlal edildiği gibi, davalı eyleminin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) kapsamında haksız rekabet teşkil ettiğini, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) kapsamında müvekkili tasarımının, mali ve manevi haklarının hukuken korunduğunu ileri sürerek tecavüzün ref'ine, müvekkilinin FSEK'in 68. maddesi kapsamındaki zararından şimdilik 5.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi zararının dava tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ne 554 sayılı KHK anlamında tescilli bir tasarımı ne de FSEK anlamında eser kabul edilebilir bir çalışmasının bulunmadığını, tüzel kişi olan davalının FSEK kapsamında eser sahibi olamayacağını, davacının eser üzerindeki mali hakları veya bunları kullanma yetkisini devraldığına dair bir belge sunmadığını, FSEK'in 14. maddesine göre manevi tazminat talep edilemeyeceğini, stantların müvekkili firma tarafından verilen ölçülere göre tasarlandığını, tasarımcıya herhangi bir serbesti veya özgünlük alanının bırakılmadığını, tüm alkollü içki stantlarının birbirine benzediğini, hususiyetin bulunmadığını, ürün üzerinde kullanılan marka, logo, desen vb. unsurların müvekkillerine ait olduğunu, bu unsurlar çıkarıldığında ürünün özgün, estetik ve yaratıcı herhangi bir yanı kalmayacağını, müvekkilinin tasarım ve üretimler için ayrı ayrı ödeme yaptığını, ortada tescilli bir tasarım da mevcut olmadığından yazılı devir koşulunun aranmayacağını, müvekkilinin hangi fiillerinin haksız rekabete sebebiyet verdiğine ilişkin bir açıklama yapılmadığını, davacı tarafından üretilen stantın müvekkilince istenen ölçü ve biçime uygun olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflara ait ürünlerin stant tasarımı olduğu, tasarımların, genel geometrik biçimleri, oranları, yüzey özellikleri ile farklılaştığı ve ayırt edici nitelik kazandığı, bu bağlamda benzer teşhir amaç ve işlevini yerine getirmek üzere farklı biçim, oran ve özelliklerde tasarlanıp üretildiği, gerek işlevsel, gerekse biçimsel özellikleri sebebi ile eser olarak değil seri olarak ya da yerine özel ölçülerde üretilebilecek bir tasarım ürünü olarak tanımlanabileceği, davacının stant tasarımının hususiyet içermediği, eser vasfına sahip olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça istinaf edilmiştir.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyada alınan her iki bilirkişi raporunda da dava konusu standın, seri olarak ve işlevine uygun nitelikte üretilen tasarım ürünü olduğunun, sanat eseri sayılmasını gerektirecek estetik özellikleri taşımadığının tespit edildiği, davacının bu stant tasarımı üzerinde FSEK’ten kaynaklanan mali ve manevi bir hakkının bulunmadığı, ayrıca davacı tüzel kişi olduğundan FSEK’te korunan manevi hakların sahibi olamayacağı, davaya konu stant tasarımının tescilsiz tasarım olması nedeniyle 554 sayılı KHK kapsamında korunamayacağı, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 56. maddesi uyarınca tescilsiz tasarımların bazı şartların mevcut olması halinde korunacağı, ilgili maddenin SMK'nın Resmî Gazete'de yayımlanması ile yürürlüğe girmesinden dolayı geçmişe yönelik uygulanamayacağı, tescilsiz tasarımların TTK'nın 56 ve devamı maddelerinde düzenlenen haksız rekabet hükümleri uyarınca korunması mümkün ise de haksız rekabet iddiasıyla açılan dava bu davadan tefrik edildiğinden İlk Derece Mahkemesince tasarım hakkına tecavüz ve FSEK’ten kaynaklanan haklara tecavüz iddiasıyla açılan davanın reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, işbu davada tasarım hakkının davalı tarafça davacıdan devralınıp alınmadığının da incelenemeyeceği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, davacının davalı için tasarlayıp ürettiği stantların, davalı tarafça 3. kişilere ürettirildiği iddiasına dayalı tecavüzün ref'i, maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 24.02.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.